Kütle çekimini sadece kütlenin nesnel varlığı ile düşünürseniz, sorunuzda haklısınız.
Ama kütleyi ve onun kütleçekim alanı olarak, ikisini birden ele alırsanız sonuç farklı çıkar.
Öncelikle kütleçekimi bence; bir akışkan içindeki basıncın, cisimlere karşı olan tutumu ile benzer. Akışkan dinamiğine bakarsanız; aynı akışkan içindeki iki nesnenin birbirlerine olan uzaklıklarına göre, bu basıncın etkisi vardır. Eğer belli bir mesafe altında iseler, aralarındaki akışkan hızı arttığından, basınç düşer ve nesneler birbirine yaklaşır. Aksi halde, aynı basınç onları uzaklaştırır.
Diğer yandan her nesnenin kitlesine göre, bu akışkanda etkilediği bir alan vardır. 3 boyutlu evrende bu hacim ile alakalı iken, 4 boyutluda kütle ile alakalı gözüküyor.
Bunu şöyle düşünün, bir hortum sadece kendisi mi etkendir, yoksa biçimlendirdiği yakın çevresindeki gücüyle de (momentumu) mi etkilidir? Yani ikisi birden mi? Yoksa sadece hortum mu?
Elbette ikisi birden; onları birbirlerinden ayrı düşünemeyiz. Kütle çekiminide, sadece nesne açısından düşünmek, bence benzer bir durum.
Doğadaki en zayıf kuvvet olmasının (4 ü içinde) açıklamasını, tüm temel kuvvetlerin bir dalga yansımasına bağladım. Tek fark, düşündüğüm dalgalar, bir kaynaktan yayılmıyor, tam tersi odaklanıyor yapıdalar. Bu nedenle, nesneler küçüldükçe maruz kaldıkları kuvvet artıyor, yansıttıkları da (titreşimleri de) bu güçle orantılı oluyor.
Mantık olarak alışık olmadığımız ve kabulenmekte zorlandığımız bir düşünce.
O zaman şöyle bir soru var deneyimizde; elimizde 2 metre çapında için su dolu bir metal top var. İçinde çeşitli koordinatlarda yüzen irili ufaklı parçacıklar var.
Metala yapacağınız bir çekiç darbesi sonucu, metal boyunca yayılan enerji, titreşim olarak suya girecek ve yayılacaktır. Sanırım buraya kadar hemfikiriz.
Bu titreşimlerin; yüzen bu parçacıklara ulaştığı zamanki durumları nedir? Bu parçacıklardan yansıyan dalgaların durumları nedir?
(Cevabı ben de kısmen biliyorum. Bu konuda uzman birisi, bilgisini ve görüşünü paylaşsa harika olurdu...)