Fotonun bir kütlesi vardır ama sabit durağan değildir.

Fotonun bir kütlesi vardır ama durağan değildir.

@Ömer Dinç, Fotonun nasıl durağan olmayan bir kütlesi olduğunu merak ettim. Açıklayabilir misiniz?

Kütle çekiminden etkilenen foton değil, fotonun izlediği-içinde ilerlediği \"uzay+zaman\" evrenin dokusu... Momentum, \"kütle x hız\" olarak formulleştirilmiş bir kavram. Eğer kütleyi, yoğunlaşmış enerji olarak tanımlarsanız, \" yoğun enerji x hızı\" olarak da düşünebiliriz. Foton bir enerji aktarım aracı. Bir enerji köpüğü, paketçiği... Bu nedenle bir momentumu olması doğal... Aslında sizin sorunuz şu bildik bakıştan geliyor gibi..Doğru cevabı, tüm fiziğe bakışımızı değiştirebilir. Şimdilik kıyısındayız bence. Eğer hızı değişmiyorsa, ama enerji seviyesi düştükçe, kızıla kayıyorsa yani diğer bir değişle, enerji seviyesinin değişmesine müsait ise momentumunu (hızı değişmediğine göre momentumu da değişmemeli ama) nerede, nasıl saklıyor? Çünkü klasik fizik olarak bildiğimiz gibi, parçacık özelliği gösteren tüm nesneler, yol aldıkça enerjileri düşer ve momentumları azalır. Bunu \"hızda düşüş\" olarak saptarız. Oysa fotonlarda hız düşmesi yok. Buna karşılık momentumları düşüyor. (Frekansları değişiyor). Bu da bir paradoks gibi... Neyse ki çözümü var.

kütlesi olmadığı için momentumu korunuyor olabilir mi_? ya da aslında enerjisi hiç azalmıyor sadece dalga boyu büyüdüğünde birim başına düşen enerji miktarı azalıyordur...şöyle düşünün küçük bir alana mı daha çok enerji uygulayabilirsiniz yoksa büyük bir alana mı_?

@Alliance33, biz mantığımızı ve formüllerimizi hep 3 uzamsal boyuta sahip kütle üzerinden düşünüp, geliştiriyoruz. Bunun bize verdiği bir düşünce alışkanlığı var. Çoğumuz da farkında olmadan bu yapıda mantık kuruyoruz... Diğer yandan diğer soruda tanımladığınız sicim\'i hatırlayın. Eğer bu en basit sicim, bir uzamsal boyut üzerinde hareket ediyorsa, itiliyorsa ama buna dik bir boyutta 2nci bir alanda, titreşiyorsa... Bu titreşim frekansı ne olursa olsun, hızı değişmez. Bana göre işte bu ikinci alandaki titreşiminde, momentumunu taşıyor.

@Alliance33, biz mantığımızı ve formüllerimizi hep 3 uzamsal boyuta sahip kütle üzerinden düşünüp, geliştiriyoruz. Bunun bize verdiği bir düşünce alışkanlığı var. Çoğumuz da farkında olmadan bu yapıda mantık kuruyoruz... Diğer yandan diğer soruda tanımladığınız sicim\'i hatırlayın. Eğer bu en basit sicim, bir uzamsal boyut üzerinde hareket ediyorsa-itiliyorsa, ve bu boyuta dik bir boyutta-2nci bir alanda, titreşiyorsa ??? Bu şekildeki bir yapıda, titreşim frekansı ne olursa olsun, hızı değişmez. Bana göre işte foton bu ikinci alandaki titreşiminde, momentumunu taşıyor. Bu yüzden fotonlardan oluşan dalgalar da 2 boyutlu oluyor olabilir (? , Kesin emin değilim.)

E=mc² zaten .

Peki ışığın karadeliğe yakalanma olayı, kütle-momentum ilişkisine bağlı mı yoksa, göreleliğe göre zaten kütle çekimi dediğimiz şeyin uzay-zamanın eğriliği olmasına mı bağlı?

Einstein\&#039;ın göreliliğinde, büyük kütlenin uzay+zaman dokusunda oluşturduğu bükülmeye düşen küçük kütleler var. Şekli biliyorsunuz. Yani kütleler bükülmeden dolayı bu yolu izliyorlar. Foton biraz farklı bir yapıda olsa da, o da bu doku ile doğrusal hareket ediyor. Doğrusallığı bize göre değil, içinde bulunduğu uzay-zaman dokusuna göre. Bunu şöyle düşünün, dünya yüzeyinde, 0 (sıfır) rakıma göre 20 metre yükseklikte ve zemine paralel olarak doğrusal hareket ettiğinizi düşünün. Tekrar başladığınız noktaya geldiğinizde, siz doğrusal ve paralel bir hareket yapmış olmanıza rağmen, referansınız eğimli olduğu için, sadece ona göre doğrusal bir yol izlemişsinizdir. Oysa dışardan bir gözlemci için, kocaman bir çember çizdiniz... Benzer şekilde, kütlenin büktüğü bu uzay+zaman dokusundaki fotonda , bu bükülmeye göre hareket ediyor. Yani <<b>> şıkkı... Burada sorun, Einstein\&#039;ın bu bükülmeyi tanımlamış olmasına rağmen, hangi kuvvetin küçük nesneyi büyükğün oyuğuna yöneltttiği... Dünya da böyle bir deney yapsanız, yerçekimi, çarşaf üzerindeki büyük kütleninin bükülme alanına, küçük kütleyi itecek. Boş uzayda uzay gemisinde deneseniz, ivmelenme yönünün tersine olmak üzere, gene büyük kütlenin oluşturduğu çarşaftaki bükilmeye, küçük kütle düşecek.Çünkü aynı yönlü ivme var.... Peki, boş uzay da tüm kütleler serbest düşüş halinde olduğuna göre, bu kuvvet ne olabilir? (Bana göre evrenin genişlemesiyle, nesnelerin hareketlnemsinden kaynaklanan ivme ve evrenin akışkan dokusundan kaynaklanan basınç farkları...)

Uzay-zamanın eğriliğinden bence (...kütleler bükülmeden dolayı bu yolu izliyorlar. Foton biraz farklı bir yapıda olsa da, o da bu doku ile doğrusal hareket ediyor. Doğrusallığı bize göre değil, içinde bulunduğu uzay-zaman dokusuna göre... )

Tıpkı bir mıknatıs gibi Büyük kütleli , küçük kütleliyi çeker. Aslında koskoca evrenin tam ortasında en büyük kara delik ve onun etrafında galaksiler , bizler varız . Biz ona göre şekillendik. Fotondaki yani kütlesiz bir olgudaki momentum . En kısa haliyle p=h/Lambda planck sabiti / dalga boyutu ... Doğru , foton farklı yapıda da olsa uzay zaman dokusuna uyumlu hareket eder ki uzay zaman dokusuna tek uyumlu hareket etmeyen farklı evrenin kapısını açan Beyaz Delik olduğu düşünülen cisimler. Hatta onlara madde de denebilir . Bir momentumda kütle yoksa momentum p=mV den 0 bulunur . Ek yüklüler için Hareketi sayarsın . Işığın karadeliğe değil dünyanın veyahut başka gezegen büyük kütleli cisimlerin yanından geçerken kırılması . Uzay zamandandır Eger momentumdan olsaydı yalnızca karadelikte kalmayıp heryerde tamamen yutulurdu . O sırada bizde ışık hızında bır harekette bulunsak ve kara delikten geçsek Her türlüsünden yutuluruz . Yani yalnızca fotona yani ışık parçasına bağlı bir şey değil bu ... Gelelim soruya; şunları aktarabilirim , enerjiye aynı zamanda kütle denebilir . Yani kütleyle enerji kavramları birebirdir ve beraberinde diğerine aktarılabilir. bu kavramdan yola çıkacak olursak . %kaçını dönüştürdü ? olur ki bu değişimden karlı yani mantıklı çıkamayız . bu yüzden biz durağan mutlak kütleyi ele alırız ki bu da m0= yine 0 dır . Parçacık ve dalga özelliğini gösteriyor . Çifte yarık deneyindede olduğu gibi fotonları attığımızda . Parçacık ve dalga özelliğini gösterdiği öne atılıyor . Quantumun olasılıkları , tekillik , sicim , dolanıklılık burdan türüyor . Mantıkende ve düşüncelere göre de uzay zaman ve mekan birbirinden ayrılamaz bir bütündür . TIpkı enerji ile kütle gibi . Kütlenin enerjiye dönüşebileceğini söylemiştik dimi ama durağan kütlenin ? . O zaman p=E/c yani enerji azalırsaki ışık hızında bir değişiklik olmaz . Momentumda azalır . Derseniz ki kütle fotonda yok diye , durağan kütle yoktur . momentumdan enerji elde edebiliriz . Burdan maksimum kütleyi rahatlıkla bulabiliriz . Hem dalga boyundaki titreşim ( FREKANSINDAN ) hem de aynı mekan zaman da aynı hızda nasıl hareket ettiğinden ( PARÇACIK - DALGA )