Öncelikle güzel bir yaklaşım bence. 4ncü boyut olarak \"Zaman\"ın tanımlanması, boyut kavramının gelişmesi ve matematikte kullanılması ile alakalı olduğunu düşünüyorum.
Bildiğimiz 3 uzamsal boyuttan herhangi birinin değişimi ile objenin durumu değiştiği için, bu boyutları tanımlamak kolay olmuştur.
Ancak Zaman istemsiz olarak tabii olduğumuz ve sürekliliği olan bir boyut. Hala onun için tam ve doğru tanım yapılamamıştır.
Bu nedenle öncelikle \"boyut nedir?\" kavramını şekillendirmemiz gerekiyor. Eğer boyut kavramını sadece, en,boy, yükseklik gibi nicelik arz eden ve gözlemlenen değerlere bıkrakırsak işimiz zor.
Göreli olarak uzay-zamanda her hangi bir noktanın tanımlanması için gerekli bilgi olarak ele alırsak, kavram biraz daha genişliyor.
İlk üç uzamsal boyutun tanımı ile objenin koordinatlarını belirtebiliyoruz.
Ancak burada işe objenin hareketi girince değişiyor.
Çünkü hareketli bir nesneyi ifade etmek için bir boyuta daha ihtiyacımız oluyor.
Bu mesela yön bilgisiyle hız olabilirdi. Ancak hızın değişken olabilmesi ve \"yön belirtimi\" ile diğer 3 boyuta göre tanımlanıyor olması işi zorlaştırıyor.
Oysa \"Zaman\" , hareketli nesnenin uzayda belli bir noktadaki tüm koordinatlarını tamamlıyor.
Mesela bir apartman dairesinde buluşacağınızı düşünün ve haritadan arkadaşınıza bu konumu gösterin. gogle Earth üzerinden burayı işaretlesin. Bu elinizdeki x ve y ile dünyaya göre 2 boyutlu koordinatınızdır. Eğer bir de apartmanın 3ncü katında ise buluşma noktanız z boyutu bilgisini de vermiş olursunuz.
Geriye tek bir eksik kalıyor.. Ne zaman? Bu bilgiyi de verdiğiniz zaman, dördüncü boyutu tanımlamış oluyorsunuz.
İşte bu nedenle, Zaman\'ın dördüncü boyut olma ihtimali çok yüksek.