@ Sn. Oya Yazgan, açıklamanıza imza atabilsem atardım, ellerinize sağlık ama bir noktada farklı düşünüyorum: Bence matematik kesin bir dildir. Kuantum mekaniğini anlamak için hala öğreniyorum. Ancak şu ana kadar gördüğüm belirsizlikten ziyade, olasılıklar toplamları... Yeni bizim belirsizlik olarak nitelediğimiz şey, bir oldu için geçerli bir çok olasılığın aynı anda gözönüne alınması. Kuantum'un ana sorunu ortamı etkileyen etken sayısını ve koşulun çok fazla olması nedeniyle kesin hesaplama yapılabilirliğinin zorluğu. Bu tıpkı durgun deniz yüzeyine atılan bir avuç çakılın dalgalarının nerede üst üste gelip zirve yapacağını, nerede dip yapacağını nerede ise birbirini sönümleyeceğini hesaplamaya benziyor. Sonra bunlardan sadece bir alandaki ya da bir tanesinin durumunu hesaplamaya, anlamaya çalışıyoruz. Eğer 500 tane çakılın, suya giriş açısını, momentumunu ve çıkartacağı dalgaların hızlarını ve bu dalgaların birbirleriyle olan etkileşimlerini "aynı an" için hesaplayabilseydik, belirsizlik omazdı. Ama bu örnek bile (3 veya 4 x 500 !) gibi korkunç bir hesaplama istiyor. Oysa evrendeki her hangi bir noktaya etki eden kuvvetler hem eşit, homojen ve belirli değil. Hesaplanması gereken değişken sayısı da vücudumuzdaki parçacık sayısından bile fazla. Bu nedenle sadece genel eğilimleri sadece göz önüne alabiliyoruz.