Sicimlerin plank boyutunda olduğu kabul ediliyor. Yani evrenin madde anlayışının en alt limitidir diyebiliriz. Kütleli parçacık yapılanması için gereklidirler. Temel taşıdırlar. (Tabii ki sicim teorisine göre)
Uzay parçacıklarının böyle bir işlevi yoktur. Plank boyutunun çok daha altında bir büyüklük seviyesindedirler. Uzay dokusunu oluştururlar. Enerji seviyeleri çok küçük olduğundan evrenin maddi yapılanmasıyla hiç bir ilişkileri olamaz. Çünkü ilişki kurabilecekleri bir alış-veriş kuantaları, elektrik potansiyelleri yoktur. Sadece kütleçekime tepki verirler. (Kütleli oldukları için) Tabii bir de basınç konusu var. Ne kadar küçük olurlarsa olsunlar enerji taşıdıkları için basınca karşı da tepki verirler.
Bu parçacıklar evren var olduktan, yani büyük patlamadan sonra yaratılamazlar. Evrenin enerjisi buna yetmez. Büyük patlamadan önce, en azından iki evren enerjisinin oluşturduğu basınç alanında enerjinin simetrisinin kırıldığı ilk fazda meydana gelmiş olmalıdırlar.
Tabii burada akla gelen bir soru daha olacaktır. Bu parçacıkların anti parçacıkları da üretilmiş olmalıdır. Onlara ne oldu?
İki ihtimal var:
Ya, bu parçacıkların anti parçacıkları da özdeştir. Yani foton gibi anti fotonlar da aynıdır ve özdeştir.
Ya da, tam tersi olarak bu parçacıklar her yönde iticidirler ve büyük patlamayı onlar sağlamış çok kısa bir zaman aralığında evrenin 28 sıfırlı bir katlanmayla şişmesini sağlamış olabilirler. Enerjinin ilk fazı böyle bir şey olmalıdır ki simetri kırılmaları ardı sıra devam etsin...Genleşme (patlama) için de bir neden olsun...