Bilimi seven ve ilgi duyan herkes için selamlar!
Bugün sizlere antimaddenin kâşifi, nicem mekaniğini başlatan, Nobel Fizik Ödülü kazanmış Paul Dirac'tan ve antimaddenin keşfinden bahsedeceğim.
Fazla bilinmez ama yeterince araştırıldığında görebileceğimiz bir isimdir Dirac. Öyle ilginçtir ve sıradışıdır ki Graham Farmelo isimli yazar onun hayatını anlattığı kitabına "En Garip Adam" ismini koymuştur.
Paul, 8 Ağustos 1902 yılında İngiltere'nin Bristol kentindeki Bishopton kasabasında dünyaya gözlerini açtı. Babası Charles Dirac, Fransız kökenli bir İsviçrelidir. Fransızca öğretmeni olmasının yanı sıra akşam yemeklerinde özellikle Fransızca konuşulmasını isteyen ve bunu sürdürürken hiç bir dil hatasının yapılmamasını vurgulayan sert tavırlı ve otoriter bir adamdır. Bu yüzden Dirac hayatı boyunca babasından uzak durmuş ve insanlarla konuşmaktan çekinmiştir. Fizik ve bilimle ilgili konferanslarda ona bir soru sorulduğunda kısa bir şekilde "Evet, bu doğru." ya da "yanlış" şeklinde cevaplar vermiştir. Bazen söylediği "Fark etmez." cümlesi herkesi şaşıtmıştır. Annesi ise ingilizdir. İlkokulu bitirdikten sonra babasının öğretmneik yaptığı Merchant Venturer Ortaokulunda eğitimine devam etmiştir. Daha sonrasında Bristol Üniversitesinde babasının baskılarıyla Elektrik Mühendisliği okumak üzerine gitmiştir. Öyledir ki babası o zamanın en saygın ve iş bulunabilen meslekleri arasında mühendislik okumayı görmekteydi. Paul istemese de oradan mezun oldu. 2 yıl yüksek lisans yapmaya karar verdi. Ve böylece asıl alanının matematik ve fizik olduğunu keşfederek yüksek lisansını bunlar üzerinde yaptı. Sonra St.John's Collage'da matematik alanında araştırma görevlisi oldu. Doktorasını 1926 yılında aldı.
1928 yılında bir keşif yapmıştı. Bu antimaddeydi. Yani maddenin ters ikizi, elektrik yükleri yönüyle ayrılan, normal maddenin atomlatı parçacıklarının tam tersi olandı. Deneylerle test edilerek varlığı doğrulandı. Evrende antimaddenin varlığı çok kısıtlıydı. Bir teoriye göre Bigbang'te normal madde daha çok ortaya çıkmıştı. Dirac daha fazla üzerine gittikten sonra göreli atom teorisi ve delikler teorisi gibi pek çok teoriyi ortaya çıkardı. 1932 yılında ise antiparçacıklardan olan "pozitron" keşfedildi. Tüm bu çalışmaların asıl önemi Schrödinger denklemine özel görelilik getiren ünlü fonksiyonunda yatmaktadır. Buna sonrasında "Dirac denklemi" de denilmiştir.
1930 yılına döndüğümüzde kraliyet üyesi seçilmiş ve dernek kraliyet madalyasıyla Copley madalyasını da kazanmıştır.
1933 yılında " Atom teorisine yeni üretken biçimlerinin keşfi" için Nobel Fizik ödülünü Erwin Schrödinger ile almaya hak kazanmıştır.
Paul Adrien Maurice Dirac'ın yayınları arasında en önemlileri " elektronun nicem teorisi" ve " nicem mekaniğinin ilkeleri" dir.
Dirac dünya'da pek çok yeri görmüştür ve eğitim almıştır. 1929 yılında Amerika'da beş ay geçirdikten sonra Heisenberg ile Japonya'yı gezmiştir. Sonra Sibirya'ya dönmüştür. 1937 yılında eşi Margit Wigner ile evlenmiştir.
Yaşamı boyunca nicem mekaniği ve atom teorisine yaptığı ve verdiği katkılarla ünlenmiş ve Solvay Konferanlarına da katılmış olan Paul A.M.Dirac, 20 Ekim 1984 yılında Tallahassee,Florida'da hayata gözlerini yummuştur.
Paul yaşamı boyunca herkesi etkilemiştir. Sakindir ve fazla konuşmaz. Bunun arkasında babası yatar fakat o, yavaş yavaş anlatan ama fazlaca etkili olan ve gerçekten büyük keşifler yapmış bir dahidir. Erwin Schrödinger ve Heisenberg ile çok yakın arkadaştır. Beraberce yaptıkları tartışmalar sürekli bilimi ve dünyayı etkilemiş, farklı bir boyut kazandırmıştır.
Onlar gibi bilinmeyenleri yeniden ortaya çıkartmak, insanlara ilham kaynağı olmak dileğiyle!
Saygılarımla,
Irmak Koç
#bilimokuyanbilir
#bilimekulakver
0 yorum