Zaman hakkında aslında bütün veriler elimizde, sadece göremediğimiz için bir kavram olarak ele alıyoruz. Bu da bizi soyut düşünerek hayal gücümüzle açığı kapatmaya ve metafiziksel açıklamalara yöneltiyor.
Zaman; evrenin genişlemesinden kaynaklanan bir yer değiştirme sürecinin ürünüdür.
Bence, Işık hızı ayrıca evren genişlemesinin hızıdır. Bu nedenle hiç bir şey bu hızı aşamıyor. En azından 4 boyutlu evrenimizde.
Şöyle düşünün; düz bir sıvı üzerine bir ağırlık düşsün. Sütün içindeki ilk dalganın üzerindeki bir toz parçacığınında bu dalga ile sörf yaptığını...
Toz parçacığının konumu ne olur ?
Merkezden uzaklaşırken dalga üzerindeki sörfçü toz, hız kazanır bu da kütle artışına neden olur. Ama dalga üzerinde kaldığı sürece, dalganın hızını geçemez. Geçerse, ona kütle kazandıran bu hareketi yitirir.
Eğer dalgayı 2 boyutlu değil de, 3 boyutlu olarak bir küre şeklinde düşünürseniz; Dalganın üzerindeki toz\'un ilk konumu ile bir sonraki konumu arasında 4 boyut fark vardır.
İlk üç boyut göreceli olarak kürenin yüzeyine göre sabittir. (En, Boy, Yükseklik) yani diğer toz parçacıklarına göre konumu sabittir. Ancak bir kuvvet ile bu konumu değişir. Hareket eder.
4ncü boyut olan zaman ise direk olarak ilk başlangıç noktasına (big bang) bağımlıdır. Dlaga üzerinden her seferinde uzaklaşır. Bu da \"zaman\"dır.
İlk üç koordinat (toz parçası hareket etmediği veya üzerine kuvvet uygulanmadığı sürece) sürekli aynı kaldığı için genişlemenin merkez noktası bulunanamaz. Çünkü dalga üzerindeki parçacık için, ilk başlangıç zamanındaki evren ile sonraki evren aynıdır. (Aslında her yer merkezdir.)
Ama bütün değişimi 4ncü boyut yapar. Genleştirir. Kütle kazandırır. Birbirinden uzaklaştırır ve evrene dinamizmi verir.
Şimdi esas 5nci boyut\'un nasıl bir şey olduğunu araştırma ve düşünme zamanı bence.