0

Burtay Bey merhaba. Göreliliğin temel öğretisi olarak hareketsiz nesnenin uzayda sabit, ama zaman kordinatında hareketli(c) olduğu herkesin bildiği temel bilgidir muhtemelen. Bu yaklaşıma göre hızın artması sanki uzay ile zamanı kutuplu hale getirerek birbirlerinden ayrıştırıyor. Bir nevi foton zamanın kendisi oluyor. Bu da enerji ile kütleçekimi arasındaki ilişkiye benziyor gibi. Genel yazılanlardan başka bildiğim bir şey yok ama sanki hareketli olmak ile olmamak aynı şeyler gibi. Çünkü madde zaten kalıcı harekete sahip temel parçacıklardan oluşuyor. Maddenin hızından bağımsız olarak temek parçacıklar hala ışık hızına oldukça yakın hızda hareket etmeye devam ettiklerinden dolayı böyle düşünüyorum. Zaten maddenin ışık hızına ulaşması bu yüzden imkansız çünkü madde bir süre sonra kendini oluşturan etkileşimlerin doğal hızına ulaşmaya başlıyor. Genel kanının aksine kütle artmıyor, kendini oluşturan parçacıkların hızlarına eriştiğinden madde olmasının bir anlamı kalmıyor. Hareketsiz nesnenin ışık hızına kadar olan ivmelenmesi ise maddenin kendi iç yapısı ile alakalı. Işık hızında hareket eden/titreşen parçacıkların bir bütün halinde oluşturduğu eylemsiz topaçlar gibiler. Her bir atom çekirdeğinin kendi mekanik jiroskopu var yani. Kuvvet uygularsanız sistemin net momentumu değişiyor ve bir karşı kuvvetle cevap veriyor. Bu "foton kutusu" yorumunu yazmaktan asla sıkılmayacağım Burtay bey. Siz de sormaktan sıkılmayacaksınız galiba :) farklı mı düşünüyorsunuz genel olarak eylemsizlik, hız, ivme ile ilgili aklınızdan geçen şey nedir?

Vide supra 6 yıl önce 0
0

Sayın Vide Supra, merhaba... :-) Önceki foton kutusu yorumunuz, bana zaten büyük bir ufuk açtı. (Size ve konuyu ilk gündeme getiren 'Bay Hiçkimse'ye ; Teşekkür ederim.) Yazdıklarınızı kendi yorumuma göre algıladığımdan, düşüncelerimiz arasında fazla uyuşmazlıkta yok. Bu açıdan aklımda yeni bir şey yok. Ancak bir nokta da farkmı düşüncem var. Atomdan da daha alt seviyelerde, belki kuark altında bir yerlerdeki büyüklük ölçeklerinde, titreşim genliğinin, kütle yoğunluğu ile alakalı olduğunu düşünüyorum. Hız ile kütle artışını da aynı şeye bağlıyorum. Hareket için, ortama aktarılan enerji ile genliklerin (dalgalarda, genlik alanlarının enerji miktarına göre oeğişken olmasına dayanarak) artışının, bize-evrene kütle artışı olarak yansıdığını düşünüyorum. Yani, "durağan haldeki kütlenin temel parçacıklarının genlikleri, hareket halindekine oranla çok daha düşük olmalı" diye düşünüyorum. Aslında, bu hareket için verilen enerjinin, o kütle üzerinde momentum olarak nasıl yerleştiğini sorgulamamın bir sonucu... Bu ve diğer soruları, genel olarak arkadaşların konuları nasıl ele aldığını (belki bir kaç yetkin kişi de katılır da) ele alıp, yeni bir bakış açısı kazanabilmek için ekledim. Not: Sizin yaklaşımınız sayesinde geliştirdiğim; ivme, hız ve eylemsizlik üzerine olan varsayımımı okuduğunuzu umuyorum.

Burtay Mutlu (shibumi_tr) 6 yıl önce 0