Ektotermik tetrapodlar (sürüngenler ve amfibiler) üzerine yeni yayınlanmış ve inanılmaz derecede kapsamlı bir çalışma, uzmanlara soğukkanlı hayvanların boyutlarına göre neden bu kadar uzun ömürlü olma eğiliminde olduklarına dair yeni bir fikir veriyor.
114 farklı bilim insanı, 77 farklı türü kapsayan 107 farklı vahşi popülasyonu inceledi. Hayvanların sıcaklık düzenleme modu, çevresel sıcaklık, ayırt edici özellikler ve yaşam hızı hakkında onlarca yıllık veriler derlendi ve analiz edildi.
100 yaşından sonra hayatta kaldığı bilinen 30 omurgalı türünden 26'sı ektotermdir ve bu nedenle bilim insanları, bu hayvanların ölümün kaçınılmazlığından bu kadar uzun süre nasıl kaçındıklarını bulmaya hevesliydiler.
Çalışma, türleri koruyan fiziksel veya kimyasal özellikler (sert zırh, dikenler, kabuklar veya zehirli bir ısırık gibi) ile daha yavaş yaşlanma arasında bir bağlantı da dâhil olmak üzere birçok bulgu ortaya çıkardı. Türleri koruyan fiziksel özellikler de daha uzun ömürle bağlantılıydı.
Teknik olarak bunlar koruyucu fenotipler olarak bilinir ve çok büyük fark yaratabilirler.
Northeastern Illinois Üniversitesi'nden evrimci biyolog Beth Reinke, "Bu çeşitli koruyucu mekanizmalar, nesiller içinde hayvanların ölüm oranlarını azaltabilir" diyor. "Böylece, daha uzun yaşama olasılıkları daha yüksek ve bu, daha yavaş yaşlanmanın evrimi için nesiller boyunca seçilim ortamını değiştirebilir." "Bazı türlerin hiç yaşlanmadığını söylemek kulağa dramatik geliyor, ancak temelde ölme olasılıkları üremeyi geçtikten sonra yaşla birlikte değişmiyor."
Bir hayvanın 10 yaşında ölme olasılığı yüzde 1 ve 90 yaşında ölme olasılığı da yüzde 1 ise, bu ihmal edilebilir bir yaşlanmadır.
Buna karşılık, ABD'deki ortalama bir kadın için, şans 20 yaşında 2.500'de bir ve 80 yaşında 24'te birdir.
Kurbağalar, semenderler, kertenkeleler, timsahlar ve kaplumbağalar dâhil olmak üzere her ektoterm grubundaki en az bir türde ihmal edilebilir yaşlanma görüldü.
Bununla birlikte, araştırma farklı bir hipotezi desteklemedi: vücut sıcaklıklarını (soğukkanlı hayvanların yaptığı gibi) düzenlemek için dış sıcaklıklara güvenmek ve buna bağlı daha düşük metabolizma, uzun yaşamın garantisi değildi. Ekip, ektotermlerin benzer büyüklükteki endotermlere (sıcak kanlı hayvanlar) kıyasla çok daha uzun veya çok daha kısa ömürlü olabileceğini buldu.
Yaşlanma oranlarındaki ve uzun ömürlülükteki bu farklılık, kuşlarda ve memelilerde olduğundan çok daha fazlaydı. Araştırmacılar, yavaş yaşlanan vahşi kaplumbağaları seçtiler: daha düşük bir metabolizmanın daha yavaş yaşlanma ve daha uzun ömür ile bağlantılı olduğu çalışılan tek türdü ve koruyucu fenotip etkisinin en güçlü olduğu türdü.
Yakalanan, etiketlenen, yeniden doğaya salınan ve gözlemlenen hayvanlardan alınan verilere karşılaştırmalı filogenetik yöntemler uygulandı.
Bu çalışmada ayrıntıları verilen araştırmanın, insanlarda yaşlanma kalıplarını incelemek veya soğukkanlı hayvanlar için koruma çabaları üzerinde çalışmak gibi gelecekte her türlü açıdan yararlı olması muhtemeldir.
Ayrıca çalışmanın arkasından incelenecek daha çok şey var. Ekip, yumuşak kabuklu kaplumbağaların ve sert kabuklu kaplumbağaların yaşlanmaları açısından nasıl farklılık gösterdiğine bakmak istiyor; bu, durumun arkasındaki nedenleri daha net bir şekilde belirlemek için yeterli olabilir.
Avustralya'daki Flinders Üniversitesi'nden ekolojist Mike Gardner, "Uykulu kertenkelelerdeki tek eşlilik ve konak-parazit ilişkileri gibi birçok araştırma bulgusundan boylamsal araştırma sorumludur" diyor. "Hayvan yaşam sürelerini destekleyen bu uzun vadeli veri kümeleri, sürüngen koruma çabaları için de hayati önem taşıyor."
Araştırma Science dergisinde yayınlandı.
0 yorum