Karadelikler bir anlamda fiziğin ve matematiğin çöktüğü yerdir. Her şeyden önce karadelikler öyle yapılardır ki ışık bile onlardan kaçamaz. Bu şu demek, \"Karadelikten kaçış hızı (Kurtulma hızı) > ışık hızı. Bu da \"Hiç bir bilgi ışıktan hızlı iletilemez\" bilgisi doğrultusunda \"Karadelikten hiç bir bilgi bize ulaşamaz\" sonucuna ulaştırıyor. Ancak bir durum daha var, biliyorsunuz ki kütle \"uzayzaman\" dediğimiz olguyu büküyordu. Yani, kütlenin olduğu yerde zaman yavaşlıyordu. Burada kütleden kastım, bir tek molekül bile kendi etrafındaki uzayzamanı kütlesi ölçüsünde \"büker\". Tabii kütle merkezine ne kadar yakınsanız (Yer çekimi dediğimiz kuvvete ne kadar çok maruz kalıyorsanız) o kadar zaman da yavaşlar. Mesela apartmanın üstündeki bir insana göre zaman sizin için daha yavaş geçiyor, siz o kişinin hareketlerini ve yaşantısını daha hızlı görüyorsunuz. Ancak bu fark Dünya kütlesindeki bir yapıda ve bir kaç metre gibi kısacık bir mesafede ne ölçebileceğimiz ne idrak edebileceğimiz kadar büyük değil. Fakat karadelik gibi yerlerde uzay zaman öylesine bükülür ki \"sonsuza\" gider. Işık girer ama çıkamaz. Uzay zaman o kadar çok bükülür ki, sonsuza kadar yol alsanız da bükülmenin diğer ucuna ulaşamazsınız (Basitçe şu meşhur örneği vereyim bir çarşafı dört köşesinden güzelce gerin. Hiç bir kırışıklık yokken ortasına demir bir bilye bırakın. Şimdi ne oldu? Çarşaf biraz büküldü. Bu sefer çarşafın üstündeki (Arasında bilye olan) iki noktanın arasını kat etmek için önce aşağı doğru gideceğiz, sonra tekrar yukarı çıkacağız. Toplamda daha fazla yol kat edeceğiz. Peki ya bu çarşaf sonsuza kadar aşağı giden bir yapıya kavuşursa? Bunu kafanızda canlandıramıyorsunuz çünkü sonsuza kadar sünen bir çarşaf fizik ve matematik dışı. İşte karadelik bunu yapıyor. Dolayısı ile sonsuza kadar aşağı iniyorsunuz ama asla çıkamıyorsunuz (Mesela Karadelik olmaya ramak kalmış bir kütleye yaklaşıp uzaklaşmayı başarırsanız bu olguyu idrak edebileceğiniz boyutta tecrübe edebilirsiniz). Ancak karadeliğin Olay Ufku denilen geri dönülmez noktasına geldiğiniz anda zaman duruyor. Tabii burada şöyle bir durum var, karadeliğe doğru bir gözlemci gönderdiniz, siz güvenli bir mesafeden gözlemciyi takip ediyorsunuz. Gözlemcinin elinde bir fener var, her saniye bir kere yanıp sönüyor. Sizin elinizde de bir fener olsun, o da her saniye bir kere yanıp sönsün. Şimdi siz gözlemcinize baktığınızda gözlemciniz karadeliğe yaklaştıkça gönderdiği ışığın renginin kırmızıya kaydığını ve sinyallerin ve sinyaller arasındaki sürenin uzadığını görürsünüz. Derken derken ışık kızılötesiye kayar ve görünmez olur. Gözlemci arkadaşınız olay ufkuna girdiği anda onun \"donduğunu\" görürsünüz. Çünkü size göre onun için zaman durmuştur. Artık onu oradan kurtarmak için bir çaba sarf etmeniz \"gereksiz\" ve \"faydasız\"dır. Çünkü orada zaman durdu, bize göre olan fizik çöktü. Tabii bu arada siz onun yavaşlamasını giderek \"azalan\" bir hızla göreceksiniz. Yani tamamen durabilmesi belki çok uzun sürecek (Hatta belki hiç bir zaman gerçek anlamda olay ufkuna ulaşamayacak da olabilir, zamanı birim olarak 1 birim kabul edersek, gözlemcimiz için zaman önce 0.50 sonra 0.25 sonra 0.12,5 sonra 0.6,25 diye azalan, bizim idrak sınırımızın dışına çıkacak hızlara düşen ancak asla sıfır\'a ulaşmayan bir şekilde de gidebilir. En azından bizim gözlemimize göre) ancak en sonunda onun durduğunu gördüğümüz anda artık kurtarma çabalarımızın yersiz olduğu gibi gözleme devam edip sinyal gönderme çabamız da yersizdir. Orada ne kadar uzun süre durursak duralım gönderdiğimiz gözlemciden en ufak bir bildirim alamayacağız (Hareket, sinyal, geri dönüş ne derseniz deyin) ve gemimize binip mecburi olarak geri döneceğiz. Ancak gönderdiğimiz gözlemci şunları görecek olabilir, kendisi karadeliğe yaklaştıkça bizden gelen sinyallerin maviye kayıp hızlandığını (daha sık ve kısa sinyaller) görecek. Olay ufkuna yaklaştıkça ona sinyaller gönderen gözlemcinin sinyalleri aşırı maviye kaydığı için \"Morötesi\" olup görünür bandın dışına çıkabilir. Onun dışında zaman kendisi için normal hızında akarken (Mesela elindeki fenerin ışığını hala kolundaki saatin 1 saniyesi ile senkronize görüyor, ya da fenerin ışığının yanıp sönme hızında bir anormallik hissetmiyor) olay ufkuna iyice yaklaştıktan sonra kendisini izleyen gözlemcinin gemiye binip dönüşünü, gezegenlerin ve yıldızların hareketini hep hızlandırılmış ve artan bir hızla izlemeye devam edebilir (Bunu da yine artarak giden bir hızla ) ve kısa sürede evrenin nasıl bir sonla biteceğini bile görebilir. Bu arada belki saçmalıyorum ama olsun, burası beyin fırtınası bölümü. :) Yazdıklarım doğru değilse bilen birisinin düzeltmesini rica ederim.