Konuları önce düşük entropiye almamız lazım. Yani bence bir düzenlemeliyiz.
Entropi ve zaman konusuna girmeden önce, bence, tanımlanması gereken daha önemli iki nokta var.
Düzen ve düzensizlik nedir? Tüm olgular için ortam kavramlar mı?
İkinci olarak; Entropi bir olgu mu, ara sonuç mu yoksa salt sonuç mu?
Bence, kendini tekrar ederek gelişen fraktal sistemleri düzenlilik olarak tanımlıyoruz. (?)
Eğer kitap sayfaları belli bir mantık sırasında ise düzenli oluyor. Ya da sayfalardaki harfler bir anlam üretecek şekilde dizilmişlerse...
Bir elmas ta atomlar kristalize şekilde eşit ve homojen iseler düzenli olarak tanımlıyoruz. Ya da Grafitte yatay tabakaları...
Düzen dediğimiz şey, tek başına gerçekleşme olasılığı çok düşük olan ve bu düşük olasılığı gerçekleştirmek için çaba-enerji gerektiren durumları anlatıyor.
Bildiğimiz en iyi düzenlilik örneği ise, kendisini tekrar eden sistemler. Çünkü ortaya çıkan yapıya anlam verebildiğimiz gibi, bu tekrarlar sonucu homojenlik gerçekleşiyor. Yani sistem açısından, simetrik olması öne çıkıyor.
Bu durumların olmadığını düşündüğümüz olguları ise düzensizlik olarak tanımlıyoruz. Kendini tekrar etme ve simetri yerine farklı olasılıklara dağılmış, simetrik olmayan olgular var.
İkincisi yani olgu mu, sonuç mu, ara sonuç mu olduğuna gelince. Bence kesinlikle olgu değil. Sonuçta değil, sadece ara sonuç.
Yani zaman olmasaydı, hareket de olmayacaktı... Hareket olmayınca entropi de olmazdı.
Entropi olmasaydı, "Zaman" olmayacaktı mı? Öyle bir şey de yok. Zaman gene var olacaktı. İster düzenli, ister düzensiz olsun, Zaman evren içinde var.
Bu yazdıklarımı özetlersem, Entropi, beşinci boyut olarak düşündüğüm (Zaman ile ters oranlı) hareketin bir sonucu, belki bir türevinin karesi (ki işareti sürekli aynı).
Bize göre tüm evren kaotik bir kargaşa ile çözünüp, alt birimlere parçalanırken, çürürken... Evrene göre entropi ise; enerji içeriğinin tekrar homojen ve simetrik yapıya dönmesinin bir aracı.