0

kütleli enerji formları neden ışık hızına ulaşamaz...

Ömer ( Karanlık Profil ) 7 yıl önce 35
0
0

Aslında 30 santim su ile 5 santim su içine batmış nesnelerin hızı neredeyse aynıdır. Çünkü ikisi de tam anlamıyla suya batmışlardır. Ve karşılaşacakları direnç nerdeyse aynıdır. Ancak biri yarı batmış ya da hiç batmamış olursa karşılaşacakları direnç farklı olur. "Neredeyse" dedim. Çünkü 30 santim batmış olanın karşılaştığı basınç biraz daha fazla olacaktır. Bu basınca nesnenin vereceği tepki de hesaba katılmalı. (Mesela basınçla biraz daha büzülebilir. Ya da sıvının özgül yoğunluğu basınçtan dolayı biraz daha fazla olabilir.) Ama burada nesnenin dokuya batma düzeyine göre ciddi anlamda etkilenmesine sebep olabilecek başka bir olasılık var. Ya bu akışkan doku- sıvınız titreşiyorsa? Dalgalanıyorsa? İçine batılan dokunun derinliği artıkça, nesneyi etkileyen dalgaların dalga boyları ve/veya hızları farklı olacaktır. Hatta belli bir noktadan sonra, dalgaların etkisi hiç hissedilmeye de bilir. Bu da batan nesnenin titreşim frekansını ve nerede olduğuna göre hızını etkileyecektir. Mesela varsayıma göre, (sizin özellikle kafayı taktığınızı bildiğim için:-) karadelikler uzay dokusuna o kadar batmışlardır ki, içerdikleri enerjiyi artık hiç bir dalga titreştirememektedir. Gene varsayıma göre, titreşmeyen (en az 3 uzamsal boyutta) enerji paketçiklerinin boyutu olmadığı için kütleleri olmaz. Dolayısıyla tekilleşirler. Bu bağlamda fotonu, bu dokuya hiç batmadığı için dalgaların tepesinde sörf yapan enerji paketçiği olarak ele alabiliriz. Ama en azından 1 boyut üzerinde titreştiği için (bilim dünyası 2 boyut diyor elektromanyetik dalgaların yapısına dayanarak ama bence 1 boyut olmalı. Çünkü elektromanyetik dalgalar üzerinde sörf yapmak için boyuta ihtiyaçları yok, bu hareketleri için enerji harcamıyorlar, enerji kaybıyla hızları etkilenmiyor. Sadece enerjilerini taşımak için "1 boyut'a ihtiyaçları var. (Hareket yönüne dik açıda) . Ki taşıdıkları enerjiyi, etkileşip aktarabilsinler ya da artırabilsinler.) Maddeyi de kısmen veya tamamen batmış olarak ele alabiliriz. Ki dalgalardan etkilendikleri için titreşiyorlar. Eğer kısmen ya da tamamen batmış ise (Bu konuda şimdilik net bir fikrim yok, dalgaları ve yüzen nesnelerin durumlarını incelemedim. Ama yüzeyinde hemen altında imiş gibi geliyor. Çünkü kısmen batmış olsa, çok kararsız olması ve çabucak bozunması mümkün gibi... Burada sorun "yüzey" kavramı,;Ama neye göre? Bir fikrim yok.) onu titreştiren dalgaların hızından daha hızlı hareket ederse, dalgalar onu yakalayamaz. Böylece titreşemez. Titreşim olmayınca, kütleli varlığı da olmaz. Tekilleşir. Bir diğer sorunda, bu nesnenin hızlanması durumunda uzay-zaman dokusunda Doppler etkisi oluşturması. Yani Ses hızının, uçaklara yaptığı gibi bir duvar oluşturması. Fark ses enerjisinin, havadaki moleküller tarafından taşınıyor olması. Oysa bizim nesnemiz hızlandıkça, kendi önündeki oluşturduğu engelleyici dalgayı da güçlendirecek. Çünkü hızlandıkça kat ettiği dalgaların enerji toplamaları da artacak. Yansıma yapacak. (Yalnız Doppler etkisinden daha önce bahsetmemiştim. İlk çalışmamda vardı, sadece. Sonra görmezden geldim. Ama bugünlerde, hızlanana nesneler için onunda sistemin bir parçası olabileceğini düşünüyorum.) Yani bir anlamda, hızlandıkça kendisine ördüğü duvar da engelleyici duvarda güçlenecek. Bunun bir denge noktası var ise, bu denge noktası aşılmaz sınırda olmalı.

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 7 yıl önce 0