Gördüğümüz Kara Delikler Aslında Solucan Delikleri Olabilir
Fizikçiler, eğer uzayda solucan delikleri varsa, belirli bir açıdan bakıldığında kara deliklere benzeyeceklerini iddia ederek uzun zamandır aranan olgunun örneklerini bilmeden görmüş olma olasılığımızı artırıyor.

Bilinen evren kara delikler, hipernovalar ve birleşen nötron yıldızları gibi heyecan verici şeylerle doludur. Ancak bunların hepsi, fizikçilerin var olabileceğini düşündükleri ancak henüz bulamadıkları ögelerle karşılaştırıldığında sıkıcı görünür. Belki de bunların başlıcası, teorik olarak uzay ve zaman parçalarını birleştiren ve uzak konumlara kestirme yol sağlayan solucan delikleridir.

Solucan deliklerinin olasılığı, aksi takdirde ışıktan hızlı yolculuğu engelleyen fizik kanunları tarafından keşfetmek istedikleri yıldız sistemlerinden kesilen, bilim kurgu yazarları için büyük bir rahatlama oldu. Pek çok fizikçi bunların var olduğundan veya en azından üç boyutlu cisimlerin içlerinden zarar görmeden geçebileceğinden şüphe ediyor, ancak yazarların bir uzay gemisini, veya en azından bir romanı, içinden geçirmesi için sadece bir ihtimal yeterli.

Ancak teleskoplar ilerledikçe, bir soru daha rahatsız edici hale geliyor: eğer solucan delikleri gerçekse, neden hiçbirini bulamadık? Dört Bulgar fizikçi, Physical Review D'de bir yanıt önerdi: belki de bulduk ancak henüz fark etmedik.

Tespit ettiğimiz karadeliklerin büyük çoğunluğu, ya etraflarındaki yıldızlar üzerindeki kütleçekimsel etkilerinden ya da toplanma disklerinden fışkıran madde jetlerinden bilinmektedir. Bunlardan herhangi biri aslında solucan deliği olsaydı, bilmemiz pek mümkün olmazdı. Ancak Olay Ufku Teleskobu İş Birliği'nin M87* etrafındaki kutuplaşmayı gözlemlemesi ile Sagittarius A* takibi farklı bir konu. Bu durumlarda, olay ufkuna karşı cismin gölgesini gördük ve gerçekten bir solucan deliğine bakıyor olsaydık, bir şeyler fark etmeyi umabilirdik.

Solucan delikleri olasılığı, fizikçiler için o kadar heyecan vericidir ki, Kasım ayının başından bu yana ArXiv.org'a kavramı araştıran 12 makale gönderildi. Ancak Sofya Üniversitesi'nden Petya Nedkova ve ortak yazarların da belirttiği gibi, nasıl görüneceklerini bilmiyoruz.

Makale bunu ele almaya çalışıyor ve yüksek açılardan bakıldığında solucan deliklerinin gördüğümüz hiçbir şeye benzemediği sonucuna varıyor. Ancak küçük eğim açıları için, yazarlar, bir solucan deliğinin bir kara deliğe "çok benzer bir polarizasyon modeli" göstereceğini düşünüyor. Sonuç olarak, tahmini 17°lik bir açıyla görülen M87* bir solucan deliği olabilir ve bunu bilmiyor olabiliriz.

Bu, solucan deliklerini kara deliklerden ayıramayacağımız anlamına gelmez. Yazarlar, "Solucan deliği uzay zamanlarındaki polarizasyon yoğunluğunun Schwarzschild kara deliğine kıyasla bir büyüklük sırasına kadar büyüyebildiği güçlü merceklenmiş dolaylı görüntüler için daha önemli ayrımlar gözlemleniyor." diyor. Burada bahsedilen merceklenme, bizimle delik arasında kütleçekimsel bir mercek yaratan devasa bir cisimden değil. Bunun yerine, deliğin muazzam kütleçekim alanı tarafından bozulan fotonların yollarından kaynaklanır ve bu, bize doğru ilerlemeden önce deliğin etrafında kısmi bir döngü tamamlamalarına neden olur.

Yazarların da yaptığı gibi, maddenin veya ışığın bir solucan deliğinden her iki yönde de geçebileceğini varsayarsak durum daha da karmaşık hale gelir. Eğer durum buysa, “boğazın ötesindeki bölgeden gelen sinyallerin bizim evrenimize ulaşabilmesi” beklenir. Bunlar, başka bir yerden çıkan ışığın farklı polarizasyon özelliklerine sahip olmasıyla, deliğin etrafında gördüğümüz diskin polarize görüntüsünü değiştirecektir. Bu, yazarların "solucan deliği geometrisinin tespiti için karakteristik bir imza" dediği şeyi sağlayabilir.

Var olduklarını doğrulamak için solucan delikleri bulmaya olan ilginin ve yıldızlararası yolculuğu mümkün kılabilecekleri gerçeğinin yanı sıra, çok yaklaşmadan onları kara deliklerden ayırt edebilmek iyi bir fikir. Nedkova, New Scientist'e "Yakınlarda olsaydınız, çok geç anlamış olurdunuz." dedi. “Farkı ya öldüğünüzde ya da içinden geçtiğinizde anlardınız.”

Yazarlar, vardıkları sonuçların kara deliğin yörüngesinde dönen "manyetize edilmiş bir akışkan halkasının basitleştirilmiş modelinden" alındığını kabul ediyorlar. Daha gelişmiş modeller, solucan deliğini kara delikten başka şekillerde ayırt etmek için kullanılabilecek farklılıkları ortaya çıkarabilir.

Bu içerik IFLSCIENCE’da yayınlanmıştır.

Fizikist
Türkiye'nin Popüler Bilim Sitesi

0 yorum