Karadeliğe düşüş hakkında:
Kütle çekim alanına yaklaştıkça, yaklaşan nesnenin artan hızı yanında, kütle çekim alanından kaynaklı Zaman genişlemesi oluyor. Yani nesne için zaman genişliyor. Foton için bir değişiklik yok çünkü (0 x zaman genişlemesi=0) durumu yaşıyor.
Bence karadelikler evrenin çöp öğütme makineleri... Çöp dediğimde bildiğimiz kütle.
Evren dokusunu, düşük yoğunluklu özdeş boyutsuz ve tekil (ama bu sefer başlangıç öncesi gibi hiç titreşmeyen, sıkışmış değil, tersine açılan alandan dolayı her yöne birden titreşen) enerji paketçikleri olarak düşünüyorum.
İşte karadelikler, bence, içlerine hapsettikleri kütle ve enerjiyi çözerek bu yapıya dönüştürüyor. Bilgisini kendi yüzeyine kaydederken, tekilleşmiş enerji paketçiğini de evren dokusuna bırakıyor.
Karadelik alanına yaklaşan nesne önce 3 uzamsal boyutunu (kütlesini) kaybedip, 2 boyutlu bir alana dönüşüyor olmalı. Aksi halde düşerken kazandığı ivme ile ışık hızına ulaştığında, sonsuz kütle durumuna geçmeli ki bu bir paradoks. Karadelikler içinde, kütleleşmiş enerji için, ışık hızına çıkmanın (ya da eşdeğeri=zamanın durmasının) tek yolu bence, 3ncü uzamsal boyutu (hareket doğrultusundaki) kaybedip, 2 boyutlu bir alana -dalgaya belki- dönüşmek.
Sanırım kütlenin bilgisi de bu aşamadan sonra saklanıyor karadelik çeperlerinde saklanıyor.
Nesne, kütle çekim alanına girip düşmeye başladığı andan itibaren kendi gerçekliğini (evrensel sabitlerini) oluşturmaya başlıyor. Özellikle olay ufkundan sonra geldiğinde, evrenin 3 boyulu -kütle için geçerli gerçeklikleriyle ortaklıkları tamamen kopmuş olmalı.
Bu sürecin tek boyutluya, sonra da boyutsuz enerji formuna kadar süreceğini hayal ettim. (Gerçekte ne olduğunu bilmiyorum çünkü)
Ama bu çökmeyi bir esneme olarak ele alamıyorum.