Güzel bir noktaya değinmiş bence...
Evet, içerdiği madde ve enerji içeriği açısından evrenin yaşı her yerde aynıdır.
Evrenin genişleme hızından yola çıkarak, zamanda, enerjinin tekil olduğu ana geri gidersek, dediğiniz gibi , genişlemeyi göz önüne almadan bir yaş tayini yapmamız mümkün değil.
Ama, Hayır, evrenin genişlerken yeni kazandığı yerler açısından bakarsak, yaşı her yerde aynı olmayabilir.
Ana sorunuza dönersek, bize ışığı ulaşamış ve çoktan yok olmuş yıldızlar var olmalı. Bizler onların kalıntı ışıklarını bir gün göreceğiz belki.
Aslında konu benim için karışık, 10 milyar yıl evvel aralarında 3-4 milyar ışık yılı bulunan yıldızların ışıklarının şimdi ulaşıyor olması... Evrenin genişlemesi ile aradaki 10 milyarlık mesafenin arttığı ve fotonun bu süre boyunca ulaşmaya çalıştığı yönünde genel geçerli sav var.
Ama ışık hızı sabit ise, çoktan varmış olması gerekirdi diye de düşünüyorum (en az 6 milyar yıl evvel)
Bu sanki birbirinden hızla uzaklaşan iki geminin birinden diğerine atılan top güllesine benziyor. Hedef alınan gemi sürekli uzaklaştığından, güllenin alması gereken yol sürekli artıyor, çünkü hızı sabit. Üstelik bir de atış yapılan nokta sabit ama atış yapan gemi de aynı hızla ters yöne uzaklaşıyor.
Bu durumda, baz alınacak nokta, güllenin ilk fırlatıldığı yer olmalı.
Eğer öyle ise, fotonun 3 milyar ışık yılı mesafeyi 10 milyar yılda alabilmesi için, çok ciddi bir hızdas genişleme olması lazım. Oysa artan ama oranlı genişlemeye göre saniyede 72 kilometre civarında diye hatılıyorum bu hızı. Yani ışık hızının saniyedeki yaklaşık 300.000 kilometre hızına oranla çok düşük bir hızda...
![Uzay Çalışmalarının Önemi - Süleyman Fişek [Röportaj]](https://fizikist.com/uploads/img/uzay-calismalarinin-onemi.jpg "Uzay Çalışmalarının Önemi - Süleyman Fişek [Röportaj]")