Kuzey Patagonya'da 630 metre karelik bir kaya sığınağı olan Arjantin'in Huenul Mağarası'nın yükselen taş duvarları, geometrik şekiller, insanlar ve hayvanlardan oluşan yaklaşık 900 farklı resimle kaplıdır. Kırmızı, beyaz, sarı ve siyahın canlı tonlarındaki bu resimlerin tarzı, Patagonya'nın başka yerlerinde bulunan ve en fazla birkaç bin yıllık olduğu tahmin edilen kaya sanatına benziyor.
Ancak Arjantin Ulusal Bilimsel ve Teknik Araştırma Konseyi'nde (CONICET) arkeolog olan Guadalupe Romero Villanueva'nın bilgisi ve tecrübelerine göre Huenul Mağarası'ndaki bazı resimler diğerlerinden daha eski görünüyordu: Kötü bir şekilde yıpranmış, tarak şeklindeki bir avuç motif, duvara kırmızımsı siyah pigmentle çizilmiş ve daha sonraki mağara ressamları tarafından neredeyse gizlenmişti.
Romero Villanueva liderliğindeki bir araştırma ekibi, kaya sanatının pigmentlerine karışmış küçük odun kömürü örneklerini radyokarbonla tarihlendirdi. Bugün Science Advances dergisinde yayımlanan makalede, en eski resmin 8200 yıl öncesine ait olduğu bildirildi. Bu da dört dişli, aşağı bakan bir tarak şeklindeki motifi Güney Amerika'daki doğrudan tarihlendirilmiş en eski kaya sanatı resmi yapıyor.
Mağaradaki benzer motiflerden elde edilen tarihlerin sonraki 3000 yıla yayılması, insanların mağarayı tekrar tekrar ziyaret ettiğini ve sanatsal geleneği birçok nesil boyunca sürdürdüğünü gösteriyor. Araştırma ekibinde yer almayan Buenos Aires Üniversitesi arkeoloğu Luis Borrero, "Artık elimizde bu bölgenin kolonizasyonunu modellemeye başlayabileceğimiz kesin bir kronoloji var" diyor. "Bu oldukça ilginç ve kesinlikle yeni."
Huenul Mağarası'nın etrafındaki tabiat ürkütücüdür ve buradaki insan varlığı bugün bile tehlikelidir. Deniz seviyesinden 1000 metre yükseklikteki bir çöl ovasında yer alan bölge yılda sadece 5 santimetre yağmur almaktadır. Mağaranın geniş, kuzeye bakan ağzından en yakın su kaynağı 10 kilometre uzaklıktadır. Tarak motiflerinin boyandığı dönemde iklim kayıtları koşulların daha da sert olduğunu gösteriyor. "Güney Amerika'nın güneyi insanlar tarafından yerleşilen son yerlerden biriydi. ... Burası yolun sonu," diyor Borrero. "Burası hata yapamayacağınız bir yer. Eğer kaybolursanız, sonsuza dek kaybolursunuz."
İnsanların Patagonya'ya birkaç bin yıl önce girdiği bilinmesine rağmen, arkeologlar kaya sanatının çoğunun çok daha yeni olduğunu varsaymıştır.
Ancak yeni tarihler, insanların uzun ve kurak geçen bin yıllar boyunca mağaraya defalarca uğradıklarını ve burayı bir tören merkezi ya da buluşma yeri olarak kullandıklarını gösteriyor. Yeni çalışmanın yazarlarından Romero Villanueva, "Sanki o döneme ait insanları ilk kez görüyormuşuz gibiydi," diyor. "Bu, kuzeybatı Patagonya çöllerinin işgalini genel olarak yeniden değerlendirmemizi sağladı."
Ekip mağarada başka eserler de buldu: süslenmiş guanaco kemikleri, küçük kabuklu boncuklar, kırmızı toprak boyasıyla boyanmış dallar. Ancak mağarada herhangi birinin yaşadığına ya da önemli bir zaman geçirdiğine dair bir işaret yok.
Yazarlar bunun yerine, küçük grupların mağara resimleri yapmak için, belki de uzaktaki grupları bir araya getirmenin bir yolu olarak, periyodik olarak çöl boyunca bölgeye yürüdüğünü düşünüyor. Romero Villanueva, "İnsanların zorlu bir çöl tabiatına gitmesini beklemeyeceğiniz bir dönemde ziyaret edilmeye devam etti" diyor. "Zor zamanlarda burayı ziyaret etmeye ve bağlarını sürdürmeye devam ettiler."
Kaya sanatının kimyasal analizi, taklitçi davranıştan ziyade sürekliliğe işaret etmektedir. Pigmenti oluşturmak için kullanılan formül binlerce yıl boyunca tutarlı kalmıştır; büyük olasılıkla kükürt ve kalsiyum gibi minerallerle karıştırılmış yanmış kaktüs ve yerel çalılardan elde edilen odun karışımıdır.
Motifin ardındaki anlamı bilmenin bir yolu olmasa da tarak şeklindeki resimlerin bu sürecin bir parçası olduğu anlaşılıyor. CONICET'te arkeolog olan yazarlardan Ramiro Barbarena, "Çok geniş, homojen bir arazide çok küçük insan gruplarınız var," diyor. "Bilgi alışverişi ve partnerlik için nerede buluşulacağının bildirilmesi bu grupların yaşayabilirliği için esastır "
Borrero, insanların aynı mağarada aynı motifi boyamak için aynı pigment tarifini kullanmaya devam etmelerinin, "bilginin uzun bir dönem boyunca aktarıldığı anlamına geldiğini" söylüyor. "Bu gerçekten etkileyici."
Bu içerik SCIENCE’de yayınlanmıştır.
0 yorum