0

Elimizde oldukça sağlam bilgiler var. Onları izlersek en azından mantıklı bir öneri yapabiliriz. 1-Bir evren meydana gelmesi için büyük bir enerji patlaması gerekiyor. Bu patlama bizimki gibi pozitif basınç alanında mümkün görünmüyor. Çünkü pozitif basınç alanında enerji maddeleşiyor ve çok biriktiği zaman da karadelik olup çöküyor. Çöken maddenin tekrar saçılması bu basınç altında mümkün değil. Yani bunun aksini kanıtlayacak bir yöntem bilmiyoruz. 2-Eğer bizimki gibi başka evrenler de var olabilir diyorsak, o zaman bu evrenlerin meydana gelmesi için evren dışının negatif basınç alanı olması gerekiyor. O zaman enerji çok biriktiğinde "akdelik" gibi saçılabilir. Yani negatif basınç alanında enerji maddeleşmez ve de çökmez. Bir enerji alanı olarak birikir ve olgunluğa eriştiğinde de patlar. 3-Pozitif basınç alanında karadelik limiti varsa, negatif basınç alanında da akdelik limiti olmalıdır. Ve nasıl bizim karadelik çöküyorsa, akdelik de saçılmalıdır. 4-Tabii tüm bu enerji birikimi için evren dışının negatif enerji barındırması gerekiyor. Bu da zaten bizim termodinamiğin birinci yasasıyla çok önceden saptanmış. "Enerji yok olmaz." Bu da negatif basınç alanında negatif enerji bulunduğu var sayımını güçlendiriyor. Yani, enerjinin bir kökeni yok bence. O hep var. her düzeyde, her durumda hep enerji var. Daha da kökeni (öncesi) "Ol" emrine dayanıyor olabilir elbette. Yani enerjiyi "yaratıcı" olarak kabul edersek aslında iyi bir tespit olur. Çünkü "hayır ve şer" O'ndan geliyorsa, enerjinin pozitifi de negatifi de yine O'ndan geliyordur. Birini var sayıp diğerini reddetmek pek doğru olmaz gibi geliyor bana...

Necmi Tüfek 6 yıl önce 0
0

Çoğunlukla şu kaçamak bir cevap olur:"Evren sadece vardır, başlangıcı da vardır" İnsanların hayal güçlerinin bir sınırı vardır. Etrafımızdan ne gördüysek farklı kombinasyonlarla bunlara daha farklı formlar vererek bir şeyler üretebiliriz. Matematik ve fizik bize sadece hayal gücümüzle ulaşamayacağımız sonuçları verir. Mantığımızı kullanmaya başlarız. Daha büyük sorulara cevap aramaya başlarız. Bu bizim hayal gücümüzün ve düşünme becerimizin arttığını gösterir. Ama bizim de bir sınırımız var nihayetinde. Sorduğunuz bu soruya tanrı, tesadüf vs. kaçamak cevaplar veriyorsak, daha 1000 yıl öncesinde kuyruklu yıldızlara verdiğimiz kaçamak cevaplar gibi, mantığımızı ve hayal gücümüzü daha da geliştirmemiz gerektiği sonucuna varmalıyız. Bunu da ancak matematik ve fizikle yapabiliriz. Benim kendimce bazı kuşkularım var hayal gücümüze ve mantığımıza dair. Evrendeki varlıkları her zaman sınıflandırdık kütle, enerji gibi. Çünkü buna alışmıştık. Her şeyi sınıflandırıyorduk. Bu atalarımızdan kalmış bir miras belki de. Biz etrafımızda gördüklerimize, işittiklerimize ya da var olduğu kanaatine vardıklarımıza kendimizin anlayabileceği düzeyde tanımlar verdik. Matematiğin ve fiziğin yanıtları bizi o kadar şaşırttı ki çoğu yanıtları yoksaymaya başladık. Bence insanlar evrenin başlangıç nedeni gibi konuları matematik ve fizik yoluyla açıklamaya çalışmaları lazım, çünkü bizim kendi yalın zekamızla ulaşamadığımız sonuçlara matematik ve fizik gibi insanların daha mantıklı cevaplara ulaştığı araçları kullanmalıyız.

Emir 6 yıl önce 0
0

Kemal Bey, Enerjinin kökenini soruyorsanız elimizdeki her türlü veriyi değerlendirmek zorundayız. Çünkü yanıtı mümkün olmayan bir soru sordunuz. Benim yanıtım da kendi kafamdaki düşüncelerden ibaret sonuçta. Bazılarının yaptığı gibi teori reklamı yapmak için çalışmıyorum. Ben sorunuzun yanıtını evren dışının daha da dışına ötelemiş, yani biraz daha uzaklaştırmış oldum sadece. Tıpkı daha önce büyük patlamaya kadar ötelendiği gibi. Ama biz ne yaparsak yapalım benim yaptığım gibi sadece ötelemek zorunda kalacağız. Çünkü enerjinin kökenini biz insanlar bulamayız. Nasıl ki bir bilgisayar oyunundaki karakterler oyunun dışına çıkamazlar, işte biz de enerjiye başka bir formattan bakamadıkça ne olduğunu, nereden geldiğini bulamayız, bilemeyiz. Daha önce de neler olup bittiğini bilmeden, anlayıp dinlemeden bana karşı haddinizi aşan laflar ettiniz. Konu daha da uzamasın diye bir şey söylemedim. Sonuçta ben de hiç istemediğim sözler sarf ettiğimi biliyorum. Ben ortadaki veriler ne gösteriyorsa ona bakarım. Yani nedensiz hiç bir eylemde bulunmam. Yanlış değerlendirme olabilir elbette. Ama bunu da muhatap kimse onunla bir şekilde çözmeye çalışırım. Şimdi de bakıyorum inceden ayar vermişsiniz. Artık ben bunu şahsi hoşnutsuzluk olarak değerlendiririm. Çünkü teoriyi anlamamış olduğunuz belli oluyor. Anlasaydınız bizzat enerjinin kökenini araştırdığını anlardınız. Böyle yorum yapıp hüküm vermezdiniz.Üstelik de sorunuzda teoriniz nedir diye sorduğunuz halde... Daha önce söylemiştim. Sadece kayıt altında olsun diye burada yazdım. Başka bir beklentim yok ve bir daha da sözünü etmeyeceğim. Burada sitenin görevlisi olarak bulunuyorsanız taraf tutmayınız. (Keşke fizik bölümü mezunu birini bulsalardı.) Yok, bu misyonu kendiliğinizden üstlenmiş iseniz, kendinizi biraz fazla kaptırmış gibi görünüyorsunuz. Haddinizi aşmayın lütfen. İyice bir inceleyin bakalım. Sorduğunuz soru nedir ve ben ne yazmışım? Ayrıca farkında değilseniz "saygı duyduğum özgün fikirler" sözü "akılcı ya da tinsel" nitelemesiyle alaycı bir ifade haline gelmiş. Ya da ben yanlış anlıyorum, çok alınganım?...Bunlara neden olacak şeyler yazmaya niye gereksinim duyduğunuzu bana açıklayabilir misiniz? Gördünüz mü neler düşündürüyorsunuz insana? Böyle yorumlar yaptığınıza göre sorunuzun akılcı yanıtını da biliyor olmalısınız. Beni bu kadar uzun ve duygusal yazı yazmaya yönlendirdiğiniz için siz de şimdi kendi akılcı yanıtınızı yazın. Hiç olmazsa neyi sorup aradığınızı anlamış olayım.

Necmi Tüfek 6 yıl önce 0
0

Kemal Bey, Tüm bu durumlara hiç gerek yok. Kimse kimseye ne yapması veya nasıl düşünmesi gerektiğini söyleme yetkisinde değil. Bizler işte böyle yazışarak, bazen yanlış bazen doğru yaparak öğreneceğiz medeni olmayı, dürüst olmayı. Zaten sistem sakıncalı kelimeleri ayıklayarak bize nasıl konuşmamız gerektiğini söylemiş oluyor bence. TUT konusunu ben kayıtlı olması için buraya yazdım. Daha sonra siz ismen bana sorup açıklama istediniz. Yani ben TUT konusunu kendim gündeme getirmiyorum ve bunu istemiyorum. Bizim ülkemizin genel kültürü açısından çok devrimci bir anlayış barındırıyor ve şimdi zamanı değil. Sadece daha önce sizi uyardığım konuya dikkat edilmesini isterim. O da, bir soruya yanıt verilirken genel ve güncel fizik anlayışı neyse o şekilde yanıt verilmeli. Yani fizik biliminde hiç bir kaynağı olmayan özel teoriler genel fizik anlayışı budur diye gençlere, öğrencilere empoze edilmemeli. Ben bunun için daha önce sizi uyarmıştım. "EGD" evren dalgalarla genişliyor, foton bu dalgalar tarafından taşınan bir sörfçüdür, zaman da aynı dalgalardır" gibi söylemler doğru şeyler değil. Biz kendi aramızda teorilerimizden bahsedebiliriz ama bunu diğer insanlara fizik yasasıymış gibi anlatamayız. İnternette binlerce blok var. Yanlış bir şeyi alıp yayarsanız ona ortak olmuş olursunuz. Bunu gördüğüm için sizi uyarmıştım. "Buna da sizin hakkınız yok, İstediğimiz şeyi yazarız" derseniz o zaman özür diler kenara çekilirim tabii...

Necmi Tüfek 6 yıl önce 0