Nanoteknoloji eğitimi ilköğretime inecek
Öğrenci, öğretmen, uzman ve toplumu birleştiren köprü: Bilimde ve inovasyonda sorumlu araştırma

Güncel bilimsel araştırma konularını örgün eğitimin bünyesine dâhil ederek ve “sorumlu araştırma ve inovasyon” kapsamında öğrenilen konular hakkında öğrencilerin tartışmasını teşvik ederek bu sürece toplumun dâhil olmasını sağlamayı amaçlayan AB destekli Irresistible projesinin Türkiye’deki yürütücülüğünü Boğaziçi Üniversitesi üstleniyor. 

Proje kapsamında “nanobilim” ve “nano teknoloji”nin ilköğretim okulları kapsamında müfredata girmesi yönünde çalışmalar yürüten bilim insanları, çalışmanın ilk sonuçlarını hazırlanan bir sergi ile paylaştı.

Boğaziçi Üniversitesi’nde projeye katılan ilk ve orta öğretim öğrencilerinin nanobilim ve nanoteknoloji üzerine tasarladıkları ürünlerinden oluşan sergi ile ilk adımı atan akademisyenler, inovatif yaklaşımın genç kuşaklar tarafından benimsenmesi yönünde dünya ile aynı anda çalışmaya başladılar.

Öğrenciler Nanometre ve Nano Gazete gibi yaratıcı ürünler sergiledi

‘’Sorgulamaya dayalı fen eğitimi ile gençlerde sorumlu araştırma ve inovasyon farkındalığını artırma’’kapsamında gerçekleştirilen projenin sergisinde, öğrencilerin nanoteknolojik ürünlerin kullanım ve etkilerine yönelik tasarladığı karikatürlerden nano uzunluklar kullanılarak hazırlanan nanometreye, nano ile ilgili kavramları öğretmek için tasarlanan Hafıza Oyunu’ndan  nanoteknoloji ile ilgili haberlerin yer aldığı Nano Gazete’ye fark yaratan pek çok ürün yer aldı.

Boğaziçi Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Sevil Akaygün (Proje Yürütücüsü), Doç. Dr. Emine Adadan ve Doç. Dr. Amitav Sanyal‘ın görev aldığı proje, Almanya, Finlandiya, Hollanda, İsrail, İtalya, Polonya, Portekiz, Romanya, Yunanistan ve Türkiye’den okulları içeriyor.

2013-2016 yılları yürütülecek olan proje kapsamında ‘’Nanobilim’’ ve ‘’Nanoteknoloji’’ ana başlığının uzun vadede ilgili ülkelerde ders müfredatlarının parçası olması da hedefler arasında yer alıyor.

Yrd. Doç. Dr. Sevil Akaygün, Doç. Dr. Emine Adadan ve Doç. Dr. Amitav Sanyal ile Nanobilim ve Nanoteknoloji’nin ders programlarında nasıl ele alındığı ve projenin hedeflerini konuştuk:

Öncelikle ‘’sorumlu araştırma ve inovasyon’’ nedir, proje süreçleri nasıl ilerliyor?

Sevil Akaygün - Sorumlu araştırma ve inovasyon literatüre 2012’den itibaren girmiş bulunuyor. 2012’den beri tüm AB projelerinde bu kavramın öneminin altı çiziliyor. Bizim projemizin çıkış noktası da bu kavramın öğretmenlere ve gençlere iletilmesi.

Proje, sekiz derslik bir modülden oluşuyor. Bu programda Öğrenenler Topluluğu adını verdiğimiz fen öğretmenleri, fen eğitimi uzmanları, bilim merkezi temsilcileri ve alan uzmanı bilim insanlarını içeren bir topluluğumuz var. Her bir topluluk, güncel bilimsel araştırma konularından seçilmiş belirli bir konuyla ilgili sorumlu araştırma ve inovasyonu entegre eden bir modül geliştiriyor.

Bu modülü birlikte tasarlayan öğretmenler sekiz hafta boyunca kendi okullarında eğitsel kol faaliyeti olarak uyguluyor. Sekiz ders tamamlandıktan sonra öğrenciler bir sergi ürünü tasarlıyor. Boğaziçi Üniversitesi’nde görmüş olduğunuz sergi de bu sürecin sonunda ortaya çıkmış bulunuyor.

Peki bu eğitim modülü nasıl bir süreçte ortaya çıktı?

Emine Adadan- Öğrenenler Topluluğu olarak Sevil Hoca, Amitav Hoca, ben ve diğer hocalarla düzenli olarak biraraya geldik. Programın iskeletini çıkardıktan sonra her bir dersin içeriğinde neler olması gerektiğini ve her adımda yapılması gerektiğini, ayrıca öğretmenlerden ve öğrencilerden neler beklendiğini anlatan bir dokümanlar serisi hazırladık. Programın uygulama ve tasarımı eş zamanlı gerçekleşti.

Hedef nanobilimin örgün eğitime dâhil edilmesi

Derslerin içeriği hakkında bilgi alabilir miyiz?

Amitav Sanyal- Bu modülleri tasarlarken gündemde olan ve öğrencilerin ilgisini çekecek konuları seçik. Örneğin hastane enfeksiyonu çok ciddi bir sorun. Bu soruna çözüm üretmek için nanobilim nasıl kullanabilir diye düşündük. Gümüş nano parçacık içeren ürünlerin antibakteriyel olma özelliğini öne çıkararak öğrencilerden, bu ürünleri incelemelerini istedik. Tüm öğrenme süreci için sorgulama ve deneylere dayanan bir modül oluşturduk.

Emine Adadan – Bilim adamları nasıl çalışıyorsa öğrencilerden de bir kavramı öğrenirken bilim insanı merakıyla düşünmelerini istedik. 6 E modülüyle tasarladığımız her bir ders soru sorma, araştırma, açıklama ve uygulamadan oluştu.

6 E öğrenme metodu şöyle bir süreçle işliyor:

İlk üç aşama olan katılım, keşfetme ve açıklama’da alan bilgisi çalışılıyor. Son iki aşama olan derinleştirmeve değerlendirme’de modülde çalışılacak olan güncel bilimsel konu kapsamında Sorumlu Araştırma ve Inovasyon’a odaklanılıyor. 6 E modelinin son iki aşaması arasında yapılacak olan paylaşım aşamasında öğrenciler geliştirdikleri çalışmalarını (proje, model, tasarım vb.) sergiliyor.

Öğrenciler bu sayede nanobilim ve nanoteknoloji ile tanışmış oldu. Peki, bu süreç öğrencilerin fen bilimlerine bakış açısında ne gibi değişikliklere yol açtı, neler gözlediniz?

Emine Adadan - Öğrenciler oldukça heyecanlıydılar. Bu modülü, hem eğlenceli hem de eğitici bulduklarını söylediler. Modülü mevcut dersleriyle kıyasladıklarında pek çoğu bu modül sayesinde bizzat yaparak ve yaşayarak öğrendiklerini belirttiler. Projeye başlarken sorgulamaya dayalı fen bilimleri eğitimi kapsamında öğrencilerin sorular sormasını, kontrollü deneyler tasarlayarak belirli veriler elde etmelerini ve bu verileri analiz ederek belli sonuçlara ulaşmalarını istemiştik. Dolayısıyla aldığımız tepkiler ve sonuçlar bizim için sevindirici oldu.

16-17 Haziran’da Boğaziçi’nde devlet okullarına yönelik bir çalıştay düzenlenecek

Proje kapsamında Milli Eğitim Bakanlığı ile bir işbirliği söz konusu oldu mu?

Sevil Akaygün- Bu aşamada böyle bir işbirliği olmadı ancak bundan sonraki adım bu modülün yaygınlaştırılması olacak.  16-17 Haziran’da devlet okullarındaki öğretmenleri Boğaziçi’ne davet ederek bir çalıştay yapacağız ve öğretmenlere bu modülü anlatacağız. Çalıştayın ardından önümüzdeki yıl Nanobilim modülünü, projeye katılan okullarla bir kez daha uygulayacağız. Daha sonra projede yer alan ülkelerden iki modül seçerek, bunları da uygulamaya alacağız. Projenin sona ereceği 2016 yılında bu kapsamda iki lokal sergi ve tüm proje ortaklarının katılacağı, İTÜ Bilim Merkezi’nde yer alacak uluslararası bir proje sergisi yapacağız.

Toplamda kaç okul ve öğretmene ulaşmış olacaksınız?

Amitav Sanyal – Şu anda projenin ilk aşamasını tamamlamış oluyoruz. Dolayısıyla ikinci aşamada buradan elde ettiğimiz feedback’lerle daha geniş bir öğretmen ve öğrenci kitlesine ulaşmış olmayı hedefliyoruz. Projenin geneline baktığımızda ise 50’ye yakın öğretmen ve 500’ün üstünde öğrenciye ulaşmış olacağız.

Nanobilimin örgü eğitim müfredatında yer alması yönünde bu proje önemli bir adım olarak düşünülebilir mi?

Emine Adadan-  Evet, bu yönde bir adım olabilir. Şu anda projeye dâhil olan okullarda dersler eğitsel kol faaliyeti olarak devam ediyor ancak yaygınlaşması durumunda öğretmenler kendi derslerine bu modüldeki dersleri de entegre edebilirler.

Projenin destekçisi olan AB ülkelerinde bu çerçevede durum nasıl, nanobilim müfredatta yer alıyor mu?Sevil Akaygün - Almanya, Polonya, Romanya ve Yunanistan’da da müfredatta nanobilim ve nanoteknoloji yer almıyor. Bu anlamda durumlarımız benzer diyebiliriz. AB genelindeki katılımcı ülkeler düşünüldüğünde bu projeyle 1000 öğretmen 10 bin öğrenciye ulaşılması ve bu kapsamda önümüzdeki yıl daha yoğun bir şekilde bu eğitim modülünün yaygınlaştırılması hedefleniyor.

Kaynak
http://haberler.boun.edu.tr/tr/haber/nanoteknoloji-egitimi-ilkogretime-inecek

Fizikist
Türkiye'nin Popüler Bilim Sitesi

0 yorum