Enerjinin çok sayıda kimyasal işlemi açıklamak için kabul görmesine neden olan Lord Kelvin, Rudolf Clausius ve Walter Nernst gibi efsanelerin tasarladıkları termodinamik kanunlar, 19. yy. da enerjiyle ilişkili çok sayıda teorinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Ayrıca enerji, Rudolf Clausius entropi kanununu formülize ettiğinde matematiksel olarak kesinleşmişti de. Basit bir enerji korunumu kanunu tanımlaması, enerjinin ne yoktan yaratılabileceğini ne de yok edilebileceğini fakat bir formdan başka forma dönüşebileceğini söylemek olur. Bu, enerji korunumunun okullarda gördüğümüz belki de en basit tanımıdır.
İleri seviye fizikte enerji korunumu kanunlarını anlamak önemlidir çünkü diğer çok sayıda temel kanun tümüyle enerji korunumu kanunu tarafından yönetilir. En dikkate değer olanı modern teorik fiziğin temellerini oluşturan Noether Teoremi\'dir. İleri fizik ışığında enerji korunumu kanununu tartışmak bu makalenin çapında mümkün değildir fakat korunum kanununun temel esası hep aynıdır. Sadece bir formdan başka forma dönüşen bir enerji vardır fakat asla yok olmaz. Mesela kütle çekim potansiyel enerjisi izole bir sistemde her zaman korunur.
Mekanik enerjinin korunumu kanunu da diğer enerji korunum kanunlarıyla benzer ana hatlara sahiptir. Kütle bile, Albert Einstein tarafından ileri sürülen kütle-enerji denklik teoremi ya da E = m c2 formülünde görüldüğü gibi enerji ile ilişkilendirilir.
Tasarladığımız sisteme bağlı olarak çok sayıda enerji korunumu denklemi vardır. Mekanik, termodinamik, relativistik mekanik, kendine has sistemlerin kinetik ve potansiyel enerjisini açıklamak için değişik şekillerde enerji denklemleri içerir. En genel enerji korunumu denklemi:
E = T + V \'dir.
Burada T = Kinetik Enerji, V = Potansiyel Enerji ve E = Sistemin Toplam Enerjisi \'dir.
Temelde enerjinin korunumu evrensel bir kanundur ve her yerde ve her zaman geçerlidir.