Eğer Zaman'ın kesikli yapısını (1 Planck Zamanı) temel alırsak, bunu bir dalganın ilerlemesi olarak da kabul edebiliriz.
Evrensel zaman diyebileceğimiz bir kavrama kavuşuruz. Evrensel Zaman, sabittir.
Ancak hız altındaki ortamlarda yolculuk boyunca "süre" olarak türevleşmektedir. Ve bu ortamda akışı değişmektedir.
Böylece iki farklı hızdaki gemide gerçekleşen Zaman genişlemesini evrene (uzay+zaman) göre hesaplayabiliriz. (Lorentz denklemleri ile her zamanki gibi)
Sonra istiyorsak bu iki geminin içindeki süreleri birbirlerine göre de değerlendirebiliriz. İster birbirlerine karşı, ister zıt yönlere fark etmiyor. Lorentz ile hızlarının toplamı ile her zaman C altı bir zaman genişlemesi oluyor.
[0.6 C (L:1.25) hızındaki bir gözlemci, aynı yöndeki 0.8 C (L:1.66) hızındaki bir başka gözlemcinin zaman genişlemesini, hem birbirlerine göre hem de evrene göre değerlendirip, kıyaslayın.
Daha anlaşılır olur sanırım. ]
Bu şu anlama da geliyor. Hız altında iken, hareketsiz olana göre yaptığımız hesap aslında Evrensel Zamana göre (kütleçekim kaynaklı zaman genişlemesi ihmal edilmiş halde iken tabi) yapılmaktadır.
Bu çerçeve de, muon'un kalp atımı (titreşimi) dışarıya göre yavaşladığı için, dışarıya göre ömrünün uzadığını ve o mesafeyi aldığını ama dünyayı kendisine mercekle yakınlaştırılmış gibi görmediğini düşünüyorum.
Gene aynı yaklaşımda, uzay-zaman'a göre daha hızlı hareket edenin ortamında zamanın, daha yavaş geçeceğini söyleyebiliriz direk.
İkiz kardeş dünyaya döndüğünde, kardeşinin daha fazla yaşlandığının görmesi için düzeltme matematiğine gerek olmadığını da görürüz.
Evren dokusuna (x,y,z ve t koordinatlarına), göre hız ne ise, zaman genişlemesi de o oranda oluyor. Etrafta göreceli destek almak için ek bir gözlemciye ya da nesneye gerek yok.