Öncelikle ışık hızına ulaşınca cisimlerin içinden geçiyorsun diye bir durum yok. Söz konusu değil. Safsata.
Cisimlerinden içinden geçme olayı, küçük parçacıklardan oluşma ve titreşiminin frekansı ile alakalı… Frekans kısmını tam bilmiyorum, her parçacık- cisim, kütlesine daha doğrusu enerjisine göre bir frekans aralığında titreşiyor ve bir alan oluşturuyor. (Higgs alanı içinde)
Bu alan dış gözlemciler tarafından bir katı parçacık, tanecik gibi algılanıyor, ölçümleniyor. Hatta bu alanların birkaç tanesi bir araya gelerek, daha büyük bir parçacığın da temel taşı olabiliyorlar. (Bununda bir üst sınırı var tabi… Daha üst bileşimlerde bu alanı kütle çekimi olarak saptıyoruz.) Bu alan içinden parçacıkların geçebilmesi için iki şart var. İlki parçacığın hızlı olması, yani enerji yüklü olması ki, bu alanın içinden geçerken rotadan kaymasın. İkincisi küçük olması ki örneğin nötrinolar o kadar küçüktür ki, kilometrelerce kalınlıkta kurşun blok içinden hiçbir şeye çarpmadan gidebilirler.
Fotonlar 3+1 boyutlu evrenimizde temel enerji taşıyıcı parçacıklardır. (İddiam) tek boyutlu oldukları için (volüme, hacim yok yani), kütleleri de yoktur. Buna karşılık enerji taşıyabilirler. Tek boyutlu oldukları için ancak düz-çizgisel-lineer hareket edebilirler. Bir cisme ulaştığı zaman da bu cismin atomları ile çarpıştığında, tüm enerjisini buraya aktarır. Titreşim frekansı değişir, yeni yoluna devam eder.
Şimdi örnek olarak siyah ya da opak bir vazo ele alalım. Vazonun üst-ağız kısmında şeffaf cam olsun. Arkasından fotonların durumunu inceleyelim. El feneri ile ışık tuttuğunda ışığın şeffaf kısımdan geçtiğini hatta biraz kırıldığını görürken, alt opak-siyah kısmından hiçbir şeyin gözükmediğini raporlarsın.
İki durumu da incelersen gördüğün şudur. Şeffaf olan kısımda moleküller arasındaki boşluk miktarının yüksek olduğu ve fotonların bu alandan çoğu zaman çarpışmadan geçebildiğidir. Daha doğrusu fotonlar enerjilerini fazla kaybetmeden geçiyorlardır. Buna karşılık ortamın yoğunluğuna bağlı olarak, hızlarında bir düşme oluyor. Ortamdan çıkınca tekrar eski hızlarına dönüyorlar.
( Uzun süre bunun fotonların madde içindeki parçacıklara çarpması sonucu engellenmesi, geciktirilmesi olduğunu sandım. Ancak o zaman da şu soru geldi aklıma; eğer foton enerji kaybetmesine neden olacak çarpışmalarla yavaşlıyorsa, ortamdan çıkınca niye eski durumuna dönüyor. Boşlukta 300.000 km/sn, cam da 200.000 km/ sn sonra boşlukta gene 300.000 km/sn….
Neden? Nasıl olduğunu biliyoruz. Cam içinde frekans aralığı değişiyor ve enerji durumunu toplamda gene koruyor, çıkınca tekrar eski frekansına dönüyor… Peki, ama Neden?
O zaman fotonun hareket eden asıl parça olmadığını, hareket edenin fotonun üzerinde hareket ettiği bir enerji dalgası olduğunu fark ettim. Bu dalga daha yoğun bir ortamda, ortamın frekansına-yoğunluğuna göre girişim yapıyor ve frekansı, hızı değişiyordu. Bu durumda da fotonu taşıma hızı da değişiyor. Ortamdan çıkınca, dalga tekrar eski durumuna da dönüyordu.
Diğer durum ise sorunuzun kaynağı olan durum, foton-ışık niye opak bölgede geçemiyor?
Geçiyor ama sizin umduğunuz şekilde ve açıda değil. Maddeye çarpınca enerjisinin büyük kısımını maddenin parçacıklarına aktarıyor. Frekansı değişiyor büyük ihtimalle göze görünür tayf aralığından çıkıyor, Ya yansıyor (kırılıyor) ya da yoluna devam ediyor ama saptayamayacağımız bir aralıkta oluyor
( mor ötesi, kızıl ötesi gibi)…
Buradan çıkan sonuç, ışık olarak yolladığınız fotonlar, radyo dalgası olarak ya da foto lüminesans bir ışıma olarak, hatta lazer ışını olarak o cisimden yayılabilir.
Fotonlar zaten bir dalganın sörfçüleri olduklarından, enerji düzeyleri ne olursa olsun, hızlarını korurlar. Tabii eğer siz dalgayı yavaşlatırsanız, durum değişir. Buna da güncel yaklaşımda, zamanın yavaşlatılması, ağır çekim, vs. filan diyoruz.