0

Mevcut kabul gören Kuantum fiziği, kendi doğrusunu bize var olan durumun açıklanmasının mümkün olmadığı düzeyde sihirliymiş gibiymişçesine anlatıyor. Son paylaştıklarımdan Broglie-Bohm yaklaşımı,(Pilot Dalga ) mevcut kuantumun sihirli ve iki yarıktan aynı anda geçen parçacığın tek yarıktan nasıl geçtiğini anlatabiliyor. Neden gözlemci ile parçacık etkisi yapabildiğini anlatabiliyor. Dualite hatta dolanıklık konusunda bile tatmin edici bulunmuş açıklamaları. Bir gizli değişkenler ki bence günümüz bilgi birikimi ile bunlarını gizlilik perdeleri büyük ölçüde düşerdi- bir de kuantumun diğer devlerinin kendi yaklaşımlarına olan inanç ve güvenle bu yaklaşım görmezden gelinmiş... Açıkçası, kişiler arası çekemezlilik gibi bir durumun kurbanı (Bohm- Broglie -pilot dalga). Sonraki fizikçilerde baskın olanın yolunu izlemiş. Bu alan-dal geliştirilmemiş, desteklenmemiş, sihirli-uçuk olarak üstün körü geçiştirilmiş daha çok. Parçacıkta parçacık… Parçacık filan yok … “Alanlar içinde alanlar” var sadece. Alanlarda dalgasal alanlar. Fotonda, elektronda aynı, duruma dahil. Hatta tüm var olduğu söylenen parçacıklarda… Kuantum fiziği ne söylüyor, ifade edecek kadar bilgim yok. Pilot Dalga konusunda da ihmalden dolayı, anlamama kavramama yetecek düzeyde basitleştirilmiş kaynak da yok. (Sonuçta gerçek bir fizikçi değilim. Mesleğim değil. Amatör zevk alanı benim için) Ki ne anlatıyor anlayayım, anlatayım. Kendimce anladıklarımla, akıl yürüttüklerimle bir model oluşturdum ama, “amatör modeli” sonuçta. Uzmanlıktan yoksun. Bu modele- varsayımıma göre; kuantum fiziği belirsizliğin; sürekli hareket ve değişimden (gizli değişkenler) kaynaklandığını ele almaktansa, anlık referans çerçeveye göre durum değerlendirmeleri yapıp, bunları çerçeve çerçeve birleştirip ana görsele ulaşmaya çalışıyor. Ana görsel, Planck ölçeğindeki referans çerçeveleri tablolarından oluştuğundan, bu zaman ve mekan aralığını çok aşan aralıklardaki tabloları ya yanlış tahmin ediyor ya da tahmin edemiyor, bize onun sihir olduğunu ima ediyor… (Eğer bu muhalif yazıdan sonra hala aksi fikirde olanlar ortama katılmıyorsa, fizikistte fiziksever ruhu ölmüş demektir. ) -------------------------------- Yani gözlemlemesekte, gözlemlesette hep dalga formunda. Gözlemlediğimizde o dalga da görmeyi umduğumuz kadarını görüyoruz sadece...

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 6 yıl önce 0
1

Kuantum fiziğinin ne söylediğini anlamak için onun ölçeğinde kalmak, enerjinin ve dolayısı ile maddenin o ölçekteki davranışını orada değerlendirmek gerekir. Kuantum ölçeğindeki olayları bizim alıştığımız kendi ölçeğimizde değerlendirip anlamaya çalışmak işin içine sihir karıştırmak gibi olur. Bu yüzden, kuantum fiziği farklı denklemler kullanır, klasik fizik farklı denklemler kullanır. Bu denklemler elma ile armut gibi bir durumdadır. İşte tüm çaba, bu iki grup anlayışı birlikte değerlendirmeye alabilecek ortak denklem ve anlayış formülü aramak üzerinde yoğunlaşmıştır. İki farklı anlayışı ortak bir çözümle kavrayacak diferansiyel denklemler üretilmiştir, üretilmektedir. Bazı olaylarda kısmen çözümler üretilmiştir. Ama hala tüm sistemi açıklayabilecek kavrayışta çözüm getirecek matematik ve her şeyin kuramı, denklemi elimizde yoktur. Bu yüzden, şimdilik kuantum ölçeğindeki olayları değerlendirirken büyük ölçeğe taşımadan olduğu gibi kabul etmek gerekir. Yani kuantum ölçeğindeki davranışları incelerken klasik fizik anlayışını ve hesaplama sistemini kullanırsanız çözüm üretilemez. Ya da yanlış çıkarımlar yaparsınız. Öncelikle yapılması gereken, kuantum fiziğinin ölçeği dolayısı ile tek parçacıklar, küçük sistemler üzerinde düşünüp, onların davranışlarını o ölçekte anlamaktır. Şöyle bir örnek vermek belki sistemi anlamak açısından yararlı olacaktır sanırım; Klasik ölçekte biz cisimleri mikroskop gibi düzeneklerle büyütüp ayrıntılarını görebiliyoruz. Bunu atom boyutuna kadar yapabiliyoruz. Elektron mikroskobu kullanarak atomları görebiliyoruz. Bu büyütme işini daha da ileriye götürmek istediğimizde, (yani atom boyutunun altında) artık parçacıklar dünyasına girmiş oluyoruz ve her şey değişiyor. Bir protonu, nötronu, elektronu gözlemlemeye çalıştığımızda ve büyüteç kullandığımızda artık bu büyütme işlemi tersine dönüyor. Yani biz büyütüp görmeye çalıştıkça parçacık daha fazla küçülüyor. Parçacığın küçülmesi demek dalga özelliğinin baskın olması anlamına geliyor. Ne kadar yaklaşırsanız o kadar küçülüyor. Yani bir bakıma büyütmeye çalışmak küçültmek anlamına geliyor. (Sicim fiziğinin denklemleri işte bu ters anlayış üzerine yoğunlaşıp bir çözüm sağlamaya çalışmıştır.) Şimdi bu sihir midir? Bunu nasıl değerlendirmek gerekiyor? Bu durumu klasik anlayışla kavramak mümkün değildir. İşte kuantum fiziği pek çok konuda bu şekilde belirsizlik, tünel açma, zamanda ters yönde bulunma, gerektiğinde tüm yasaklanmış limitleri aşıp hesaplanamayan enerjiler kullanıp (borç alıp) ortadan kaybolup başka bir yerde ortaya çıkma gibi fenomenleri kapsamaktadır. Bu sütunun konusu olan Bekir Demirel'in soru ve yorumu bu bağlamda düşününce anlamsızlaşıyor. Ve kuantum fiziğinin ne söylediğini anlamak bizim ölçeğimizde mümkün olmuyor. Yani elektronu gözlediğinizi sanıyorsanız bu mümkün değil. Sistem ancak çarptığı noktadaki etkiyi görüp yorum yapabilir. Bu etkiye bakıp "iki yarık açıktır" ya da "tek yarık açıktır" gibi sonuç elde eder. Sizin tüm yapabileceğiniz kurnazlık, elektron henüz yoldayken düzeneği değiştirip iki yarık ya da tek yarık durumunu değiştirmektir. Elektronu ya da fotonu kandıracağınızı umuyorsunuz. Ama hiç bir şekilde onu kandıramıyorsunuz. O her seferinde düzenek ne için düzenleniyorsa o şekilde sonuç veriyor. Yani sizin gözlemeniz parçacığı gerçek yapmıyor. Gözleme düzeneğiniz neyi amaçlıyorsa o şekilde sonuç alıyorsunuz. Zaten ikisi de aynı şey oluyor. Direk gözleyemediğiniz için düzenek kullanıyorsunuz. Bu düzenek iki sonucu birden elde edemeyeceğine göre ne için düzenlenmişse o şekilde sonuç veriyor. Çünkü çok küçükler hem dalga gibi hem de bilye gibi davranabiliyorlar. (Burada düşünülmesi gereken nokta, gözlemin nasıl yapılabileceğidir.) Kuantum dünyasını anlamak için kuantum ölçeğinde olmak, o ölçekte düşünmek gerekir. Adaptasyon için zaten tüm dünyanın fizikçileri çalışıyorlar.

Necmi Tüfek 6 yıl önce 0