Bana göre evrensel bir kural olan "kritik durum-mükemmel denge" cansız sistemler kadar, canlı sistemler içinde geçerli. İnsan vücudu bir sistemler bileşkesi. Vücudumuz sürekli olarak değişen şartlara ve göre kendini en makul ve verimli olacak şekilde ayarlar. Tabi onun verimlilik anlayışı, en az enerji ile en çok işi yapabileceği nokta. O yüzden de habire kilo alıyoruz. :-) Yani zihin gücü ile formda kalmak makul gelmiyor bana. Maaelesef. Beynimizin kapasitesini tam kullanıyoruz. Bu konuda forumda çok güzel yazılar oldu. Sizin için basit bir iş olan, "bir bardak çayı kaşıkla karıştırp, şeker düzeyine bakacak ve çay bardağını bir noktaya götürüp, içindekini etrafa saçmdan bir delikten dökecek" bir robot kolu yazılımı deneyin. Bu işlem için yapacağı hesaplama, işlem gücü ve hızını ve bu iş için bunları yapmayı sağlayacak bilgi analizi ile olasılık hesaplaması yapacak programı düşünün. Çok yüksek veri ve işlem gücü istiyor. Beynimiz bunların yanında bilişsel bir çok faaliyeti yürütüyor. Aynı şekilde vücut içindeki fonsiyonları, dengeyi ve sistemi de sürekli gözetip, değişikliklere cevap veriyor. Yani beynimizin büyük bir kısmı kullanılıyor. Ancak beynin işlem yapma kapasitesi artarsa yani nöronlar arası ağ -bağlantı sayısı artarsa bilinçli işlem yapma gücü artar. Bunun içinde insanın çok yönlü konuları sürekli anlama, kavrama sürecine girmesi lazım. Farklı bakış açıları için farklı sinaptik yollar geliştirmeli. Bu da hiç kolay değil bence. Sadece zaman değil, tekrar meselesi... Ezber değil, anlama ve kavrayış konusu. Genetik olarak çocuklarımız makinlerle yaşama daha kolay adapte olacak şekilde değişecektir. bir çok bilgi yükünü beyinde taşıma yerine, makinelere bağımlı, bilgiyi makineye yükleyip taşıyan ama bilgi temel başlıklarını sadece öğrenen bir aşamaya geçebilir. Ancak bu tür bir soy yapay olduğu için, tüm avantajlarına rağmen ciddi bir krizde, (yazılım bozulması, virüs) tüm sistem bir anda çöker. Beynin bir süre çalıştığı işi daha hızlı yapabilmesinin nedeni , o konu ve düşünce şekli için kısa devre sayabileceğimiz daha kısa ve hızlı bağlantılar geliştirmiş olması. Aradaki aracı sinir hücrelerini devreden çıkartarak, direk bağlantı kurması ve bu yolu kalınlaştırması. Ama bu bireyin fiziksel anlamda beynininin geliştiğine değil, bireyin bir konuda düşünsel olarak geliştiğine delalettir. Şu anda üniversiteye hazırlanan çocuklara yüklediğimiz bilginin sınırı çok büyük. Çoğunu bilmiyorum bile. Ama bu onları ne başarılı ne de avantajlı kılıyor.