Hüseyin Bey, teşekkür ederim ...
Karahlık madde üzerine açıkçası çok düşünmedim. Bence yok çünkü.
10 üzeri 120 kat fazla kütle çekim kuvveti saptanmış olabilir.
(Bu rakamın nasıl elde edildiğini bilmiyorum. Bana tutarlıda gelmiyor. Çünkü normal bildiğimiz madde kalan %5'in %5'i civarı diye biliyorum. Kalan %95 bildiğimiz enerji ve türevleri ki bu ikisinin toplamı, tüm evren enerji içeriğinin %5'i, Yani "onbinde 25" civarı kütleçekim kuvvetine sahip, yoğunlaşmış enerji -kütleli- var.
Bunun 10 üzeri 120'si sanırım tüm evrenin enerji içeriğini de bir kaç 10 üzeri x kadar katlar...
Ama bilim böyle söylüyorsa, tutarlıymış gibi ele almaya çalışacağım. )
Evrenimiz zaten diğer (göremediğimiz) boyutlarla iç içe... Göremediğimiz boyutlar dediğimiz şey ise, enerji içerikleri ile farklı evrenler değiller. Gene bu evrene ait olan boyutlar.
Boyut dediğimiz şey nedir? Bunu önce doğru tanımını yapmalıyız. Bence, boyut, enerjinin titreşim yapabildiği alanlardır. Eğer titreşemiyorsa, o boyut kapalı veya kıvrıktır. Boyut kavramına dha fazla anlam ve değer yüklemek, bizi sadece varsayımsal başka evrenlere götürür. Ama elimizdekilerle değerlendirmeliyiz.
4ncü Boyut, enerjinin titreşim yaptığı alan, Zamandır. Beşincisi ise tam bunun tersi olan, Hız...
Evet, Hız bir boyut olarak (benden başka) daha önce hiç ele alınmadı. Ama boyut tanımımı geçerli kabul edersek, ivmelenme veya hızlanma durumunda kütleli parçacığın titreşimi için açılan ek bir alan (son paylaşımıma göre) olduğunu göreceksiniz. O açılan alan, tamamen "hız kökenli ve bağımlı" olduğu için, kapalı iken açılan bir ek boyuttur.
Bu kısımları tamamladığımıza göre, "kütle çekimsel entropi" kavramınıza bakabiliriz.
Anladığım kadarı ile bizim göremediğimiz ve tespit edemediğimiz bir yerden, evrenimize kütle çekim kuvveti uygulayan kütle yığınlarından şüphe ediyorsunuz.
Evrenlerle ilgili yaklaşımlarda da, başka evrenlerin bizimkine benzer bir kütleçekim kuvveti uyguladığını düşünen varsayımlar var. Onlarınkine benziyor biraz.
Gravitonlar parçacık olarak ele alınıyor. Ama daha keşfedilemediler. Böyle parçacıklar yerine, benzer etkiyi yapabilecek başka mekanizmalarda var. Bunlardan bir tanesi, benimki, akışkan evren dokusundaki düşük basınç alanı olarak tanımlıyor, kütleçekimini.... Aynı işlevi, bu sefer entropi (enerjinin her yerde eşit-homojen olma eğilimi) yapıyor. Düşük enerji yoğunluğu olan bölgeye madde-enerji itiliyor-çekiliyor. Böyle bir durumda bu işlevi, parçacığa gerek olmadan direk enerji kendisi yapabiliyor.
Konuya fazla giremeyeceğim, çünkü bilgim yetersiz. Ama fikir olarak, 4 Newton kuvveti, gene 4 Newton olarak ölçeriz. Çünkü ölçümlerde aslen ölçtüğümüz şey, yapılan etki sonucu aktarılan enerji miktarı. Eğer enerji (akışkan ve paketçiklerden hasıl olarak düşünüyorum enerjiyi) (paketçik) miktarı değişmemiş ise ölçüm aynı olur.
Yazınızın devamına göre konuyu değerlendirebiliriz.