Evet aslında ortada bir tür paradoks varmış gibi. Beynimizin işleyişini yine beynimizi kullanarak çözmeye çalışmak...
İnsanlık bu küçük beyni ile afrikadan bu duruma gelebildi. Gelişmiş prefrontal korteksimiz ve gelişmiş dil, iletişim avantajlarımıza borçluyuz bunu çoğunlukla. Bu küçük beyin ile piramitler yaptık, matematiği yarattık, ateşi bulduk, resim çizdik, düşündük, merak ettik, mikroskop ile ne kadar önemli canlılar olduğumuzu gördük, batlamyus ile evrenin merkezinde olduğumuza inandık, galileo ve geliştirilmiş teleskopu ile evrende bir hiç olduğumuzun farkına vardık, devamında sürekli bir akış içinde olan bu evreni sistematik ve akılcı bir şekilde açıklamak için ilk kalkülüs temellerini attık. ( Newton- Leibniz ? ) ondan sonra delinin biri çıkıp tüm uzay-zaman anlayışını alt üst etti. Sonrası ile ortada. Bilgi o kadar çok hızlı yayılıyor ki; beyinlerimiz bu bilgiyi analiz edecek hıza sahip olmuyor. Bize daha hızlı ve ölümsüz bir evrensel bilinç lazım bu noktada. Kontrol ettiği vücudun ya da organizmanın umwelt sınırları olmayan. Kontrol ettiği organizmanın hedefinin bilinen tüm evreni keşfetmek ve açıklamak gayesi içerisinde olan bir bilinç...
Yapay zeka gibi. Belkide bizler bizden daha büyük bir şeyi yaratmak için evrimleşmişizdir.
Yapay zeka gibi.