Araç yavaşlamaya çalışırken kendisi ile birlikte yolcularını da yavaşlatmaya çalışacak. Basitçe frene bastığınızda tüm olanları listeleyeyim. Frene bastığınız anda fren balataları disklerin üstüne bastırmaya başlayacaktır. Balatanın konumuna göre kuvvetin yönü değişir ama ben binek arabaları ele almak istiyorum. Ön tekerlekte tekerleğin ön (Fren diskinin aşağı hareket ettiği) arka tekerlerde ise arka (Fren diskinin yukarı hareket ettiği) taraftan basar. Bu kombine edilmiş bir harekettir ve aracın burnunun yere yaklaşmasını, arkasının yukarı kalkmasını sağlar. Aslında iyi bir şey değildir ama sebebini ileride anlatacağım. Spor arabaların frenlerine bakın binek araçlara göre tam tersi bir yerleşim vardır. Önün yukarı kalkması, arkanın yere basması şeklinde bir yerleşim söz konusudur. Bunun sebebi, araç fren anında zaten ağırlık merkezi öne doğru kayacak ve ağırlık merkezi ön tekerin yere bastığı nokta etrafında takla atmaya çalışacaktır (Pratikte mümkün ancak kullanışsız olacak bir ağırlık merkezi ile tekerleğin yere bastığı nokta aynı hizada olan bir otomobil yaparsanız öne yığılma hareketi yapmayacaktır). Tabii takla atması çok dengesiz bir otomobil değilse mümkün değildir (Suzuki Hjet ve Mitsubishi L300 gibi araçlar çok sert frende arka kaldırabilmektedir). Ancak bu tehlike motosikletlerde mevcuttur. Neyse, konumuza dönelim. Siz frene bastınız, balata diske tutundu, disk balatayı aşağı doğru çekmeye başladı. Balata da kendisinin bağlı olduğu kaliperi ve kaliperin şaseye bağlantılarını aşağı doğru çekmeye başladı. Bu bir enerji aktarımıdır ve eğer balatalar diski yukarı tırmandığı bir noktadan kavrasaydı, aracın ağırlık merkezinin burnu yere bastıracak kuvvetine karşı bir kuvvet ortaya çıkacaktı. Eylemsizlik aracın burnunu yere yaklaştırmak isterken fren diskinin yukarı çıkan noktasından balatayı ve onun üzerinden kaliperi ve kaliper bağlantılarını yukarı kaldırmaya çalışması aracın burnunu dengeleyecekti. Ancak bu da kaliper bağlantılarına çok aşırı yük bindireceğinden daha kaliteli malzeme kullanılması gibi bir maliyet sorunu ortaya çıkıyor. Neyse, sadede gelelim, fren enerjisi balatadan kalipere, kaliper - şase bağlantılarına gelir. Aracın şasesi ve bütünü yavaşlamaya başlar. Ancak hareket eden kütlenin hareketine devam etme eğilimi dolayısı ile yolcular hareketlerine devam etmeye çalışırlar. Üstelik yolcular bir hava sürtünmesine de maruz kalmamaktadır (İhmal edilebilir bir düzeyde, sıradan bir hava içerisinde hareket etmektedir). Eğer oturduğunuz koltuğun kumaşı ile kıyafetinizin kumaşı birbirine tutunursa(vücudunuzun uyguladığı basınçla) kaymadan yerinizde durursunuz. Eğer kıyafetiniz tutunamazsa çok sert bir frende kayarak öne düşersiniz. İşte sizi bu öne iten / yığan kuvvet "G" kuvvetinden başka bir şey değildir.