https://www.fizikist.com/kuantum-olasilik-neden-farklidir/
http://www.kuark.org/2013/08/kuantum-dalga-fonksiyonu-ve-fiziksel-yorumu/
Tüm olgular, sistem olarak, hep bir noktada dengede olduğu zaman gerçekleşiyor.
Bu noktaya "mükemmel denge" noktası olarak ele alıyorum. Çünkü parçacık-nesne bu noktanın dışında başka bir noktada durduğu zaman, denge bozuluyor ve kaos başlıyor.
Bu denge noktasını hazırlayan ve belirleyen şartları doğru tanımlayabilirsek, bir sistemi olasılıklara dayanmadan belirleyebileceğimizi düşünüyorum.
Mesela; yarık deneyinde foton iki yarıktan geçmiyor, her durumda yarıklardan birinden geçiyor. Ama iki yarıktan birden geçen şey; parçacığa ait kuantum olasılık dalgası...
Parçacık birinden geçince diğeri geçersizleşiyor, çöküyor. (Yukarıdaki fizikist linkinde ayrıntısı var.)
Olguların kritik nokta-mükemmel denge olduğu bu nokta için değerlendirme yaptım. Önceki görüşlerimi tekrar ele aldım ve kaynaklarıma baktım. (Sanırım Veni Vidi'nin sormak istediğini anladım.)
İki sonuca ulaştım.
İlki, bu nokta süreklilik arz eden bir nokta değil. Bir Planck zamanındaki anlık durumu, fotoğrafı temsil ediyor.
Yani zamanın akışı sırasındaki (yani bir EGD devri anındaki) bir birimi temsil ediyor.
Bu önemli, çünkü zaman ile sistemin denge noktası (ileri-geri, dalgalı şekilde) hep değişiyor.
Yani bize verdiği olasılık değerleri, parçacığın nerede olacağının şans bilgisini değil, hangi durumda hangi pozisyonda olacağının ihtimal bilgisini veriyor.
Sistemin tüm girdilerini bilmediğimiz sürece de, bu olasılık aralıkları ile en iyi ihtimalleri belirliyoruz.
Bu yüzden bir parçacığı gözlemlemediğimiz sürece yerini bilemiyoruz. Çünkü gözlemledeğimiz anda, anlık bilgisine, sistemin fotoğrafına bakıyoruz.
(Olasılık, Şans, İhtimal kelimelerini, birbirine yakın ama farklı kavramlar için kullanıyorum.
Şans, en düşük gerçekleşme yüzdesine sahip, belirsizlik tanımlıyor. Olasılık; çoktan seçmeli, bir olmaz ise diğeri muhakkak... İhtimal, olasılığın belirsizliğinin iyice azalmış hali...)
İkincisi, dalga fonksiyonu bize bu denge noktasının zaman içindeki hareketini veriyor.
Yani "zaman" olmasaydı, tek bir net denge noktası yeterliyken, "Zaman"ın varlığı, bize bir çok farklı denge noktasını gösteriyor.
Peki, neden?
Ceteris Paribus; diğer tüm koşullar sabit iken; sistem içindeki değişkenlerden herhangi birini değiştirmemiz, kaos'u davet ediyor. Bu anlık fotoğraf çekimini yaptığımız, sistem elemanlarını, konumlarını ve ilişkilerini kapsıyor.
Bu fotoğraf anındaki denge, kritik nokta-mükemmel denge...
Ama hiç bir sistem ( burada sistem kavramını, mikro-makro birbiri ile ilişkisi olan en az iki farklı elemanın bir araya gelerek oluşturduğu yapıları kast ediyorum. Protondan, Samanyoluna...)
durağan değildir. Tüm sistemler, anlık kritik noktaları üzerinde kesikli olarak (Zaman'ın yapısı nedeniyle) ilerliyor.
Sistem elemanları arasında ve sistemin, praçası olduğu üst sistemlerle sürekli ilişkisi var. Enerji alış verişi var. Çünkü enerji sürekli çok yoğundan, az yoğuna meylediyor.
Bunun anlamı, her parçacığın ya da alt sistemin sürekli hareket halinde olduğudur.
Bir alt parçacık (sistem) konum değiştirince, sistemin diğer elemanlarıda kendilerini bu yeni durumu adapte etmek zorundalar.
Aksi halde sistem kararlılığı bozulur ve kaos başlar (Sistem için...).
Üstüne üstlük, diğer sistem parçacıkları da aynı değişim ve etkileşim altındalar.
Yani 100 parçacıklı sistemde, 1 parçacık konum-durum değiştirirse, 99'u da buna göre kendini ayarlamak zorunda.
Oysa evrenimizde 1 değil, 100 parçacığın hepsi birden hareketli ve hepsi birbirine göre -sistemin bütünlüğünü-kararlılığını koruyacak şekilde- pozisyon ayarlamaları gerekiyor.
Buna göre, "kuantum dalga fonksiyonu" bize, ilgili parçacığın diğer parçacıkların farklı durumlarında; hangi pozisyonlarını alacağını, hareket-durum aralığının ne olduğun bilgisini veriyor.