Bu konuda çok yazışma yapıldı. Ama yine de bir şeyler söylemenin zararı olmaz sanırım. Önce "kinetik" terimini aradan çıkartmamız gerekiyor. Onu sadece "enerji" olarak kullanmalıyız diye düşünüyorum. Çünkü kinetik enerjinin farklı boyutu olmaz. "Enerji" farklı boyutlarda olur. Zaten bu yüzden kütlesiz enerjinin "zaman" anlayışı yoktur. Çünkü bir mekan kaplamaz ve dolayısıyla da uzamsal boyutlarla bir ilişkisi olmaz. "Uzay" varsa "zaman" da vardır. Yani gidilecek bir mesafe varsa, bu mesafeye karşılık gelen bir gecikme yani zaman da vardır. Bunu da bizim evrenimizin uzayını meydana getiren enerji alanı sağlamaktadır. (Higgs alanı) Bu alan kütlesiz enerjiyi ışık hızında tutar. Kütleli olanlarına da ışık hızını yasaklar. Kütleli olanlar zaman anlayışına tabidir. Kütlesiz olanlar, yani "ışık hızında olanlar" "zaman" anlayışına tepki vermezler. Çünkü momentum edinmemişlerdir. Onlar sadece enerjidir. Işık hızında kütle ve hız birbirini götürür, sıfırlanır geriye sadece "enerji" kalır. "Birbirini götürür" derken "yok olurlar" anlamında değildir, birbirlerine dönüşüp aynı şey olurlar ve kütlesizleşen enerjinin "potansiyeli" haline gelirler. Yani kütle ve hız birleşip toplam bir potansiyel güç olarak enerji haline gelirler. İleride bu enerji evrene geri dönmek durumunda olursa ortaya çıkacak olan kütle ve hız muhafaza edilmektedir. Enerjinin korunumu yasası bunu öngörür... Zaman demek "uzay" demektir. Uzay olmazsa hareket olmaz. Hareket edecek bir mekan (uzay) varsa orada zaman da vardır. Yani, uzay ve hareket birlikte "zaman" kavramını oluştururlar.

Boyutu kullanmamam gerekirdi, yanlış anlaşılmalara yol açıyor, boyut derken büyüklük anlamında kullanmak istemiştim. Mesela sıcaklık gibi...

Hareket için taban oluşturulmadıkça hareket tek başına mümkün değildir demek istiyorsunuz kısaca.

İsterseniz biraz daha açalım konuyu. Bizim evrenimiz kendi uzayını kendisi inşa etmiştir. Yani uzay dediğimiz evrenin zemini bir çeşit enerji alanıdır ve pozitif enerji (+) içerir. Bu enerji alnında kütlesiz enerjiler ışık hızında bulunurlar. Bunun da nedeni; ışık hızında madde ve hızın birbirine dönüşmesi, kaynaması ve salt enerji haline gelmesidir. Bu durum tamamen bizim evrenimizin zemin enerjisinin derecesi yüzünden meydana gelir. Evren dışının ya da başka evrenlerin aynı yasalara uyduğunu söyleyemeyiz. Yine; bizim evrenimizin "uzay" alanı yüzünden boyutlar ortaya çıkmıştır. Boyutları düzenleyen uzayın yapısıdır. Eğer uzay olmasaydı boyutlar da (en, boy, yükseklik) olmazdı. Yine aynı mantıkla gidersek, "zaman" kavramı da bizim evrenimizin uzay yapısı yüzünden meydana gelmiştir demek zorunda kalırız. Çünkü "uzam" olduğunda ona paralel "zaman" da kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Enerji saf haldeyken hareket (momentum) ve kütle içerir. Genleşip, aralıklar oluştuğunda potansiyel halde bulunan kütle ve hareket nicelikleri açığa çıkıp evrenin maddesini meydana getirmişlerdir dersek yanlış olmaz sanırım. Yani söylemek istediğim; Hareket ve oluşan zemin birbirlerine bağlı ve ayırt edilemez durumdadır. Ayrı ayrı değerlendiremeyiz. Hepsi de enerjinin açılımıdır...

İsterseniz biraz daha açalım konuyu. Bizim evrenimiz kendi uzayını kendisi inşa etmiştir. Yani uzay dediğimiz evrenin zemini bir çeşit enerji alanıdır ve pozitif enerji (+) içerir. Bu enerji alnında kütlesiz enerjiler ışık hızında bulunurlar. Bunun da nedeni; ışık hızında madde ve hızın birbirine dönüşmesi, kaynaması ve salt enerji haline gelmesidir. Bu durum tamamen bizim evrenimizin zemin enerjisinin derecesi yüzünden meydana gelir. Evren dışının ya da başka evrenlerin aynı yasalara uyduğunu söyleyemeyiz. Yine; bizim evrenimizin "uzay" alanı yüzünden boyutlar ortaya çıkmıştır. Boyutları düzenleyen uzayın yapısıdır. Eğer uzay olmasaydı boyutlar da (en, boy, yükseklik) olmazdı. Yine aynı mantıkla gidersek, "zaman" kavramı da bizim evrenimizin uzay yapısı yüzünden meydana gelmiştir demek zorunda kalırız. Çünkü "uzam" olduğunda ona paralel "zaman" da kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Enerji saf haldeyken hareket (momentum) ve kütle içerir. Genleşip, aralıklar oluştuğunda potansiyel halde bulunan kütle ve hareket nicelikleri açığa çıkıp evrenin maddesini meydana getirmişlerdir dersek yanlış olmaz sanırım. Yani söylemek istediğim; Hareket ve oluşan zemin birbirlerine bağlı ve ayırt edilemez durumdadır. Ayrı ayrı değerlendiremeyiz. Hepsi de enerjinin açılımıdır...

İsterseniz biraz daha açalım konuyu. Bizim evrenimiz kendi uzayını kendisi inşa etmiştir. Yani uzay dediğimiz evrenin zemini bir çeşit enerji alanıdır ve pozitif enerji (+) içerir. Bu enerji alanında kütlesiz enerjiler ışık hızında bulunurlar. Bunun da nedeni; ışık hızında madde ve hızın birbirine dönüşmesi, kaynaması ve salt enerji haline gelmesidir. Bu durum tamamen bizim evrenimizin zemin enerjisinin derecesi yüzünden meydana gelir. Evren dışının ya da başka evrenlerin aynı yasalara uyduğunu söyleyemeyiz. Yine; bizim evrenimizin "uzay" alanı yüzünden boyutlar ortaya çıkmıştır. Boyutları düzenleyen uzayın yapısıdır. Eğer uzay olmasaydı boyutlar da (en, boy, yükseklik) olmazdı. Yine aynı mantıkla gidersek, "zaman" kavramı da bizim evrenimizin uzay yapısı yüzünden meydana gelmiştir demek zorunda kalırız. Çünkü "uzam" olduğunda ona paralel "zaman" da kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Enerji saf haldeyken hareket (momentum) ve kütle içerir. Genleşip, aralıklar oluştuğunda potansiyel halde bulunan kütle ve hareket nicelikleri açığa çıkıp evrenin maddesini meydana getirmişlerdir dersek yanlış olmaz sanırım. Yani söylemek istediğim; Hareket ve oluşan zemin birbirlerine bağlı ve ayırt edilemez durumdadır. Ayrı ayrı değerlendiremeyiz. Hepsi de enerjinin açılımıdır...

Cevabınız için teşekkür ederim. Boyut kelimesini Fizikist'te büyüklük anlamında kullanmamam gerekirdi.