Megalopolis şehirleri ve sakin tarım arazileriyle evimiz dediğimiz gezegenin bir zamanlar otobüs hatta binalar büyüklüğünde dinozorlar tarafından nasıl yönetildiğini hayal etmek bazen zor.
Ancak son araştırmalar, dinozorların neden galip geldiğine dair anlayışımızı derinleştirmemize yardımcı oldu: Cevap, özel kemiklerinde yatıyor olabilir.
Brezilyalı paleontolog Tito Aureliano, küçük hava keseleriyle dolu içi boş kemiklerin dinozorların hayatta kalması için çok önemli olduğunu, farklı soylarda bağımsız olarak birkaç kez evrimleştiğini keşfetti.
Çalışmaya göre, hava keseleriyle dolu kemikler 3 ayrı soyda gelişti: pterosaurlar, teknik olarak uçan sürüngenler ve iki dinozor soyu, theropodlar (karga büyüklüğündeki Microraptor'dan devasa Tyrannosaurus rex'e kadar) ve sauropodomorflar (Brachiosaurus dahil uzun boyunlu otçullar).
Araştırmacılar, güney Brezilya'da yaklaşık 233 milyon yıl önce, geç Triyas dönemine odaklandı.
Bir hayvan her ürediğinde, evrim genetik kodda rastgele değişkenler ortaya koyar. Bu varyantlardan bazıları yavrulara aktarılır ve zamanla gelişir.
Charles Darwin, evrimin "en güzel sonsuz biçimleri" yarattığına inanıyordu.
Brezilyalı ekibin üzerinde çalıştığı varyant, dinozorların gücünü artıracak ve vücut ağırlıklarını azaltacak olan hava dolu omur kemikleriydi.
Darwin, avantaj yaratan evrimsel özelliklerin gelecek nesillere aktarılmayan varyantlara göre nasıl daha fazla aktarıldığını özetleyen Türlerin Kökeni Üzerine adlı eserini yayınladı.
CT tarama teknolojisi, Aureliano ve meslektaşlarının üzerinde çalıştıkları kaya gibi sert fosillerin içine bakmalarına olanak sağladı. Modern teknoloji olmasaydı, fosillerin içine bakmak ve omuriliklerdeki hava keseciklerini tespit etmek imkânsız olurdu.
Çalışma, hiçbir ortak atada bu özelliğin bulunmadığını buldu. Her üç grup da hava keselerini bağımsız olarak ve her seferinde biraz farklı şekillerde geliştirmiş olmalıdır.
Hava keseleri muhtemelen dinozorların kanındaki oksijen seviyelerini artırdı. Triyas dönemi kavurucu sıcak ve kuru bir iklime sahipti. Yani kanda dolaşan daha fazla oksijen, dinozor bedenlerini daha verimli bir şekilde soğutacaktır. Aynı zamanda daha hızlı hareket etmelerini sağlardı.
Hava keseleri, büyük, güçlü kaslar için daha geniş bir bağlantı yüzey alanı yaratırken, dinozorların kemiklerinin iç yapısını destekledi ve güçlendirirdi.
Bu, hayvanı ağırlaştırmadan kemiklerin çok daha büyük bir boyuta büyümesini sağlardı.
Canlı kuşlarda, havalandırılmış kemikler genel kütle ve hacmi azaltırken, uçuş için temel özellikler olan kemik kuvvetini ve sertliğini artırır.
Paleontoloji, o rezil asteroit olmasaydı Dünya için neler olabileceğinin hikâyesini anlatmakla kalmıyor, aynı zamanda hala yaşayan canlıların evrimi hakkında bilgi edinmemize de yardımcı oluyor.
Bu makale The Conversation'dan Creative Commons lisansı altında yayınlanmıştır.
0 yorum