İnsanlık, Dünya atmosferinin sınırlarının ötesinde bir geleceği düşünürken, bir araştırma ekibi, parçalanmış asteroitlerden dev uzay metropolleri yaratmak için yarı ciddi bir plan ortaya attı. Bulgularını yeni bir çalışmada sunan yazarlar, gök taşlarının doğal ufalanma özelliğinden yararlanmanın, yörüngede tamamen yeni yapılar inşa etmekten daha ucuz ve daha kolay olabileceğini söylüyor.
Çalışma yazarı Adam Frank bir açıklamada, "Makalemiz bilim ve bilim kurgunun sınırında oturuyor." dedi. "Son zamanlarda Amazon'un The Expanse’i gibi dizilerde çok popüler olan bir bilim kurgu fikrini alıyoruz ve uzayda bir şehir inşa etmek için bir asteroit kullanmanın yeni bir yolunu sunuyoruz."
Araştırmacılar, adını eski NASA fizikçisi Gerard O'Neill'den alan klasik bir uzay habitatı tasarımı olan hareket halindeki "O'Neill silindirleri" oluşturmak için asteroitlerden yararlanılıp yararlanılamayacağını belirlemek için yola çıktı. Dönen iki silindirden oluşan ve kendi dönüşleri sayesinde yapay yerçekimi üreten bu yaşanabilir yapılar, çok sayıda bilim kurgu filmi ve dizisinde yer aldı.
Ne yazık ki, O'Neill silindirleri, teknolojik ve finansal engellerin bir kombinasyonu nedeniyle henüz ekrandan gerçeğe geçemedi. Bu nedenle çalışma yazarları, bunun yerine asteroitler üzerine şehirler inşa ederek bu engellerin bazılarının aşıp aşılamayacağını merak ettiler.
Frank, “Güneşin etrafında dönen tüm bu uçan dağlar, uzay şehirlerine daha hızlı, daha ucuz ve daha etkili bir yol sağlayabilir.” diyor. Ancak, birkaç hesaplama yaptıktan sonra ekip, çoğu büyük asteroidin dönmeye dayanacak gerilme direncinden yoksun olduğu ve herhangi bir yapay yerçekimi oluşturulamadan çok önce parçalanacağı sonucuna vardı.
Bu arada daha küçük asteroitler, aslında zayıf kütleçekim kuvvetleri tarafından gevşek bir şekilde bir arada tutulan, savrulan moloz yığınları olduklarından, "gök taşı" unvanını bile hak etmiyorlar. Bu pullanan uzay yığınlarından vazgeçmeyen araştırmacılar, "moloz bileşiminden yararlanmayı ve bir asteroidi daha büyük bir silindirik dış muhafaza yapısına yakalamak için ezici bir dönüşle kasıtlı olarak parçalamayı" öneriyorlar.
Esasen planları, bir asteroidi, dev bir şişirilebilir çanta gibi, ultra ince karbon nanofiberden yapılmış "akordeon benzeri" bir yapıyla sarmalamayı içeriyor. Yazarlar, "güneş enerjisiyle çalışan moloz topları" kullanarak, kayalık maddenin dışarıya doğru fırlatılabileceğini ve bunun da asteroidin dönmesine ve parçalanmasına neden olabileceğini söylüyor.
Dışa doğru fırlatıldığından, moloz, muhafaza kabının maksimum boyutuna ulaşana kadar genişlemesine neden olacak ve bu noktada silindirik bir şekil oluşturacaktır. Kayalık madde bu silindirin içinde birikmeye devam ederek insanların üzerinde yaşayabileceği bir yüzey sağlayacaktır.
Daha da önemlisi, kayalık katman, tüm sakinleri güneş radyasyonundan koruyacak kadar kalın olurken, dönüş yapay yerçekimi yaratacaktır.
Frank, "Hesaplamalarımıza göre, sadece birkaç futbol sahası genişliğindeki 300 metre çapındaki bir asteroit, yaklaşık 22 mil kare [57 kilometre kare] yaşam alanına sahip silindirik bir uzay habitatına genişletilebilir." diyor. "Bu yaklaşık Manhattan büyüklüğünde."
"Açıkçası hiç kimse yakın zamanda asteroit şehirler inşa etmeyecek, ancak bu tür bir mühendisliği gerçekleştirmek için gereken teknolojiler herhangi bir fizik kanununu ihlal etmiyor." diye ekliyor. Gerçekten de, karbon nanofiber kaplama ve yapıyı döndürmek için kullanılacak motorlar da dahil, yazarların asteroit şehrinin tüm bileşenleri zaten geliştiriliyor.
Ayrıca araştırmacılar, tasarımlarının "mühendislik açısından, tüm yapısal malzemelerin üretilip inşaat yörüngesine taşınması gereken klasik bir O'Neill habitatı inşa etmekten daha az maliyetli ve karmaşık olması muhtemel" olduğunu söylüyor.
Çalışma Frontiers in Astronomy and Space Sciences dergisinde yayınlandı.
Bu içerik IFLSCIENCE’da yayınlanmıştır.
0 yorum