2

Einstein'ın dehası üzerine yazışmalar.

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 6 yıl önce 1
0

Mimiuzay'a ithaftır... 26 yaşında iki postulatı ile fizik ve evren anlayışımızı değiştiren Einstein’ın dehasını nasıl tanımlarız ? Onu sadece zeki değil de, ayrıca deha yapan şey nedir? Çok mu akıllı? Ya da çok mu zeki? Geçenlerde bunu genel anlamda sorgulayan Mimiuzay’ın sorusunu düşünürken, Einstein’ın dehasını ele almanın faydalı olacağını düşündüm. Bu sitede sorgulayan gençlerimize iyi örnek olamasak da, kendilerine örnek olarak “bu deha’nın yaptığını” alabilirler diye düşündüm. Ne de olsa bizler (belli bir yaş ortalamasının üstünde olanlar) dönemimizin politikacıları gibi, belli kalıplara ve düşünce alışkanlıklarına sıkışmış duygularla ve kimi zaman kibirle, pek iyi bir gelecek mirası bırakamıyoruz. Bari ilham alabilecekleri örneklerle gençler kendileri inşa edebilsin geleceklerini, diye düşünüyorum. Einstein’ın ilk postulatı, şimdi burada ilgili herkese anlaşılır gelen, “hareketin göreliliği”. Aslında Galileo belki daha eskisine giden bu yaklaşımda, Einstein hareketin referans bir çerçeveye göre olduğunu vurguluyor. Yani, kim kime göre hareket ediyor tamamen nesnelerin durumuna ve hareketine göre değişiyor. Yan yana ve aynı hızda ve yönde iki gemi, birbirlerine göre hareketsizken. Biri dururken veya farklı hızlar yada yönlerdeyken, hareketin tamamen nesnelerin kendi bakış açılarına göre değerlendirmesini ele alıyor. Hareketin bir referans çerçeveye göre, göreceli olmasını tanımlıyor. Bu sayede o dönemde 2 farklı yaklaşımla açıklanan, manyetik alanın veya elektrik alanının hareketi ile sarımdan elektrik gerilimi üretilmesini, tek bir bakış altında topluyor. Elektromanyetizmadaki bu yaklaşımı dehasının göstergesi sayılmayabilir. Einstein’ın ikinci postulatı ise, Maxvell’in elektromanyetik teorisinden geliyor. Işık bir dalga olarak tanımlanıyor (hala öyle). Ve dalgaların içinde yol alması için bir ortam gerekiyor. O dönemde bu ortamın ether olduğunu inanılıyor. Işık bir (elektromanyetik) dalga olmasından dolayı, dalgaların özelliklerini incelemek gerekiyor. Dalgaların hızı, kaynaklarından bağımsızdır. Dalga kaynağının hareketi ve yönü bu hızı etkilemez. Bu dalganın hızını, ortamın (ether’in) özellikleri belirliyor. Bu durumda ışık hızının da sabit olması gerekiyor. Yani, ışık hızının sabit olduğunu bildiren postulatını, ether’in varlığı üzerine kurup geliştiriyor. Ama bu da tam olarak dehasının göstergesi değil. Sadece çok zeki…Bu konuda çalışan bir çok büyük fizikçi de var o dönemde… Fakat bu sefer ortaya iki farklı ve geçerli yaklaşımdan dolayı bir zıtlaşma (contradiction) ortaya çıkıyor. Eğe ışık hızı sabitse, onu sınırlayan bir ether var demektir. Eğer ether var ise bu sefer, etheri temel referans alınabileceği ortaya çıkıyor. Bu durumda ise, hareketin göreliliği kalmıyor. Ether’i baz alıp, hareket edip etmediğimizi tanımlayabileceğimiz ortaya çıkıyor.Görelilik prensibine karşı bir durum oluyor. Einstein’ın canını sıkan bu iki durumu ele alış şekli ve çözümü , işte Einstein’ın dehasını gösteriyor. Her iki sonucu da doğru kabul ediyor ve farklı bir bakış açısından durumu ele almak gerektiğini kavrıyor. (O dönemde patent ofisinde çalıştığı için tren istasyonları ve seferleri arasında saat senkronizasyonuna yönelik bir çok buluşta önünden geçiyor ve kafasını meşgul ediyor olmalı diye düşünülüyor.) Ve bir gün yakın arkadaşı Besso’ya diyor ki; “Zaman şüpheli” Ve onu deha yapan sonuca ulaşıyor. Her iki postulatı birleştirip , basitleştiriyor. Sonuç; “ Işık hızı, ‘gözlemciye göre’ sabittir.” Şeklinde ortaya koyuyor. Bu dönemde akademik kaynaklara ulaşma imkanı dar olduğu için, Michelson Morley’in deneyinin sonuçlarından bağımsız hareket etmiş olma ihtimali de var. Yaklaşık 15 yıl sonra ABD’ ye gittiğinde bir gazeteci, Ether’in var olabileceği yönündeki yeni yaklaşımlara da atıf yaparak (deneyden sonra Ether’in olup olmadığı değil ama sanıldığı gibi bir etkisinin olmadığı, etkilemediği saptanmış. Etkisi olmadığı için de varlığı sorgulanmış.) fikrini sorduğunda, verdiği cevap ise dehasının tam anlamıyla ortaya koyuyor. - Ether’e gerek yok ki (Işık hızının gözlemciye göre sabit olması için) Yani var olsa da, yok olsa da onun sonucunu değiştirmiyor, etkilemiyor. O da buna gerek görmüyor. Sorunu pratik şekilde, basitleştirerek çözüyor.

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 6 yıl önce 0