1

Sayın mr. Physics açıkçası fisyon reaksiyonunu gerçekten bilmiyorum. Mühendislik kısımları haricinde ilgimi çekip ayrıntılı olarak araştırmadım bile. Emin olun Necmi bey benden çok daha iyi biliyordur. Muzaffer beyin alakalı bir sorusunu cevaplarken hesaplamaları yapmıştım necmi bey, güneş çoktan yok olmuş olmuyor sizin de denemenizi tavsiye ederim. Şaka nir yana kimyasal reaksiyonların davranışlarını anlatarak nükleer bir tepkimenin kütle kaybetmediğini belirtmeye çalışmanız doğru değildir. Füzyon ile fisyona çekirdek tepkimeleri olarak aynı murallara tabi değildir. İki hidrojen elementinin füzyonunda binde 7 lik kütle, alfa parçacıklarının kinetik enerjisine ya da radyasyona dönüşerek sistemden uzaklaşır. https://en.m.wikipedia.org/wiki/Nuclear_fusion Elbette diğer kütle ise artık hidrojen elementi değil helyuma dönüşmüştür, fakat hepsi değil. Daha ayrıntı model gluon alanı ve güçlü nükleer kuvvetin davranışı ile açıklanmakta dilerseniz kendiniz araştırabilirsiniz. Kaybolan kütlenin hangi parçacık olduğunu ya da hangi enerjiyle nasıl uzaklaştığını da bulacağınızdan eminim. Güneşin kütle kaybettiğini bildiğimizden dolayı kütleçekiminin zamanla çok düşük de olsa azalacağını söylemenin yanlış bir tarafı yoktur. Gerçekten güneşin kütleyi enerjiye çevirmediğini, e=mc2 ile hesaplanan kütle değerinin de bu enerjiyi betimlemek için gösterilmiş bir farazi örnek olduğunu düşünüyorsanız bu konuyu çok yanlış anlamış olmalısınız. Böyle düşünüyorsanız tabi. Peki güneşin bu enerjisinin nereden geldiğini düşünüyorsunuz?

Vide supra 7 yıl önce 0
1

Necmi Bey salt maddesel kütle kaybı şeklinde olayı ele alırsak, Haklı gibisiniz. Diğer yandan potansiyelden, stoktan enerji kaybı açısından da , Vide Supra da haklı gibi... O zaman çatışma sebebiniz; birinizin haklılığı, diğerinin hatalı oluşundan dolayı değil, yanlış anlaşılma ve farklı açılardan olayı ele almaktan kaynaklanıyor bence... En başta hepimiz biliyoruz ki (bu arada yazacaklarımın çoğu sizlerden öğrendiklerimi sizlere satmak :-) hareket halindeki kütleyi direk ölçemesek de (bu durumda neye göre nirengi alacağız?) bir yolu var. Etrafına uyguladığı kütleçekim kuvvetinden... Bu kuvvete neden olan nesnenin (uzaklıkta biliniyorsa) kütlesini hesaplayabiliriz. Newton bile yeterli yol gösterici olarak. (Yoğunluğunu, hacmine göre buluruz sonra...) Güneşin durumu da benzer. İçinde yüksek hızda hareket eden bir çok parçacık var. Bunları çok yüksek hızlarda uzaya salmasından dolayı da biliyoruz. Peki bu parçacıkların momentumlarından kaynaklanan ek-zahiri kütle de, güneşin kütle çekim gücüne katkıda bulunmuyor mu? Elbette bulunuyor olmalı... Yani kütleçekim gücünü hesapladığımız güneş bu kuvvetin bir kısmını sahip olduğu maddenin kütlesinden alırken, bir kısmını da bu madde parçacıklarının momentumundan alıyor olmalı... Bu şekilde olunca, her ikinizde kendi açınızdan haklısınız. Hidrojenler birleşiyor, helyum oluyor, onlar lityum, vs.vs. En son demire kadar gidiyor bu birleşmeler. Güneşte "toplam maddesel parçacık sayısı", dışarı attıkları haricinde çok az oluyor. Belki ondan daha çoğunu kütleçekim alanına düşen astroid ve tozlardan alıyordur. (Bu kısmı tamamen atmasyon, doğrusunu bilmiyorum.) Ama diğer yandan, güneşin bu kadar enerji yayması karşılığında, bir şeyleri de kaybetmesi gerekir. Bu kaybettiği de fotonlar ve ısı halinde yüklenmiş enerjidir. (Diğer kütleli temel parçacıkları ve onların momentumlarına yüklenmiş olanları göz ardı ediyorum, anlatım kolaylığı açısından...) ("Bence'm" de, temel kuvvetler EGD'nin sonuçları ama konuya tekrar girmeyeceğim :-) Parçacıkları bir arada tutan temel kuvvetler, güçlü ve zayıf kuvvetler, hem füzyon hem de fizyon esnasında bozuluyorlar. Bu bozulma esnasında, onları sabit tutmaya yarayan (bence; kuvvete karşı gösterdikleri tepki) temel kuvvetlerin enerjisi serbest kalıyor. Üzerinde tartışdığımız nükleer enerjinin kökeni bu... Güncel fizik diliyle, bağlar kırılınca enerji açığa çıkıyor. Daha sonra parçacıklar tekrar düzenli ve kararlı bir duruma geçmek için birleşirken, bu sefer daha büyük bir sistem oluşturuyorlar. (Niye? Bunu bilmiyorum-anlamadım henüz...) Yani temel kuvvet bağları, yeni atomun temel parçacıklarını bir araya getirmek için tekrar inşaa ediliyor. Bu yıldız merkezinde o kadar zor olmasa gerek çünkü etraftaki basınç ve ısı çoğu parçacığı özdeş davranmaya zorluyor olmalı. (Belki güneşin merkezinde de olsa, parçacıkların etrafa karşı nötr ve kararlı bir sistem oluşturup, homojenleşmeye çalıştıkları içindir...) Bence, 5000 devirlik motora bağlı sicim, bu hızdayken bize 2 boyutlu bir yüzey gibi gözükür. Eğer hızından çok daha düşük (etki) hızlardaysak, bize katı bir plaka gibi bile tepki verebilir. Sicim ucundaki parçacığında, o anda nerede olduğunu bilmemiz imkan yok...:-) (Elektron bulutu gibi...) Ama bu devri sağlayan enerji, sistem bozulduğu anda bir şekilde açığa çıkacaktır. Sonuçta ipte, motorda elimizde olduğu halde, ipe ve ucundaki parçacığa yüklediğimiz enerji artık aynı sistemde olmayacaktır. Tam aynı olmasa da buna özdeş bir mantık olması gerektiğini düşünüyorum. Bilimciler, nükleer enerjiyi; maddenin enerjiye dönüşmesinden çok, maddenin bütünlüğünü sağlayan ve kütlesine dahil olmuş olarak tespit edilen enerji bağlarının serbest kalması olarak tanımlıyorlar. Yorumumda bu yaklaşıma dayalı.

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 7 yıl önce 0
0

Çekirdek tepkimeleri sonrasında kütle korunmaz, yani tepkimeye giren parçacıklar ile tepkime sonrasında oluşan parçacıkların kütlesi farklıdır. Bunun açıklaması kısaca "E=mc2" dir. Kütle korunmaz ama enerji daima korunur. Örneğin güneşteki füzyon tepkimelerini ele alalım: Güneş çekirdeğinde 2 adet hidrojen atomu yüksek basınç ve sıcaklık altında birleşerek helyum atomunu meydana getirirler. bu sırada bir adet nötron ve enerji ortaya çıkar. Yani denklem şöyle olur: H + H = He + n + enerji. Şimdi bu denklemde denklemin sağ tarafında olan 2 adet hidrojenin ağırlığı, sol taraftaki helyum ve nötronun ağırlığından daha fazladır dolayısı ile kütlede azalma meydana gelmiştir. Bu kütle kaybı farazi değil gerçektir, bildiğimiz şekilde bir kütle kaybıdır yani tepkimeye giren parçacıklar ile tepkimeden çıkan parçacıkları hassas bir tartı ile tartarsanız tepkimeden çıkan parçacıkların kütlesinin daha az olduğunu görebilirsiniz. Bu eksik kütlenin sebebi tepkime sonrasında açığa çıkan enerjidir. Kütlenin bir kısmı artık parçacık olarak değil, enerji olarak yoluna devam etmiştir dolayısı ile kütlenin ortadan yok olması gibi bir durum söz konusu değildir, sadece bir dönüşüm söz konusudur. Güneşin kütlesi her saniye yaklaşık olarak 4 milyar ton azalmaktadır. Aynı şekilde güneşi de tarttığımızda, tartımızın ibresinin her saniye 4 milyar ton azaldığını görebilirsiniz yani güneş her saniye 4 milyar tonluk kütlesini uzaya enerji olarak saçmaktadır ve dolayısı ile ortada yok olan bir şey yoktur.

Mehmet Ali 7 yıl önce 0
3

Çekirdek tepkimeleri sonrasında kütle korunmaz, yani tepkimeye giren parçacıklar ile tepkime sonrasında oluşan parçacıkların kütlesi farklıdır. Bunun açıklaması kısaca "E=mc2" dir. Kütle korunmaz ama enerji daima korunur. Örneğin güneşteki füzyon tepkimelerini ele alalım: Güneş çekirdeğinde 2 adet hidrojen atomu yüksek basınç ve sıcaklık altında birleşerek helyum atomunu meydana getirirler. bu sırada bir adet nötron ve enerji ortaya çıkar. Yani denklem şöyle olur: H + H = He + n + enerji. Şimdi bu denklemde denklemin sol tarafında olan 2 adet hidrojenin ağırlığı, sağ taraftaki helyum ve nötronun ağırlığından daha fazladır dolayısı ile kütlede azalma meydana gelmiştir. Bu kütle kaybı farazi değil gerçektir, bildiğimiz şekilde bir kütle kaybıdır yani tepkimeye giren parçacıklar ile tepkimeden çıkan parçacıkları hassas bir tartı ile tartarsanız tepkimeden çıkan parçacıkların kütlesinin daha az olduğunu görebilirsiniz. Bu eksik kütlenin sebebi tepkime sonrasında açığa çıkan enerjidir. Kütlenin bir kısmı artık parçacık olarak değil, enerji olarak yoluna devam etmiştir dolayısı ile kütlenin ortadan yok olması gibi bir durum söz konusu değildir, sadece bir dönüşüm söz konusudur. Güneşin kütlesi her saniye yaklaşık olarak 4 milyar ton azalmaktadır. Aynı şekilde güneşi de tarttığımızda, tartımızın ibresinin her saniye 4 milyar ton azaldığını görebilirsiniz yani güneş her saniye 4 milyar tonluk kütlesini uzaya enerji olarak saçmaktadır ve dolayısı ile ortada yok olan bir şey yoktur.

Mehmet Ali 7 yıl önce 0
0

Merhabalar sorularım olacak biraz arkadaşlar. Kafam karıştı ve bu konu hakkında bir şeyler öğrenmek istiyorum. Madde madde yazacağım soruları ki karışmasınlar. Öncelikle bu yazılanlarları okumadan önce şunları biliyordum; " NFİHEBDABEO" " -- Nükleer füzyon, iki hafif elementin birleşerek daha ağır bir element oluşturduğu tepkimeler denir. Bu tepkimelere genellikle yüksek sıcaklık ve basının olduğu yıldızlarda rastlarız. Güneş saniyede 564 milyon ton hidrojeni, 560 milyon ton helyuma dönüştürür. Her tepkime de ( her saniyede ) 4 milyon ton gibi büyük bir miktar-enerji-kütle- kaybı olur. Bu 4 milyon tonluk enerji-kütle ise enerjiye ( ısı ve ışınıma ) dönüşür. Bu tepkime Hidrojen-Döteryum-Trityum izotopları ile gerçekleşirken, ürün olarak helyum+ nötron ve 17.6 MeV'lik ( enerji ) ortaya çıktığını biliyordum. Fakat yazılanlar yanlış biliyor olacağımı ( necmi bey ), ( eksik biliyor olacağımı ( vide supra ) gösteriyor. İlk sorum şu; Tamam diyelim ki; 4 milyon ton emc2'den dolayı enerjiye dönüştü ve enerji yok edilemez ya da yoktan var edilemez diyen termodinamik kuralını ihlal etmedik. Peki o zaman ürün olarak ortaya çıkan kütle olan 560 milyon ton helyumun işlevi nedir ? Güneşe yakıt sağlamak mı ? İkinci sorum ise şu; Bu durum da güneş kütle mi kaybeder yoksa Güneş sadece yakıtını mı kaybeder ? Yoksa ikisi aynı şey midir ? Hiçbir şey bilmediğimi varsayarak anlatırsanız çok sevinirim. Çünkü bu konu hakkında cahil kalmak hoş değil. İyi çalışmalar herkese. (:

Kemal ( Bay Hiçkimse ) 7 yıl önce 0
0

Merhabalar sorularım olacak biraz arkadaşlar. Kafam karıştı ve bu konu hakkında bir şeyler öğrenmek istiyorum. Madde madde yazacağım soruları ki karışmasınlar. Öncelikle bu yazılanlarları okumadan önce şunları biliyordum; " NFİHEBDABEO" " -- Nükleer füzyon, iki hafif elementin birleşerek daha ağır bir element oluşturduğu tepkimeler denir. Bu tepkimelere genellikle yüksek sıcaklık ve basının olduğu yıldızlarda rastlarız. Güneş saniyede 564 milyon ton hidrojeni, 560 milyon ton helyuma dönüştürür. Her tepkime de ( her saniyede ) 4 milyon ton gibi büyük bir miktar-enerji-kütle- kaybı olur. Bu 4 milyon tonluk enerji-kütle ise enerjiye ( ısı ve ışınıma ) dönüşür. Bu tepkime Hidrojen-Döteryum-Trityum izotopları ile gerçekleşirken, ürün olarak helyum+ nötron ve 17.6 MeV'lik ( enerji ) ortaya çıktığını biliyordum. Fakat yazılanlar yanlış biliyor olacağımı ( necmi bey ), ( eksik biliyor olacağımı ( vide supra ) gösteriyor. İlk sorum şu; Tamam diyelim ki; 4 milyon ton emc2'den dolayı enerjiye dönüştü ve enerji yok edilemez ya da yoktan var edilemez diyen termodinamik kuralını ihlal etmedik. Peki o zaman ürün olarak ortaya çıkan kütle olan 560 milyon ton helyumun işlevi nedir ? Güneşe yakıt sağlamak mı ? İkinci sorum ise şu; Bu durum da güneş kütle mi kaybeder yoksa Güneş sadece yakıtını mı kaybeder ? Yoksa ikisi aynı şey midir ? Hiçbir şey bilmediğimi varsayarak anlatırsanız çok sevinirim. Çünkü bu konu hakkında cahil kalmak hoş değil. İyi çalışmalar herkese. (:

Kemal ( Bay Hiçkimse ) 7 yıl önce 0
0

Merhabalar sorularım olacak biraz arkadaşlar. Kafam karıştı ve bu konu hakkında bir şeyler öğrenmek istiyorum. Madde madde yazacağım soruları ki karışmasınlar. Öncelikle bu yazılanlarları okumadan önce şunları biliyordum; " NFİHEBDABEO" " -- Nükleer füzyon, iki hafif elementin birleşerek daha ağır bir element oluşturduğu tepkimeler denir. Bu tepkimelere genellikle yüksek sıcaklık ve basının olduğu yıldızlarda rastlarız. Güneş saniyede 564 milyon ton hidrojeni, 560 milyon ton helyuma dönüştürür. Her tepkime de ( her saniyede ) 4 milyon ton gibi büyük bir miktar-enerji-kütle- kaybı olur. Bu 4 milyon tonluk enerji-kütle ise enerjiye ( ısı ve ışınıma ) dönüşür. Bu tepkime Hidrojen-Döteryum-Trityum izotopları ile gerçekleşirken, ürün olarak helyum+ nötron ve 17.6 MeV'lik ( enerji ) ortaya çıktığını biliyordum. Fakat yazılanlar yanlış biliyor olacağımı ( necmi bey ), ( eksik biliyor olacağımı ( vide supra ) gösteriyor. İlk sorum şu; Tamam diyelim ki; 4 milyon ton emc2'den dolayı enerjiye dönüştü ve enerji yok edilemez ya da yoktan var edilemez diyen termodinamik kuralını ihlal etmedik. Peki o zaman ürün olarak ortaya çıkan kütle olan 560 milyon ton helyumun işlevi nedir ? Güneşe yakıt sağlamak mı ? İkinci sorum ise şu; Bu durum da güneş kütle mi kaybeder yoksa Güneş sadece yakıtını mı kaybeder ? Yoksa ikisi aynı şey midir ? Hiçbir şey bilmediğimi varsayarak anlatırsanız çok sevinirim. Çünkü bu konu hakkında cahil kalmak hoş değil. İyi çalışmalar herkese. (:

Kemal ( Bay Hiçkimse ) 7 yıl önce 0