Madde ışık hızına ulaşamaz bu doğru ama işin şu boyutu var;
Hızlandıkça daha fazla hızlanmak için harcadığınız enerji, kazandığınız hızla ters orantılı olarak artar. Yani 10 birim enerji sarfiyatıyla 10 birim hız kazanırken, daha sonraları 20 birim enerji sarfiyatına 5 birim hız kazanırsınız. Olayı Dünyamızdaki gibi düşünmeyin, Dünyamızda çok düşük hızlarla (200-300 hatta 1000 km/sa gayet düşüktür) çok yüksek dirençlere karşı koyarak hareket ediyoruz. Her şey çok farklı. Konuya dönelim, ışık hızına yaklaştıkça, harcadığınız enerjiyi iki katına çıkardığınızda bile sadece bir kaç metre/saniye hız kazanabilir hale geliyorsunuz. Zaten -geminizin ağırlığıyla da orantılı olarak- bir noktadan sonra ihtiyacınız olacak enerji evrende var olan bütün enerjiden fazla olacak. Diyelim ki 299.792.450 metre/saniye hızla gidiyorsunuz. Enerji sarfiyatınızı 2 katına çıkardığınızda hızınız 299.792.452 metre/saniye oldu. Peki bu harcadığımız enerji nereye gitti? Sonuçta yapılan her işin bir karşılığı olmak zorunda. Bir enerjiyi "Hiç bir şeye" harcayamayız bu fiziğe aykırı. İşte burada şu ortaya çıkıyor: Harcadığımız enerji zaman akışına müdahale ediyor. Zaman bize göre gayet normal akarken, gemimizin camından baktığımızda (Harcadığımız enerji ve ışık hızına ne kadar yaklaştığımızla orantılı olarak) anlık olarak yıldızların doğduğunu, öldüğünü, kısaca evren ölçeğinde çok uzun sürecek olayların saniyeler içerisinde gerçekleştiğini görürüz. Bizim için geçen bir saniyede, kahvenizden aldığınız bir yudum sırasında bir yıldızın doğup ölümüne şahit olabilirsiniz. Bu esnada da sizi dışarıdan izleyen, geminizdeki verileri anlık okuyan ve kokpiti kameradan izleyen doğaüstü bir gözlemci düşünelim. Sabit duran bu gözlemciye göre (Not: Uzayda sabit durmak diye bir şey de yok ya, neyse :) ) hızınız 299.792.450 metre/saniye, yanınızdan sizi 8 metre/saniye hız farkıyla geçen fotonu bile görüyor (Geminiz 80 metre ise, bir yıldızdan gelen fotonlar geminizi anca 10 saniyede sollayabiliyor :) ), Geminizin enerji sarfiyatı 2 katına çıkıyor ve hızınız sadece 2 metre/saniye artıyor. Sizi 10 saniyede sollayan foton 13.3 saniyede sollamaya başlıyor. Ve güvenlik kamerasından sizi izlerken, mesela Samanyolu'ndan Andromeda'ya gidene kadar kahve bardağını ağzınızdan ayırmadığınızı görür. Milyonlarca yıl kahvenizden aynı yudumu alırken görür. Zaman durmuş gibidir kokpit içinde. Sizin görüşünüz ise biraz daha farklı, hızınız 299.792.452 metre/saniye dedik, 2,5 milyon ışık yılı uzaklıktaki Andromeda ile aranızdaki yol (Galaksinin kendisi ve gördüğünüz dışarıdaki her şey) iyice büzüşüp bir araya sıkışır. 1 saniyede 1 milyon ışık yılı yol kat edebilirsiniz ama dışarıdaki bir gözlemciye göre bu yol 1 milyon yıl sürer ve sizin bir yudum kahve almanız da bir milyon yıl sürer. Yani aslında uzak galaksilere yolculuk teknik olarak imkansız değil, sadece buna Dünya'dan şahitlik edemeyiz :)