0

Sayın Ubeyde Acar, Aslında "atomaltı ölçeklerde" ("boyut" tanımı kavram karmaşasına yol açıyor) farklı fizik kuralları işliyor kavramının, hatalı bir yaklaşım olduğunu düşünüyorum. Açıklama: Aynı Evren kümesi içinde; "A konusu içeren küme için" farklı, "B konusu içerem küme için farklı" fizik yasaları bana tutarlı gelmiyor. Hele hele Zaman, enerji gibi temel, evrenin en başından beri, var olan koşullar için. Evrenin başlangıcında, yoğun, tekil ve özdeş (homojen ve simetrik) bir enerji ortamından, genişleme ile ortaya çıkan ilişkiler zincirini fizik kuralları olarak tanımlıyoruz. Evet, enerjinin çok cüzi bir kısmı yoğunlaşıp kütleyi oluşturmuş. Ama önemli bir kısmı hala enerji formunda kalmış. Fizik kuralları ise, gerek bunlar arasında (kütle+enerji), gerek kendi içlerinde (kütle+kütle veya enerji+enerji (alanlar olarak)) tanımlıyor. Zaman, her iki durum içinde başlangıçtan beri vardı. Bu nedenle, farklı fizik kuralları tanımı yerine, A kümesi içindeki ilişkiler için farklı tanımlar, B kümesi içindeki ilişkiler için farklı tanımlar geliştirmiş ve uygulamaya koymuş durumdayız. Ama bu iki kümeyi birden içeren "Evren kümesi", alt elemanlarına aynı temel kuralları ve şartları sağlamış olmalı. Sorunuza Cevabım: Bence, Zaman her durumda aynı şekilde işliyor olmalı. Ancak etkileri ve sonuçları açısından alt kümelerde yol açtığı farklı sonuçları , bizler, farklı yorumluyoruz. Bunun ana nedeni, "Zaman" kavramını doğru yere oturtmamış olmamız. Herkesin farklı bir Zaman Tanımı var, neredeyse. Fizik için ayrı, matematik için ayrı, algılayan canlı için ayrı, aşıklar için ayrı, sıkınıtdaki olanlar için ayrı... Çünkü Zaman skalar bir büyüklük olarak, elle tutulamaz, soyut matematiksel bir değer olacak şekilde tanımlanıyor. Zaman'ı bu şekilde ele aldığınız süree, onu ve etkilerini, sonuçlarına bakarak, doğru şekilde anlamanıza imkan yok. Önce "Zaman Nedir?" , sorusuna somut ve tüm durumlarda aynı şekilde geçerli olacak bir tanım getirmeniz gerekli. Kendi "Zaman Tanımımı" bu şekilde yaptım. somut, vektörel bir hale getirince, tüm olayları ve olguları aynı çerçeveden ele alabiliyorsunuz. Önceki paylaşımlarım da, bu yaklaşımımı açıklayan çok paylaşımım var. Onlardan faydalanabilirsiniz. Eğer kendiniz bu şekilde elle tutulur-somut bir zaman kavramı geliştirirseniz, bunu paylaşırsanız çok sevinirim.

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 6 yıl önce 0
0

Sayın Ubeyde Acar, Newton fiziğinin yüzde yüz kesin doğru olduğunu nereden çıkarttınız? Ya da Einstein'ın yaklaşımlarının? Her ikisi de kütleçekimiyse, hız ile zaman ile bilgiler veriyor. Üstelik kullanıldıkları alanlarda doğru cevaplar veriyorlar. Doğru olduklarını biliyoruz çünkü gözlemlediklerimizle tamamen uyuşuyor ve hesaplamalarda çıkan sonuçlarda, uygulamalarda tam olarak gözleniyor. Ama bu onların her şart altında geçerli oldukları anlamına gelmiyor. Her ikisinin de alt ve üst limitleri var. Ancak belirli koşullar altında geçerliler. Bu durumda o yasalar, sadece o ülkede (o şartlar altında) geçerli demektir. Evrensellikleri bu şekilde sınırlı alanlar için geçerli. Evrenin diğer ucuna da gitseniz, aynı koşullarda aynı sonuçları alacaksınız demektir. Ama bu onları "her şart ve koşul için" aynı geçerlilikte yapmaz. Çünkü bu yasalar, evrenin doğuşu ve gelişmesinin ardından ortaya çıkan ilişkiler zincirlerinden, sadece bir kaçını tanımlıyor. Kafamdaki kavramı tam aktaramıyorum. Bu yüzden (öncekilerle) yazdıklarımız düşünüp, kavramaya çalışın. Acele cevaba gerek yok. A kümesi için geçerli hız -zaman ilişkileri, daha küçük üyelerden oluşan B kümesi için yeterli olmayabilir. Ama her iki küme de Ana-Evrensel küme dediğim, kümenin temel şartlarından nüfuz eden etkilerin altındalar. Zaman böyle bir etkiye sahip. A veya B kümesine girince Zaman değişmiyor. Gene aynı Zaman... Ama İlişkiler farklı olduğundan, yorum farklı. Sonuçlar farklı. Mantığa aykırı bir durum söz konusu olmaz. Yok ta.... Tabii Evrensel Küme'den etki eden Zaman'ın mantığını doğru analiz edebiliyorsanız. Eğer mevcut kuantum mekaniği, bir elektronu aynı anda 2 farklı yerde birden (çift yarık deneyinde iki yarıktan birden geçiyor şeklinde) tanımlıyorsa, bu doğru olduğu için değil, başka açıklama bulamadığı içindir. Aynı olayı Pilot Dalga / De Broglie- Bohmian mekaniği gözlemlenmiş deneylerle farklı açıklıyor. Elektronun dalgaları iki yarıktan birden geçiyor. Elektron bir yarıktan geçiyor. (Geliş, yaklaşma açılarına bağlı) Yarıklardan geçen dalgalarının girişim yaptığı noktalardan birinde (geçiş açısına ve hızına bağlı olarak), girişimin yüksek enerji düzeyli noktalarından birinde perdeyi işaretliyor. Aynı şekilde, tünelleme de çok basit. Parçacığın (elektronun) titreşim alanı daralınca, kendi ürettiği dalgalarla girişim yaparak, rezonans üretiyor ve genliği (amplitude) artıyor. Bu onun bulunduğu ortam dışına fırlamasını sağlıyor. Bunlar teori değil, gözlemlenen deneyler. Elektronları değil, daha büyük parçacıklarla yapıyorlar, Birebir, bu mekaniği gözlemleyebiliyorlar. Ha... Kuantum Mekaniği, bu mekaniği yok sayıyor. Görmezden geliyor. O yüzden neyin geçerli olduğunu size söyleyemem, siz karar vereceksiniz. Ama ortada mistik, mantık dışı bir şeyler yok. Açıklaması yetersiz kalan ama başka şekillerde de açıklanabilen şeyler var. Siz Evren kümesindeki Zaman'ı soruyorsunuz. O tanımı doğru yapan zaten 4 temel kuvveti de aynı bakışta açıklayabilir. O yüzden daha sorunuzun doğru cevabı bulunmadı. (Belki de siz yakalarsınız.) Bana göre Zaman genleşmesi, tamamen bir farklı ortamlarda geçiş yaparken kırılan dalga meselesi. Örneklemek gerekirse, (İlke aynı ama koşullar farklı olmak üzere) Şu basit soruyu düşünün anlamak için; Deniz gözlüğünüzle bir balığı izlerken, balıktan size yansıyan ışık dalgalarının hızı nedir? (:-) Su, Hava ve Cam. Üç farklı ortam ve 3 farklı hız, tek ışık :-) Eğer Zaman da dalgasal formda ise...???

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 6 yıl önce 0
-1

Sayın burtay mutlu Şuan gerçekten çünkü sizden önemli bilgiler alıyorum ve bana yeni bir fikir kazandırdınız ben newton fiziğinin kesin olduğunu söylemedim şunu belirttim A kümesine bakacak olursak bu kümede newton yasalarının etkili olduğunu yani atom ve atom üstü ölçek olduğunu düşünelim B kümesinde ise bu yasaların geçersiz olduğunu farklı davranış ve farklı olaylar olduğunu düşünelim yani diğer adıyla quantum ölçeği ve kesinlikle ben newton fiziğini kesin doğru bulmuyorum ve zaten değil kesin olsaydı bu soruyu sormazdım A ve B kümelerindeki davranışlar farklı onların kesişimi zaten zaman ben zamanın B kümesindeki etkilerini öğrenmek istiyordum çünkü oradaki Alem başka davranışlar farklı,farklı olduğu için oradaki zamanın işleyişini parçacıkların zamana etkisini zamanın onlara olan etkisini merak ettim.Quantum mekaniğinden bahsetmişken bu kurama göre birşey hem diri hem ölüdür yani birşey iki farklı şey olabilir örneğin ışık hem dalga hem parçacıktır ama neyi isteyerek bakarsan öyle görürsün. Bu mantığa sizce aykırı bir şey değilmi? değilse mantık nedir? Cismi cisim olarak görürsün iki şey olarak değil değilmi?. Quantum mekaniği açıkçası beni şaşırtıyor bilim kurguyu andırıyor ama gerçek!! A kümesindeki fiziki olayları B kümesiyle nasıl birleştirebilirizki? Bu arada teşekkür ederim bana yeni bir fikir verdiniz zaman ve çekim arasında bir ilişki olabilir veya zaman eğer dalgasal formdaysa kütleçekimsel dalgalarla bir ilişkisi olabilir veya belki çekim zamanın dalgasal formunun bir hareketidir peki zaman 4.boyutsa 4.Boyuttan bir dalga nasıl olabilir

Rick Sanchez 6 yıl önce 0
0

Sayın Ubeyde Acar, Yazacaklarım eski yazdıklarımın tekrarı olacak. Bu nedenle kısa geçeceğim. Boyut kavramını, tüm somut ve soyut (elle tutamadıklarımız) için ortak bir tanıma indirgemeniz gerekiyor. Filmlerde, dizilerde hatta belgeseller de bile boyut kavramı, fazla fantastik sunuluyor. Sanki başka bir evrene geçiş ya da evreni olduğundan farklı algılamak gibi (bu kısmı kısmen doğru ama 5nci boyuta girip saklanılamaz.) Popüler kavramları bir yana bırakırsak, boyut bilgisi bize olgunun (evrendeki) konumu ve durumu hakkında bilgi verir. Konum kısmını az çok herkes anlıyor. Durum kısmı ise özellikle kütleli olanlarda, uzay-zamanda kapladığı hacimden, (enerji) yoğunluğundan, hızından gibi ölçülebilen durum bilgilerini içeriyor. Bunları temel bakışa indirgersek, boyut, kütlenin uzayda kapladığı/kaplayabileceği alan bilgisidir de diyebiliriz. Eğer kütle, enerjinin yoğunlaşmış hali ise, boyutu enerji açısından ele almak daha doğru gibi bence. Bu yüzden boyutu, en düşük enerji değerindeki fotonla aynı değerdeki paketçiklerin-kuantaların, titreşim alanı olarak ele alıyorum. Kütle, enerjinin birbirine dik üç alanda (x,y,z) titreşmesinin yaptığı bir etkileşim sonucu (günümüzde bu kavramı şu an Higgs alanı karşılıyor gibi) gibi gözüküyor. Bu üç alanın vektör iz düşümleri ile de koordinat sistemi oluşturuyoruz. Eğer boyutu enerjinin titreştiği bir alan olarak kabul edersek, titreşim bir "hareket" tir. Dalgalı sahilde, denizdeki tüm dalgalar donsa, (flim karesi gibi) sizde dalgalara doğru yürüseniz, dalgalara göre hareketinizi nasıl tanımlarsınız? Kaç adet dalga aştığınızın sayısı ile... Peki, siz sabit dursanız, dalgalar hareketli olsa? Gene sizi geçen dalga sayısıyla. (Hareketinn göreliliği). İşte Zaman da bu tür bir hareket, siz dursanız bile o, dalga dalga geliyor ve süreyi aştığınız dalgaların sayısı ile tayin ediyorsunuz. Bu harekete de , bence, Zaman diyoruz. "...örneğin ışık hem dalga hem parçacıktır ama neyi isteyerek bakarsan öyle görürsün. Bu mantığa sizce aykırı bir şey değil mi? değilse mantık nedir?"... konusunu kendimce şöyle aştım. Foton dalga üzerindeki sörfçü. Dalgalara bağımlı bir hızı ve hareket yönü var. Varoluşundaki bu özellik nedeniyle, dalgadan ayrı düşünemiyoruz. Bu yapısını, ışık, elektromanyetik dalga olarak tanımlıyoruz. Diğer yandan momentum taşıması ve aktarması, en küçük birimlere kadar ayrılması (foton) nedeniyle, parçacık olarak ele alıyoruz. Bunu bir sistem bileşkesi olarak ele alırsanız, ışık hem ...

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 6 yıl önce 0
0

Sayın Ubeyde Acar, Yazacaklarım eski yazdıklarımın tekrarı olacak. Bu nedenle kısa geçeceğim. Boyut kavramını, tüm somut ve soyut (elle tutamadıklarımız) için ortak bir tanıma indirgemeniz gerekiyor. Filmlerde, dizilerde hatta belgeseller de bile boyut kavramı, fazla fantastik sunuluyor. Sanki başka bir evrene geçiş ya da evreni olduğundan farklı algılamak gibi (bu kısmı kısmen doğru ama 5nci boyuta girip saklanılamaz.) Popüler kavramları bir yana bırakırsak, boyut bilgisi bize olgunun (evrendeki) konumu ve durumu hakkında bilgi verir. Konum kısmını az çok herkes anlıyor. Durum kısmı ise özellikle kütleli olanlarda, uzay-zamanda kapladığı hacimden, (enerji) yoğunluğundan, hızından gibi ölçülebilen durum bilgilerini içeriyor. Bunları temel bakışa indirgersek, boyut, kütlenin uzayda kapladığı/kaplayabileceği alan bilgisidir de diyebiliriz. Eğer kütle, enerjinin yoğunlaşmış hali ise, boyutu enerji açısından ele almak daha doğru gibi bence. Bu yüzden boyutu, en düşük enerji değerindeki fotonla aynı değerdeki paketçiklerin-kuantaların, titreşim alanı olarak ele alıyorum. Kütle, enerjinin birbirine dik üç alanda (x,y,z) titreşmesinin yaptığı bir etkileşim sonucu (günümüzde bu kavramı şu an Higgs alanı karşılıyor gibi) gibi gözüküyor. Bu üç alanın vektör iz düşümleri ile de koordinat sistemi oluşturuyoruz. Eğer boyutu enerjinin titreştiği bir alan olarak kabul edersek, titreşim bir "hareket" tir. Dalgalı sahilde, denizdeki tüm dalgalar donsa, (flim karesi gibi) sizde dalgalara doğru yürüseniz, dalgalara göre hareketinizi nasıl tanımlarsınız? Kaç adet dalga aştığınızın sayısı ile... Peki, siz sabit dursanız, dalgalar hareketli olsa? Gene sizi geçen dalga sayısıyla. (Hareketinn göreliliği). İşte Zaman da bu tür bir hareket, siz dursanız bile o, dalga dalga geliyor ve süreyi aştığınız dalgaların sayısı ile tayin ediyorsunuz. Bu harekete de , bence, Zaman diyoruz. "...örneğin ışık hem dalga hem parçacıktır ama neyi isteyerek bakarsan öyle görürsün. Bu mantığa sizce aykırı bir şey değil mi? değilse mantık nedir?"... konusunu kendimce şöyle aştım. Foton dalga üzerindeki sörfçü. Dalgalara bağımlı bir hızı ve hareket yönü var. Varoluşundaki bu özellik nedeniyle, dalgadan ayrı düşünemiyoruz. Bu yapısını, ışık, elektromanyetik dalga olarak tanımlıyoruz. Diğer yandan momentum taşıması ve aktarması, en küçük birimlere kadar ayrılması (foton) nedeniyle, parçacık olarak ele alıyoruz. Bunu bir sistem bileşkesi olarak ele alırsanız, ışık hem dalga hem de parçacık olur aynı anda...

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 6 yıl önce 0