Yıkıldım.... :-(
Bunca zamandır bu sitede boşuna yazışmışız gibi geliyor...
1) Çift yarık deneyi, parçacık mı, dalgamı sorusundan çıkmış bir deney. Foton duruma göre parçacık, duruma göre dalga fonksiyonu ile tanımlanıyor. Keza elektronda aynı desende hareket ediyor.
Ama bunun nedeni tek birbirine yakın noktaları olan kütlesizlik-çok az kütle ile alakalı...
Bu kısım bana ait bir varsayımla alakalı; Her enerji boşalması, dalgasaldır. Uzay-zaman dokusunda dalgasal bir yayılıma yol açar. Fotonlar kendileri hareket etmezler, bu dalgaların üzerinde birer sörfçüdürler. Aslında \"C\" olarak tanımladığımız hız bu dalgaların hızıdır.
Fotonlar da bu dalga üzerinde tek boyutlu olarak yol alırlar. Yine aynı fotonlar, bu dalgalara batma çıkma diye benzetebileceğim şekilde ikinci bir harekete daha sahiptirler. Bu da onların frekansını oluşturur. Doğrusal şekilde hareket ederken, bu ikinci boyuttaki hareketleri uzay-zaman dokusu ile etkileşime girer ve enerji kaybeder. fotonun momentumu bu taşınan enerjinin, hızıyla çarpımından oluşur.
Elektron 3 boyutlu bir parçacıktır. Yani 3 uzamsal boyut üzerinde titreşir. Çok küçük bir kütlesi olduğu içinde aynı dalgalar üzerinde çekilebilirler. Daha çok düşük basınç alanına itilme gibi bir şey (diye düşünüyorum). Ancak 3 boyutlu titreşimlerinden dolayı, fotondaki gibi \"doğrusal bir batma-çıkma\" değildir. Yani tam bir sörfçü sayılmazlar. Bu nedenle uzay-zaman dokusuyla etkileşimleri daha fazladır. Uzun mesafelerde hareket etmeleri çok daha zor, elektrik yükleri nedeni ile bir yere bağlanma ihtimalleri daha yüksek.
Her ikisinin de verdikleri girişim deseni, aslında dalgaların hareketine bağımlı olmalarından kaynaklanıyor. Her ikisinde gözlemlenince parçacık olmaları, dalga üzerinde hangi parçacığı takip ettiğinizi saptamamızdan kaynaklanıyor.
Hangi parçacığın nereye gittiğini bilmezseniz, genel resme bakarsanız, girişim. Hangi parçacığın nereye gittiğini izlerseniz, sadece onun hareketini gözlemlemiş olursunuz.
Bu arada gözlemlemek demek, tespit etmek için, ilgili parçacığa enerji yollamak, foton fırlatmak oluyor. Bu gözlem fotonunun momentumu, çarptığı parçacığın konumunu değiştiriyor. Bunu da göz ardı etmeyin.
2) Fotonların hızı ölçülmüş durumda ve sabit, fotonun taşıdığı enerji yükünden bağımsız olarak sabit ve \"C\" sembolü ile de ifade ediliyor. Fotonun enerjisi azalınca, hızı azalmıyor, frekansı değişiyor. Kızıla kayıyor.
Elektron çok küçük olduğu için hızlı. Boşlukta ışık hızına yakınlaşsa da, kütlesi bu hıza ulaşmasına asla izin vermiyor. Buna karşılık elektronun içinde bulunduğu ortama göre de hızı değişiyor. Yani bakır kablo içinde, ışık hızının %80\'leri civarına düşüyor.
Karadelikler, uzay-zaman dokusundaki \"kütleçöküm\" alanlarıdır. Yani uzay ve zamanın aşırı derecede büküldüğü, eğildiği bölgelerdir. Gerek foton gerek ise diğer kütleli parçacıklar bu alana geri dönüşümsüz olarak düşerler.
Kütleli olanlar, bu bölgedeki düşük basınç alanına (merak ediyorsanız katıldığım eski tartışmalarda ayrıntıları var) doğru, uzay-zaman dokusu tarafından itilirler.
Kütlesiz olanlar ise, uzay-zaman dokusundaki dalgalanmalara bağımlı olduklarından, uzay-zaman dokusunun (ki onunda akışkanlık sağlayan çok düşük yoğunluklu bir enerji değeri var) büküldüğü alandaki dalgalanmaları takip ederler. Yani çok kaba benzetimle; fiber optik kablodaki fotonun bükülen kabloyu takip etmesi gibi ...
3) Plazma özel bir hal. Kuvvet yüklerinin ayrıldığı bir alan, doğal normal halden söz ediyoruz. Benzetmeniz alakasız. Bu benzetme ile madde içindeki anti maddenin de yüksek manyetik alanda ayrılmasını ,ayrı bir parçacık olarak tanımlamak gerekir.
Mevcut enerji dengesini zorlamadan, değiştirmeden olan, doğal koşullar konumuz.
4) Elektronlar sahip oldukları enerji ile momentumları değişiyor. Daha yüksek enerji seviyesinde iken kütleleri değişmediği için hızları değişiyor. Bu da onların daha geniş-uzak bir orbitale oturmalarına izin veriyor.
Alt yörüngelere geçecekleri zaman ise bir miktar enerjiyi atmaları lazım ki, momentumları düşsün. Bu atımı foton ışıması ile yapıyorlar.
Fotonların negatif yüklenmesini bilmiyorum. Eğer bu sağlanırsa, elektro manyetik alandan etkilenmeleri çok doğal zaten. Bilgi kaynağınızı belirtiniz.
Not: Evrende enerjinin ana eğilimi, homojenleşmedir. Bu nedenle enerji sürekli çok yoğun ortamdan, az yoğun ortama doğru hareket halinde. Enerjinin bu hareketinde bizim bildiğimiz üç temel araç var. Fotonlar (tek boyutlu), dalgalar (iki boyutlu) ve kütle (üç boyutlu)