Robbert Oppenheimer’ın atom bombası yapım sürecini ve sonrasında yaşadıklarını anlatan Oppenheimer filmini izledim. Film sırasında ve sonrasında bir bilim insanı adayı olarak kafamda bazı soru işaretleri oluştu. Bu yazımda film hakkında bir bilgi vermek yerine bu soru işaretlerini tartışmak istedim.
Biz neden bilim yapıyoruz?
Bir bilim insanının görevi ahlaki ve etik değerler dışına çıkmadan, insanların ve toplumun faydasını gözeterek, insan yaşamını bir ileri seviyeye taşımaktır. Peki bu ileri seviye sadece kendi mensubu olduğumuz toplumu mu ilgilendirir? Tabii ki hayır. Bu tüm dünyanın geleceği için yapılması gerekilen bir olgu.
Buna gerektiği kadar dikkat etmediğimizi düşünüyorum. Bunun sebebi geçmişimizden geleceğimize, bugüne kadar yapılmış keşiflerin, buluşların, bilime olan katkıların bir noktada silahlanmaya, savaşı kazanma mücadelesi adı altında masumların yok edilmesine katkı sağlanmasına kadar giden bir süreç. Bu durumda bilim gerçekten insanlığa mı hizmet ediyor yoksa silahlanma yarışına giren bir devlete mi hizmet ediyor? Bunun ayrımını nasıl yapacağız?
Bilim insanı adayı olarak, bilime bir katkı sunsam ve bu katkı masumların yok olmasına yarayan kitlesel bir silaha dönüştürülse bunun vicdani boyutunu nasıl kaldırabilirim? Burada insanların bunu kabul etmesinden veya etmemesinden bahsetmiyorum. Kendi iç huzurumdan bahsediyorum.
Filmi izlerken sürekli Oppenheimer ile empati kurmaya çalıştım. Ben olsaydım bu sürece dahil olur muydum? Savaş kazanmak uğruna sonuçlarının belli olduğu bir soykırımda adımın anılmasını istemezdim. Ellerime kan bulaştırmak, hayatım boyunca bu kanların temizlenmediğini bilmek gerçekten beni yıpratırdı.
Peki biz neden bilim yapıyoruz ve kimin için bilim yapıyoruz? Şahsen ben evreni tanımak, işleyişini anlamak ve bunu kendimce anlamlandırmak için bu işe girdim. Zannediyorum ki bugüne kadar gelmiş tüm bilim insanlarının ortak nedeni de buydu. Bunu başardığımızda zaten toplumu ileriye seviyeye taşıma amacımız ortaya çıkıyordu. Bu amaç manipüle edildiğinde, bir bilim insanın iyi niyetinin suistimal edildiğinde bilim artık ölüme hizmet etmeye başlıyor.
Oppenheimer ve gibileri, sonuçların farkındaydılar. Neye sebep olacaklarını biliyordular ama o silahı yapmaya devam ettiler. Bir insan istediği kadar başarılı, zeki ve çalışkan olursa olsun hiçbir amaç vicdanın önüne geçmemeli. Öngörülebilir sonuçlar neticesinde yapılan iş geri dönülemez bir boyuta ulaştığında hiçbir zaman pişmanlık fayda etmeyecek, ömür boyu bu insanın omuzlarında bir yük olarak kalacaktır.
O yüzden hangi meslekten olursak olalım hiçbir şeyin vicdanımız önüne geçmesine fırsat vermemeliyiz. O zaman topluma faydayı görmüş olacağız.
0 yorum