0

Maddenin kendi içine çökmesi var. Bu yüzden sorunuz genelde anlaşılıyor. .......................Yırtılma konusunda ise uzay-zaman dokusu süper elastik bir akışkan olarak ele alınıyor. Yani her durumda yırtılma çok zor. Zaten yırtılma olsaydı iki olasılık vardı kaşımızda, ya evrenimizden sürekli madde ve enerji kaybıyla, mevcut dengeler sürekli değişirdi. (Işık hızından, radyoaktif ışımya, hızdan, göreceliliğe ve bir çok fizik kuralı) Ya da bunu dengeleyecek başka deliklerin de bizim evrenimizde açılması (akdelik) ve sürekli enerji-madde girişi olması gerekirdi. (Bu konuda Sefa arkadaşımızın ciddi olarak uğraştığını sanıyorum. Eğer elinde kullanılmaya değeceğini düşündüğü bir veri varsa, paylaşacağını umuyorum.... ) Evrenimizde karadeliklerin aksine (gözlenen bir ço kara delik var) şu ana kadar saptanmış bir akdelik yok. Bu nedenle şu an için sadece elimizdeki verilerle gidebiliyoruz. Sn. Sehmus'un belirttiği katlanma, bükülme yaklaşımı daha güçlü ve genel kabul gören yaklaşım. Buna göre, uzay-zaman o kadar esniyor ki, zaman (dalgaları arası) bu esnetme esnasında genleşiyor. Ve bir noktada artık duruyor. Ama yırtılma olmuyor. Ya da delik açılma olayı bildiğim kadar ile hesaplarda çıkmamış. böyle düşünülmesinin ana nedeni, Einstein'in genel görelilik hesaplarının solucan deliklerine izin vermiş olması. Buna göre iki ucuda bir karadelik gibi tekilleşmeye açılan solucan delikleri mümkün... ama Einstein öngördüğü tekillik kapısı ile karadelikteki tekilliği kastettiğinden şüpheliyim. Bu konuda da net bilgim yok. Araştırsanız, bizimle paylaşmayı unutmayın...

Burtay Mutlu 9 yıl önce 0