0

BENCE, Zaman'ın kütlesi yoktur. direk kendisine ait bir enerjiside yoktur. Ama enerji ile çok yakından bağlantılıdır. Bu yüzden de formüllerde \saniye veya saniye^2 olarak yer alır. Her şey'in enerjiyle alakalı olmasına rağmen, boyutlar gibi "sonuç -durum" içeren kavramları bu sınıflandırma içine almak da çok zor. İşlemlerde "Zaman", sabit bir değişken olarak olarak yer alıyor. Ama Uzay-zaman hesaplamalarına girince , 4ncü boyut olarak ele almak daha doğru oluyor (muş). Oysa alıştığımız boyut kavramı, bize Zaman'ın nasıl bir boyut olabileceği hakkında bilgi ve hatta fikir vermiyor. Çünkü bildiğimiz boyut kavramı, elle tutulabilir, net, ölçülebilir bilgi içeriyor. Bu yüzden boyut gibi somut bir kavramla, Zaman gibi soyut kalan bir kavramı aynı çatı altına almak standart bakış açısından çok zor. Neredeyse imkansız. Oysa hesaplamalarda, aynı katergoride ele alınabiliyorlarsa, ortak bir noktaları olmak zorunda en azından. Üstelik Zaman sadece bir büyüklük olarak ele alındığından, Skalar olarak kabul ediliyor. Bu saplantı , ortak noktayı bulmayı zorlaştırıyor. Bu nedenle, öncelikle "Boyut Nedir?" kavramını mevcut olanla çelişmeyecek şekilde, değişik bir açıdan ele almak gerekti. Bildiğimiz en basit boyutlar, ebatlardır. (En, Boy, Yükseklik). Mejkan da ise bu boyutların sanal uzantılarını X,Y, Z koordinatları olarak tanımlıyoruz. Her ikisi de tutarlıdır. Çünkü ölçülebilir. Koordinatlar soyut olarak gözükse de, kütlenin ulaşabileceği, somut bir noktayı işaret ettiği için aynı tutarlılığa sahiptir. Peki, "Zaman?" Bu tanımın çok dışındadır. Sadece bir büyüklük olarak ,kütlenin ne zaman o nokta da olabilecğeini bildiriyor. Diğer yandan ise, aynı "Zaman" kavramı, akıyor şeklinde bütün nesnelerin evrenin genişlemesiyle beraber almış olduğu yol bilgisini de içeriyor. Evrenin genişlemesi aynı anda 3 uzamsal (bildiğimiz) boyutu birden içerdiğinden, "her yöne birden" olarak tanımlanıyor. Bu durumda, Zaman'da aynı anda her yöne doğru olmak zorunda.... Ama hala Zaman'ın boyut özelliğini tanımlamadık. Ancak, boyut kavramını mikro düzeyden ele alıp, makro düzeye çıkarsak ortak bir tanıma yaklaşabiliriz diye düşündüm. En alt, temel mikro düzeye inersek karşımıza "enerji" çıkıyor. Enerji ancak çeşitli işlemlerden ve olgulardan geçtikten sonra, yoğunlaşıp kütle formu kazanmış ve bir şekilde bu durumu korumaya-tutmaya zorlanmış durumda... Boyutu, enerjinin titreşim alanı olarak ele alınca, karşımıza ilk olarak tek bir uzamsal boyut çıkıyor. Titreşim vektörüne uygun olarak, enerjinin işgal edebildiği alana "birim uzamsal boyut" diyebiliriz. Bu durumda tüm uzamsal boyutlarda, aynı tanıma girer. Bildiğimiz, en, boy, yükseklik gibi ebat bildiren bilgiler de bize, üst üste ya da yan yana "toplanmış-sıralanmış" birim uzamsal boyutlar olur. Öyle ki, bu ebat ve yoğunluk bilgileri ile elimizdeki nesnenin enerji içeriğini hesaplayabiliriz. Bu durumda, (enerjinin titreşebildiği alanı), "Zaman" enerjinin titreşerek var olduğu bir alanı tanımlıyor olacaktır. Zaman geçiyor kavramı bu durumda bir anlam kazanıyor. Çünkü Enerji bu zaman birimleri arasında da hareket ediyor-titreşiyor oluyor. ( https://www.fizikist.com/beyin-firtinasi/11497/ adresinde Zaman'ın oluşumu ve etkileri hakkındaki yaklaşımımı kısaca özetlemiştim.) Bu durumda, Zaman'ı boyutlar arasına oturtmak daha makul geliyor.

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 7 yıl önce 0