Söz konusu tedavinin adı pek akılda kalıcı olmamakla beraber SAR441000 (BNT131)’dır. Pfizer-BioNTech aşısı gibi, vücuda protein üretme talimatlarını sağlamak için haberci RNA'yı kullanılır. Vücuda anti-tümör etkisi yaratabilen sitokin adı verilen proteinler üretmeye teşvik etmeyi amaçlıyorlar. Sitokinler vücutta doğal olarak üretilir fakat önceki araştırmalar tümörlü bölgelere takviye edilmesiyle Sitokinlerin tümörleri küçültebileceklerini ve hatta onları tamamen yok edebileceklerini göstermiştir.
Bu işlem sadece sitokinlerin istenilen alana eklenmesi kadar basit değildir. Sitokinlerin yarılanma süresi çok kısadır. Toksitlenmeyi durdurmak için vücutta hızla indirgenirler ve bu nedenle önceki tedavilerde sürekli uygulanması gerekiyordu. Bu sabit dozlama ise vücutta toksik sitokin seviyelerine yol açarak kanser tedavisinde ilerlemeyi durduran bir ters etki yarattı.
Bunun yerine araştırmacılar, viral vektörler kullanarak sitokinleri tümörlere doğrudan hedeflemeye çalıştılar, ancak bu da genetik sorunlara ve bağışıklık sisteminde istenmeyen müdahalelere neden oldu. Keşke sitokinleri vücuda istenen yerde üretmeye teşvik etmenin ve vücutta dolaşan ve sorunlara neden olan sitokinlerin aşırı yüklenmesini önlemenin güvenli bir yolu olsaydı.
Sitokinleri doğrudan tümöre kodlayan bir mRNA karışımı eklendiğinde vücut hızla büyüyen kanser hücresi kütlesini kovmaya hazır sitokinleri çok fazla üretmeye başlar. BioNTech Sanofi ile beraber melanomlu 20 fare üzerinde denediğinde 17 fare tümörleri 40 gün içinde etkili bir şekilde küçültmeye yetecek kadar sitokin ürettiği görüldü.
İki farklı tümör tipine (melanomlar ve akciğer kanseri) sahip farelerde kullanıldığında melanomlara enjekte edilen tedavi onları küçültmede işe yaradı ve akciğer tümörlerinin büyümesini de engelledi. Deneyler, yeni tedavinin hedeflenen tümörlere ve yayılmasından kaynaklanabilecek herhangi bir ikincil tümöre karşı güçlü olabileceğini düşündürmektedir. Yukarıda belirtildiği gibi, sitokin tedavileri genellikle istenmeyen etkilere sahiptir. Bununla beraber farelerde gözlemlenebilir bir yan etkisi olmamıştır.
Farelerdeki başarıdan sonra hızlıca insan denemelerine geçilmiştir. 231 katılımcıyı içeren büyük 1/2 fazlı deneme devam etmekte olup, Kasım 2020'de yayınlanan 17 hastanın ön verilerinde ciddi bir yan etki görülmemiş. Şu an için tedavi, diğer tedavilerle birlikte kullanıldığında melanomları ve spesifik katı tümörleri hedefliyor. Araştırmacılar gelecekte başka tümörleri de hedeflemeyi umuyor.
0 yorum