Fukushima'dan Yayılan Kirlilik Şimdilik Bir Tehlikeye Neden Olmayacak
Fukushima'dan Yayılan Kirlilik Şimdilik Bir Tehlikeye Neden Olmayacak

Japon Hükümeti'nin 2023'ten başlayarak Fukuşima'dan Pasifik'e radyoaktif su boşaltma kararı, bu yıl tüm dünyada tepkiye neden oldu. Yeni bir çalışma, salınan trityumun (hidrojen-3) Pasifik'in geniş bir alanına hızla yayılacağını ve sonunda diğer okyanuslara sızacağını gösteriyor. Bununla birlikte, yayılan konsantrasyonlar o kadar küçük olacak ki, Pasifik ekosistemlerinin karşı karşıya olduğu tehditlerin en küçüklerinden biri olacak.

Fukushima Daiichi nükleer santralindeki 2011 felaketinden sonra, sızıntılardan okyanusa yayılan radyasyonu temsil eden bir görüntü dünya çapında yayıldı. Ancak yayılan bu görüntü gerçekleri yansıtmıyor. Görüntü aslında, binlerce insanı öldüren ve üç reaktörün erimesini tetikleyen tsunami dalgalarının yüksekliğini temsil ediyordu.

Ancak bu görüntü yine de 2023 için planlanan salınımdan denize girecek radyoaktif parçacıkların gerçekte ne kadar uzağa gideceği sorusunu gündeme getiriyor. National Science Review'da yayınlanan bir modelleme ise sorumuza cevap veriyor.

Çalışma, okyanus akıntılarının, Japonya'dan gelen radyoaktif atıkları 120 gün içinde, 30 derece enlem ile 40 boylam arasında ve Pasifik'in onda birinden fazlası gibi muazzam bir alana yayacağını buldu. Yayılmanın çoğu Pasifik boyunca 35º Kuzey merkezli bir şerit oluşturacak.

Radyasyonun uzak kıtaların kıyılarına ulaşması yaklaşık 1.200 gün yani üç yıldan biraz fazla sürecek. 2400 gün sonra, bazıları Panama Kanalı'ndan geçerek Atlantik'e ulaşacak, aynı zamanda, serbest bırakılan malzeme, Hint Okyanusu'na girmek için güçlü Endonezya Akışı tarafından Güney Doğu Asya Adaları arasındaki boşluklardan itilecek.

Bütün bunlar endişe verici geliyor ancak ikincil arıtma, atıkların birçoğunu filtreleyecek. Ayrıca trityum, radyoaktif atıklar arasında en masum olanlardan biri. Helyum-3'e bozunurken beta ışınları yayar, ancak insanlar için o kadar az tehdit oluşturur ki, oyuncaklar ve saatlerden alacağımız radyasyona eşdeğer bir etkisi vardır. Hemen hemen her koruyucu, trityumun beta radyasyonunu engelleyecektir ancak tehlike, trityum içeren su molekülleri içildiğinde veya solunduğunda ortaya çıkabilir. Buna rağmen, vücut onları nispeten hızlı bir şekilde dışarı atar, bu nedenle besin zincirinde biyolojik olarak birikmez.

2016 yılında yapılan bir araştırma, Fukushima tanklarındaki trityum seviyelerinin Dünya Sağlık Örgütü limitlerinden neredeyse 100 kat daha yüksek olduğunu bulmuştur. Ancak bu trityumun seyreltilmiş halde okyanusa dökülmesi etkisini oldukça azaltmaktadır. Bu, atığın homeopatik hale gelmesini sağlar.

Fizikist
Türkiye'nin Popüler Bilim Sitesi

0 yorum