Sahte Bir Gülümseme Bizi Mutlu Eder mi?

Sahte bir gülümseme sizi daha mutlu hissettirir mi? Bu soru, ünlü doğa bilimci Charles Darwin'in 1872'de konuyla ilgili bir kitap yayınlamasından bu yana tartışılıyor.

Darwin, "Bir duygunun dışa dönük işaretleriyle özgürce ifade edilmesi onu yoğunlaştırır... Bir duygunun simülasyonu bile onu zihnimizde uyandırma eğilimindedir" diye yazdı.

1988'de yapılan bir araştırma, insanlardan gülümsemeyi taklit etmek için dişleriyle veya nötr bir ifadeyi taklit etmek için dudaklarıyla bir kalem tutmalarını istedi.

Çalışma, farkında olmadan gülümsemenin, bu sırada onlara bir çizgi film gösterildiğinde insanları daha çok eğlendirdiğini buldu.

Ancak, ağızdan kalem hilesini kullanan 17 çalışmanın verilerini derleyen 2016 tarihli bir meta-analiz, orijinal bulguları tekrarlayamadı.

Araştırmacılar, yüzümüzün şeklinin nasıl hissettiğimizi nasıl etkilediğini incelemek için yıllar içinde çeşitli yöntemlerle başka araştırmalar yaptılar. 138 çalışmanın 2019 yılındaki bir incelemesi, gerçekten de gülümsemenin insanların duygularını etkilediğini, ancak etkinin sadece küçük olduğunu buldu.

Şimdi, araştırmacılar bu gülümseme etkisini tekrar test etmek için dünyanın her yerinden binlerce insanı inceledi.

Nature Human Behavior'da yayınlanan çalışmada, 19 ülkeden yaklaşık 3.800 gönüllüden birkaç farklı komut kullanarak gülümsemeleri veya nötr bir ifadeyi korumaları ve ardından mutluluklarını derecelendirmeleri istendi.

Gönüllüler, araştırmacıların ne üzerinde çalıştığını bilselerdi, bu, gülümseyen müdahaleleri nasıl derecelendirdiklerini etkileyebilirdi. Böylece araştırmacılar, gönüllüleri taraflı yanıt vermekten uzaklaştırmak için bazı sahte deneyleri de çalışmaya dâhil ettiler.

Küçük hareketlerin ve dikkat dağıtıcı şeylerin matematik çözme yeteneklerini nasıl etkilediğini inceliyormuş gibi yaptılar ve "Sol elinizi başınızın arkasına koyun ve 5 saniye boyunca saniyede bir gözlerinizi kırpın" gibi gereksiz talimatlar verdiler.

Üç farklı 5 saniyelik gülümseme müdahalesi, tuzak görevlerle rastgele sırayla karıştırıldı.

Bu görevlerden biri için gönüllülerin dişlerinin arasına bir kalem koymaları veya dudaklarıyla tutmaları gerekiyordu. Bu, bazı küçük düzeltmelerle 1988 çalışmasının bir kopyasıydı: bir karikatür kullanılmadı ve görevin sonunda eğlence yerine mutluluk ölçüldü.

İkinci bir görevde gönüllüler, gülümseyen veya boş bir ifadeyi koruyan bir aktörün fotoğrafını taklit ettiler.

Üçüncü bir görevde, araştırmacılar katılımcılardan dudaklarının köşelerini kulaklarına doğru hareket ettirerek ve yanaklarını kaldırarak ya da boş bir yüz duruşunu koruyarak mutlu bir ifade sergilemelerini istedi.

Her görevden sonra (tuzak görevler dâhil), katılımcılar basit bir matematik problemi, bir mutluluk ve kaygı anketi ve "çalışmanın amacını belirsizleştirmek" için bir öfke, yorgunluk ve kafa karışıklığı anketi doldurdular.

Her gülümseme müdahalesinde mutluluk hissi biraz arttı, ancak etki, ağızda kalem görevine göre mimik ve yüz hareketi görevlerinde daha fazlaydı.

Araştırmacılar, "Önceki bir meta-analiz ile tutarlı olarak, bu sonuçlar, yüz geri bildiriminin yalnızca devam eden mutluluk duygularını güçlendirmekle kalmayıp, aynı zamanda nötr bağlamlarda mutluluk duygularını da başlatabileceğini gösteriyor" diye yazıyor.

Sonuçlar, mutluluk etkisinin hem duygusal uyaranların varlığında hem de yokluğunda ortaya çıktığını göstermiştir.

Araştırmacılar, sahte bir gülümsemenin ruh halimizi etkileyebileceğini, çünkü insanların gülümsedikleri için mutlu olduklarını ya da gülümsemenin otomatik olarak duygularla ilişkili biyolojik süreçleri harekete geçirdiğini çıkardıklarını yazıyorlar.

Bu makale Nature Human Behavior'da yayınlandı.