Bugün evrenin oluşumu hakkında birçok teori var fakat bunlardan en bilinen ve kabul gören teori olan bigbang yani büyük patlama teorisidir. Bu teoriye göre evren küçük bir alanda çok hızlı bir şekilde genişleyerek uzay zaman dokusu ve şimdiki evreni oluşturdu.
Sorumuza gelecek olursak cevabı büyük patlama teorisinde bulamayız çünkü büyük patlama teorisi başlangıcın, bir saniyenin küçük bir kesik kadar sonrasından itibaren açıklar yani sıfır hakkında bilgi vermez.
Tekrar soruya bakarsak da sorunun hatalı olduğunu görürüz çünkü evren patlayarak değil şişerek oluşmuştur. Doğru soru "Evrenin başlangıcında genişleyen neydi? "olmalıdır. Bu soruya cevap verecek olursak cevap kütleçekiminin itici özelliği. Kütle çekimini her anında cisimleri çeken bir kuvvet olarak tanırdık fakat bu anlayış Einstein'ın 1917'deki genel göreliliğindeki kozmolojik sabitiyle değişti. Nedir bu kozmoloji sabit? Kozmolojik sabit kütle çekim kuvvetinin uygun koşullarda itici olabilmesini açıklar. Bunun için kütleçekimi tanımlarına bakalım. Newton'un görüşüne göre kütle çekimi cisimlerin kütlesine ve aralarındaki uzaklığa bağlıdır. Ama Einstein kozmolojik sabitinde kütleçekim kuvveti cismin kütlesinin ve arasındaki uzaklığın yanı sıra enerjisi ve uygulanan basınca da bağlıydı. Burada bizi ilgilendiren yer uygulanan basınç. Kutunun içine sıkıştırılmış bir yay düşünün bu yayın kutuya uyguladığı basınç dışarı uygulandığı için pozitif basınç olarak adlandırılır. İşte doğal kütleçekiminin de basıncı pozitiftir. Fakat içe doğru bir basınç yani negatif basınç kütleçekimini itici kuvvete dönüştürür. Kütleçekiminin bu itici özelliği sayesinde evren genişlemeye başladı ve hala genişliyor.
Sonuç olarak kütleçekiminin sadece çekim kuvveti olmadığını ve evrenin başlangıcının çekirdeği olduğunu anlıyoruz.
0 yorum