Bence Zeka, canlı için evrimsel bir silahtır. En az diş, pençe kadar öldürücüdür. Enerji verimliliği açısından ise, diğer silahlara oranla büyük üstünlüğü vardır.
Ama zeka, türün devamlılığı için tek başına yeterli değil gibi gözüküyor, Akılda (kalbin zekası) gerekiyor.
Eğer insanlığa rakip bir zeka olsaydı, şu anki hoyratlığı ve kabalığı ile doğaya yaklaşmaya cesaret edemez, aklını da geliştirirdi diye düşünüyorum.
Çünkü artık kaynakları tek başına tüketemeyeceği için ve aynı saldırgan tavrın bir MAD* caydırıcılığından dolayı, aklını da kullanmak sorunda kalacağını düşünüyorum.
Her ne kadar babam gelen kuşaklardan çok ümitli olmasa da, ben umutluyum.**
Doğaya ve yaşama karşı, (azalan kıt kaynaklardan dolayı belki de) bizden daha duyarlılar.
(Bir de kendi karamsarlıklarımızı ve karanlık korkularımızı aşılamaya çalışmasak, başarılı sonuçları daha hızlı alabilirler.)
Rakip bir zeka türü, aklı kullanma sürecini hızlandırırdı.
Sonuç: Akıl, hayata saygı duyar. Hayata saygı ise, gelişimdir. (Bence...)
* (Mutually Assured Destruction=MAD), soğuk savaş nükleer gerilim döneminde üretilmiş, tarafların birbirlerini yok ederken dolayısıyla kendilerini de yok etmesini içeren terim. Aynı isimle çıkartılan ve Soğuk savaşı, taraflarıyla eleştiren dergi zamanla dünyanın (1970'ler) en çok okunan mizah dergisi oldu. (İkinci Rusların Krokodil, Üçüncü Türklerin Gırgır idi.)
* *Çünkü son 3000 yıllık yazılı kayıtlara göre, (bazı Sümer tabletlerinden, Yunan anlatımlarına, çeşitli Çin mezar buluntulrından. efsanelerdeki anlatımlara) yaşlıların gençlere bakışı, gençlerinde hayata bakışı "pek değişmemiş". Herkes bir ara genç sonra yaşlı olduğuna göre bu doğal bir süreç. Bu nedenle "kuşaklar arası çatışma" tartışılmaya değer bir konu bile değil. Hep oldu, hep olacak.