Evrende her şey etkileşim içinde değişip, dönüşüp evrimleşiyor. Canlılıkta bir bütün olarak etkileşip ortamın kimyasınıda değiştirerek evrimini sürdürüyor. Bu durumda anlam arayışımızın, bilinçliliğimizinde evrimle birlikte değişip dönüşeceğini gösteriyor. Bu değişip dönüşümün, evrimin günlük yaşantımızdaki belirtileri; hep yeni şeylere ulaşma, yeniye duyulan merak, ötesine ulaşma, hayallerimiz, hayatın her alanında sonu arama, buluşlar yapma, son hal arayış isteği… şeklinde oluşmaktadır. Bu durumda hayatın anlamı hiçbir zaman durup tamamlanmış olmayacaktır. Yani zamana ne gerek kalırdı. Zaten tamamlanmış olmak ne demek? Sıkıcı birşey olurdu. Evrende olası hiper bir uzayda sayısız evrenlerden biri olup evrimleşiyor görünmektedir. Öyle görünüyorki uzay tam anlaşılabilir bişey deyil. Belki anladığımızı sanacağımız zamanlar olacak, ama tam olarak anlamanın ne olduğunu bile bilemeyebiliriz. (Tamlık, tam varlığın ne olduğunu bilmiyoruzki tam bi hiçliğin ne olduğunu bilelim, tarif edebilelim. Belkide tam bir hiçlik diye bişey yoktur. Hiçliği yanlış anlıyor olabiliriz) Eğer evreni tam olarak anlayamıyorsak hiçbirşeyi tam olarak anlayamıyoruz demektir. Hayatın anlamıda belkide tam olarak anlaşılabilecek bişey deyildir. Değişip dönüşen, evrimleşen sonrasını, son hali arayan bir anlamı olabilir. Herşey gibi hayatın anlamıda bileşenlerinden oluşuyor. Anlam oluşumu çevresiyle olan etkileşimlerindedir. Her şey çevresiyle etkileşiminde gelişip, dönüşüp anlamını oluşturuyor görünmektedir. Hayatın amacı tüm etkileşimleriyle enerji düzenleyip, bilgi oluşturup son bulmaya doğru evrilmek olabilir. Yoğun olarak maddenin en üst katmanının doğasını yaşıyor görünmekteyiz. Belkide başlangıçtan beri hayatın amacı kimyası gereği kararlı hale ulaşmaktır. Yaşam çevresiyle, evrenle birdir, bütündür. Görünen oki canlılar evrenin en gelişmiş düzen almış organize enerji alanlarıdırlar. Bildiğimiz kadarıyla, evrende canlılıktan daha anlamlı bişey varmıdır?