0

"Işık hızını" temsil eden "C" neyi ifade ediyor?

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 7 yıl önce 26
0

Sorunuza gelince, cevap kısaca; Evet... Ancak gerekçelerim mevcut kabul edilenden biraz farklı ... Öncelikle "Zaman" neyi temsil ediyor? Nedir? Sorusu hala muğlak kafalarda. Ana sorun burada; elle tutulamayan, göreceli bir kavram mı? Yoksa, bir durumu, hareketi ifade eden bir durum mu? Özel görelilik bize "Zaman"ın, ivme altında iken nasıl tepki verdiğini ve değiştiğini gösteriyor. Ama Zaman'ın neyden kaynakladığı, neyi ifade ettiği konusu belirsiz kalmış. bir sözünde Einstein , "herşeyin (kütle) aynı zamanda ışık hızında hareket ettiğini" söylediğini okumuştum. Neye istinaden böyle bir sonuca ulaştığını bilmiyorum ama bana rehber oldu. Şimdi benim "Zaman tanımlamam" açısından olaya bakarsak; En küçük mesafe ve zaman birimleri olan Planck ölçeklerinde olmak üzere; Genişleyen evrenin, genişleme kıyılarında mevcut alan ile yeni kazanılan alan arasındaki enerji-karanlık enerji- Higgs alanı veya eşdeğerlisi ne ise artık, yoğunluk farkından kaynaklanan bir titreşimden kaynaklanıyor. Yani evren genişlerken, yeni fethedilen yerlerdeki basınç iç taraf ile eşitlenirken, titreşim şeklinde bir kuvvet evrene geri yansıyor. Genişleme Planck ölçeklerinde kesikli olduğu için, titreşimlerde aynı ölçeklerde dalgalanma şeklinde oluyor. Her bir dalganın, 1 Planck zamanında ve 1 Planck mesafesi ile salındığını düşünüyorum. (Oluşan dalganın fazı hakkında şimdilik bir fikrim yok.) Bu yüzden bu dalganın "tepe, dip, tepe" şeklindeki bir tam devri, yani bir sonraki dalganın salınmasına kadar geçen süre 1 Planck zamanı, aralığa sahipler. İşte "Zaman" kavramımızın temelini bu bir tam hareket oluşturuyor. Bu dalgaların hızı C sabitine bağlı. (Ama henüz Maxwell'in sonuçlarına nasıl uygulayabileceğimi bilmiyorum.) Evren'in enerji dokusunu dolduran bu titreşimler, evren dokusuna süper akışkanlık özelliği de kazandırıyor. Bütün dalgaların hızı, frekansları değişmese de, içinde bulundukları ortamın yoğunluğuna bağlıdır. İşte bu dalgalarda, evren dokusu içinde (bizim için boş-vakum dediğimiz Higgs alanında) sahip oldukları en yüksek hızdalar. Bu şekilde evrene sadece akışkanlık değil, ek bir enerji yoğunluğu da sağlıyorlar (bence).

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 7 yıl önce 0
0

Şimdi "Soru"nuzla ilgili kısma gelirsek; eğer "Zaman"ı bu dalgaların hareketine bağlarsak, bir kütle için "Zaman"ı , bu dalgalardan kaç adedini kat ettiğimize bağlı olarak ölçeriz. Planck süresinden yola çıkarsak (10^-44s), her hangi bir kütleyi boş-kütlesiz uzay-zaman ortamında 1 saniye içinde 10^44 adet dalga geçiyor olmalıdır. Bu dalgalarında, diğer dalgaların tâbii olduğu temel kurallara tâbii olduğunu düşünüyorum. Dalga, dalgadır sonuçta... O zaman bu dalgaların hızı da, farklı bir yoğunluk karşısında kırılıp düşmeli. Bu yoğunluğunda bildiğimiz maddesel yoğunluk değil, maddenin özü olan enerjinin yoğunluğu olması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü dört boyutlu bir durumu tanımlıyoruz. Şimdi ışık hızına yaklaşan bir nesne açısından, kütleli ise momentumundaki enerji artışı yüzünden, enerji yoğunluğu artıyor olmalı. Bu da, bu "Zaman'ı doğuran dalgaların" (Meşhur EGD) bu ortamda yavaşlaması demek olacaktır. Eğer ışık hızı sınırına çıkılırsa; nesnenin içinde bulunabileceği tek bir dalga sırası kalacaktır. Çünkü dalgayla aynı hızdadır. "Süre" kavramının oluşması için, en azından bir kaç farklı dalgayı aşması gerekir. Oysa hızı nedeniyle, tek bir dalga üzerindedir. Yani onun için "süre" diye bir kavram yoktur ve tek bir an'da; bir Planck Zamanında sıkışmıştır. Bu durumda iken, Işık hızındaki nesne için "Zaman'ın Hızında" demek yanlış olmaz.

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 7 yıl önce 0
0

Fiziğin şiiri gibi olmuş.

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 7 yıl önce 0