Gözlemciye göre ışığın hızı sabit olduğuna ve tüm gözlemciler aynı hızı ölçeceğine göre, aldığımız değer; ışığın bir saniye de (ya da herhangi bir ölçüm aracınca saptanmış süresi) almış olduğu yola-mesafeye göre belirliyoruz.
Teori bize aynı sürede olmak üzere, ışığın hızını hep aynı ölçeceğimizi belirtiyor.
Yine aynı teori bize, gözlemcilerin farkı hızlarına göre, zaman saptamalarının ve öçlümlerininde farklı olacağını söylüyor. Öyleki saniyede 200.000 km hızla giden bir gözlemcinin zamanı, duran bir gözlemciden yaklaşık %50 daha yavaş olacak...
Buradan, hızlandığımızda zamanı algılama ve ölçmemizinde yavaşladığını, duran gözlemciye göre 1,5 birim olan zaman ölçümünün bize göre 1 birim olduğunu anlıyoruz.
Çıkan sonuç; bence, hızlanan her nesne kendi mini eşdeğerli-geçici-değişken evrenini ve kurallarını oluşturuyor.
Her durumda fizik kanunları ve temel yaklaşımları sabit. Yani değişmeyen tek şey, bu ilişkileri tanımlayan matematik.
Bence, zaman (dalgalardan oluştuğunu düşündüğüm şekli ile) var olan tüm titreşimin ana sorumlusu ve nedeni.
Bu nedenle tüm titreşimin durmuş olması demek, o noktada bizim \"algıladığımız zamanın\" olmayışı demek. (Hatta madde bütünlüğünü sağlayacak bir etki de kalmadığından, tüm maddenin enerji formuna döneceğini düşünüyorum.)
Zamanı algılayışımız, olaylar sıralaması sadece; Öncesi, şimdisi ve sonrası -geleceği şeklinde... Sıralamayı da zamanın akış yönü olarak tanımladığımız ( bence o dalgaların) hareket yönüne göre oluyor.
Yani her şeyi tanımlarken, başka bir şeyden referans alıyoruz. Zaman algılayışımızda da, zamanın hareket yönünü referans alıyoruz.
Sonuçta, titreşim yok ise, zaman da yoktur. Zaman yok ise, referans alınacak bir kavrayış da yoktur. Yani cevabınız; Hayır olmayan bir şey akıp gitmez.
@nobody, mutlak sıfırda Zaman\'ın durabileceğini düşünüyordum ama mutlak sıfır altı konusundaki paylaşımlarınız- kaynaklar sayesinde bu konuyu tekrar sorguluyorum...
@Alliance31, \"Evrenin genişleme hızının sabit olmaması\"-değişken olabilmesi (ve/veya bizlerin onu \"aynı\" ya da farklılaşmış) algılamamız konusundaki düşüncelerinizi merak ettim. (Kütle konusundaki kısma bayramdan sonra devam edelim mi? Bu dönemde, siteye pek giremeyeceğim)