Gökyüzünde gördüğümüz bütün gök cisimlerinin, yıldızların vs. ışınlarının dünyaya ulaşma süreleri, aradaki mesafeye göre değişkenlik gösterir örneğin; dünyaya 150 milyon kilometre uzaklıkta bulunan güneşin ışınları bize 8 dk. da ulaşır yani aslında biz güneşin 8 dk. önceki halini görmekteyiz. Aradaki mesafe uzadıkça ışık ışınlarının dünyaya ulaşma süreside artar, belki bizim şuanda gördüğümüz yıldızların çoğu patlamıştır ama aradaki mesafe çok uzun olduğu için biz onu hala patlamamış olarak görmekteyiz. Gök cisimlerinin nasıl araştırıldığına gelecek olursak; evrendeki her madde atomlardan oluşmuştur ve her elementin atomunun belli bir elektromanyetik dalga soğurma aralığı vardır. Bu soğuma aralıkları elektromanyetik dalga spektrumunda siyah çizgi olarak görülür ve bu çizgilere "Fraunhofer" çizgileri denir. Bilim adamları her elementin farklı bir soğurma çizgisi olduğunu keşfettikten sonra yıldızlardan gelen ışınların spektrumunu çıkarmışlar ve fraunhofer çizgilerine bakarak o yıldızın hangi elementlerden oluştuğunu tespit edebilmişlerdir.
![Uzay Çalışmalarının Önemi - Süleyman Fişek [Röportaj]](https://fizikist.com/uploads/img/uzay-calismalarinin-onemi.jpg "Uzay Çalışmalarının Önemi - Süleyman Fişek [Röportaj]")