Kütle ve boyut olarak büyük olan birçok gök cismi, güçlü yer çekimi sayesinde çekilen materyallerin etrafında döndüğü ve çevresinde bir halka ya da kabarcıklar oluşturduğu disklere sahiptir. Kuasar ise, gaz halinde bir diskle çevrili süper kütleli bir kara deliktir.
Süper kütleli kara deliklerin etrafında gaz diskinin oluşması üzerine, merkezdeki kara deliğin çekim gücünü de eklediğimizde diskin aşırı hızlı dönerek ısınması, kuasarları son derece parlak bir spot haline getirir. Kuasarların aşırı parlak olmaları ve evrenin her yerinden görünebilmeleri, evrenin haritasını çıkarmada bize fazlasıyla yardımcı olabileceklerini gösteriyor.
Çin Ulusal Astronomi Gözlemevi’nden (NAOC) Gongbo Zhao’ya göre, gözlemlenen birçok kuasar aslında o kadar uzaktadır ki, evrenin üç ile yedi milyar yaş arasındayken, yani dünyanın bile var olmasından çok önceki ışıklarını görebiliyoruz.
Deney, New Mexico'daki Sloan Dijital Gökyüzü Araştırması’na (SDSS) bağlı olan ve şimdiye kadar 147,000'den fazla kuasarın konumunu saptayan ‘Sloan Foundation’ teleskobunun, Genişletilmiş Baryon Salınım Spektroskopik Araştırması’nın (eBOSS) bir parçası olarak kullanılmasıyla yapıldı. Gök bilimciler kuasarları bulduklarında, onları Baryon Akustik Salınımları (BAO) verilerine dayanarak tarihsel olarak sınıflandırdılar.
0 yorum