Epeydir bu süteye zaman ayırma imkanım olmadı. Olanlarda da başka konulara baktım. Aklıma gelmemişti bu kadar güzel bilgilerin paylaşılacağı... :-)
Öncelikle \"Büyük Patlama nasıl olmuş olabilir?\" başlıklı konuya da bir el atmanızı rica edeceğim. Bu konu ile bağlantılı aslında...
En başta tekrar fizikçi olmadığımı ve iddiam olmadığını ama farklı bir bakış açısı katabileceğime inanıyorum. amacım da bu. Eski bazı felsefi görüşleri tekrar keşfetmiş olsamda, biraz zaman kaybı olsa da (okuyup anlasaydım daha iyiydi) mutlu oldum.
Genleşen evren modellemesinde 2 boyutlu anlatımından sıkıldım. Balon şişiyor üzerindeki sabit noktalar birbirinden uzaklaşıyor.
Bunun yerine 3 boyutlu bir ortam hayal etmeye çalıştım. Bunu da bazı başka yorumlarımda göreceğiniz gibi bir su kütlesinin içini hayal ederek yaptım. Homojen dizilmiş toz parçacıkları ile dolsun. (Bu parçacıklar aslında sicimleri temsil ediyor, her biri titreşerek belli bir hacimi işgal ediyor. Bir enerji alanı halinde diğer eş enerji alanları ile sıırlanıyorlar.) Su ise zamansız uzay boşluğunu temsil ediyor.
Bunların tam ortasında bir yerde bir patlama ya da enerji boşalması düşünün. (Sebebini bilemediğimiz big-bang gibi)...
İlk önce parçacıklar merkezden itilir. (Patlamanın şiddeti ile oluşan etki dalgalanımı küresel olur. ) Merkezdeki parçacıklar itilir. Oluşan boşluğa \"parçacıksız su\" yerleşir. Ancak parçacıklar, gene parçacıklarla sınırlandığı için bu itme bir noktada durur ve geriye döner. Parçacıklar bu sefer merkeze doğru itilir. Ancak bu sefer bozunan bir parçacıktan çıkan enerji yerine, bir çok parçacık merkezde birleştiği için yapıları bozulur ve daha büyük bir patlamaya neden olurlar. (Şişe mantarının içine itilmesinde oluşan kuvvet artışı gibi) ... Bu bizim gözlemlediğimiz esas big-bang...
Patlamanın şiddeti ile parçacıklar savrulmaya başlar.
Şimdi bu parçacıkların durumunu düşündüm.
Birincisi ilk baştaki homojenliklerini asla koruyamazlar. Çünkü bazı parçacıklar farklı açılardan gelip birleşerek yeni daha büyük (kütleli) parçacıklar oluşturacaklardır. Busefer boş alanlar oluşacaktır.
İkincisi parçacıklar patlamanın etkisi ile itilirken, zamansız uzayın bir direnci ile karşılaşacaklar ki bu da onlara kütle kazandıracak ve aynı zamanda yakın çevrelerindeki suya buna göre bir bükme alanı oluşturacaktır. Büyük alanların eğimi, daha küçük parçacıklarıda bu bükme alanında toplayacaktır.
Üçüncüsü zaman zaman sağlam birleşen parçacıklar hızlarının etkisi ile karşılaştıkları direnç sonucunda tekrar dağılacaklardır.
Dördüncüsü genleşme bir evreye vardıktan sonra parçacıklar sadece patlamanın dalgasal olarak yayılan enerjisi dalgasının önünde kalacaklardır. Dalganın önündeki sörfçü gibi...
İşte bu nokta da artık madde oluştuğu için ve varlığını onu iten enerji dalgasına borçlu olduğu için zaman olgusunu şu ana kadar bildiğimiz anlamda algılıyoruz.
İddiam, parçacığın dalga ile aldığı yol, mesafeyi biz \"zaman\" olarak algılıyoruz. Tabii dalganın üzerinde-önünde olduğumuz için ve herşey bizimle olduğu için, göreceli olarak sabit bir pozisyonda olduğumuzu sanıyoruz.
Zaman dediğimiz ve kuvvet olmasaydı, parçacıklar birleşemeyecek ve madde oluşmayacaktı. Zaman olmasa bu sefer parçacıkları bir arada tutan kuvvet de olmayacaktı.
Işık - foton kütlesi olmayacak kadar küçük olmasından daha doğrusu, dalga içinde \"zamansız uzaydan\" en az direnci aldığı için en hızlı olan şeydir.
Dalganın genleşme hızıda ışık hızında olduğu için, dalga üzerindeki (zaman içndeki) hiç bir parçacık ışık hızını geçemiyor.
Yazıya eklemeleriniz ve düzeltmelerinizden sonra devam etmeyi düşünüyorum...