0

Ben gerçeklikle uyumlu olması için 9. gezegen değil 10. gezegen derdim. Çünkü güneş sisteminde bir 9.gezegenin teoriksel varlığı kanıtlandı sadece gözlem yapılmadı daha. ( Plutön hala bir cücde gezegen ) Diğer yandan evet yıldızımıza yani güneşe olan uzaklık gezegenin soğuk, sıcak, G kuvveti, atmosferi gibi faktörleri etkileyen en büyük etkenlerden biri. Mesela bu 10. başıboş gezegen jupiter yakınlarında yörüngeye otursa yaşam için gerekli olan sıcaklık sağlanamazdı. Yine aynı şekilde merkür yakınların da yörüngeye oturduğu durumdu aynı. Ve bu 10. başıboş gezegenin Güneş sisteminde kütleçekimsel bir bozukluk yaratması için; uzay-zamanı yıldızımızdan daha fazla bükmesi, eğmesi gerekir ya da olağan üstü bir yoğunluğa sahip olması gerekir. Bu fiziksel koşullara sahip olmadıkça hiçbir gezegen bulunduğu yıldız sisteminde uzay-zamanı yıldızından daha fazla bükemez bu yüzdende yıldızın büktüğü uzay-zaman da belirli ve periyodik bir yörüngeye oturur.Şuan bile uzay-zamanı büküyorsunuz, eğiyorsunuz fakat bu çok küçük ölçekte bir bükülme. Bu bükülme en hassas cihazlar ile genel göreliliğin yardımı ile ölçülebilir belkide. Güneş sistemimize bir şekilde kozmolojik olaylar sonucu yerleşen bir gezegenin diğer gezegenlere ilk etkisi ( en azından yaşam olan dünyaya ilk etkisi ) bunun tanrı'nın işi mi yoksa uzay-zamanın vurdumduymazlığı mı olduğu olacaktır sanırsam. Uzay-zamana olan etkileri dışında bu gezegenin, diğer gezegenlere ( dünya gezegeni hariç ) sosyolojik, psikolojik ya da tinsel bir etkisi olmayacaktır. İnsanlığın yeni bir yuva olarak gördüğü ve gitmeye gerçek ve bilimsel anlamda hazırlandığı mars gezegenini düşünelim. Bu başarılırsa kuşkusuz insanlık tarihinin en önemli " eylemi " olacaktır. Fakat sorunuz aklıma şu olasılığı getirdi: Yıl 2030 / Dünya gezegeni / Dünya gezegeni, insanlığın yarattığı kaos, düzensizlik ve savaşlardan dolayı artık canlılığını ve yaşam sunan bir yer olmaktan çıkmıştır. İnsan türünün devamı için en önemli ve son proje olan MARS projesi politika, savaşlar ve milliyetçilik akımları yüzünden sekteye uğramış ve bu sorunlar çözülmeden de projenin koloniler kurmak için göndermesi gereken roketler ve kurması gereken gezegenler arası taşıma sistemi kurulamamış. Tam bu kaos'un ve umutsuzluğun ortasında bilim insanları ( NASA ) başıboş bir gezegenin Oort bulutsusundan güneş sistemi sınırlarına yaklaştığını Edwin Hubble teleskobu ile tespit eder. Diğer uzay ajansları bu bilgiyi doğruladıktan sonra bu 10.misafir gezegen haberi tüm dünya yayılır. Bu " 10. misafir gezegen " insanlığın kurtuluşu, yeni evi mi olacak yoksa bu 10. misafir gezegen tıpkı tanrı'nın dinozorlara fırlattığı bir yok oluş habercisi mi ? Sorduğunuz soru ile yola çıkarak en az 4 farkı senaryo aklıma geldi. Ve iyi bir hayal gücüne ve sağlam bir gerçeklik görüşüne sahip bir beyin, birazda işin içine insanlık, kurtuluş, tanrı'nın gazabı gibi temaları da ekleyerek inanın bana bir dizi bile çekebilir.

Kemal ( Bay Hiçkimse ) 7 yıl önce 0
3

Ben gerçeklikle uyumlu olması için 9. gezegen değil 10. gezegen derdim. Çünkü güneş sisteminde bir 9.gezegenin teoriksel varlığı kanıtlandı sadece gözlem yapılmadı daha. ( Plutön hala bir cüce gezegen ) Diğer yandan evet yıldızımıza yani güneşe olan uzaklık gezegenin soğuk, sıcak, G kuvveti, atmosferi gibi faktörleri etkileyen en büyük etkenlerden biri. Mesela bu 10. başıboş gezegen jupiter yakınlarında yörüngeye otursa yaşam için gerekli olan sıcaklık sağlanamazdı. Yine aynı şekilde merkür yakınların da yörüngeye oturduğu durumdu aynı. Ve bu 10. başıboş gezegenin Güneş sisteminde kütleçekimsel bir bozukluk yaratması için; uzay-zamanı yıldızımızdan daha fazla bükmesi, eğmesi gerekir ya da olağan üstü bir yoğunluğa sahip olması gerekir. Bu fiziksel koşullara sahip olmadıkça hiçbir gezegen bulunduğu yıldız sisteminde uzay-zamanı yıldızından daha fazla bükemez bu yüzdende yıldızın büktüğü uzay-zaman da belirli ve periyodik bir yörüngeye oturur.Şuan bile uzay-zamanı büküyorsunuz, eğiyorsunuz fakat bu çok küçük ölçekte bir bükülme. Bu bükülme en hassas cihazlar ile genel göreliliğin yardımı ile ölçülebilir belkide. Güneş sistemimize bir şekilde kozmolojik olaylar sonucu yerleşen bir gezegenin diğer gezegenlere ilk etkisi ( en azından yaşam olan dünyaya ilk etkisi ) bunun tanrı'nın işi mi yoksa uzay-zamanın vurdumduymazlığı mı olduğu olacaktır sanırsam. Uzay-zamana olan etkileri dışında bu gezegenin, diğer gezegenlere ( dünya gezegeni hariç ) sosyolojik, psikolojik ya da tinsel bir etkisi olmayacaktır. İnsanlığın yeni bir yuva olarak gördüğü ve gitmeye gerçek ve bilimsel anlamda hazırlandığı mars gezegenini düşünelim. Bu başarılırsa kuşkusuz insanlık tarihinin en önemli " eylemi " olacaktır. Fakat sorunuz aklıma şu olasılığı getirdi: Yıl 2030 / Dünya gezegeni / Dünya gezegeni, insanlığın yarattığı kaos, düzensizlik ve savaşlardan dolayı artık canlılığını kaybetmiş ve yaşam sunan bir yer olmaktan çıkmıştır. İnsan türünün devamı için en önemli ve son proje olan MARS projesi politika, savaşlar ve milliyetçilik akımları yüzünden sekteye uğramış ve bu sorunlar çözülmeden de projenin koloniler kurmak için göndermesi gereken roketler ve kurması gereken gezegenler arası taşıma sistemi kurulamamış. Tam bu kaos'un ve umutsuzluğun ortasında bilim insanları ( NASA ) başıboş bir gezegenin Oort bulutsusundan güneş sistemi sınırlarına yaklaştığını Edwin Hubble teleskobu ile tespit eder. Diğer uzay ajansları bu bilgiyi doğruladıktan sonra bu 10.misafir gezegen haberi tüm dünya yayılır. Bu " 10. misafir gezegen " insanlığın kurtuluşu, yeni evi mi olacak yoksa bu 10. misafir gezegen tıpkı tanrı'nın dinozorlara fırlattığı bir yok oluş habercisi mi ? Sorduğunuz soru ile yola çıkarak en az 4 farkı senaryo aklıma geldi. Ve iyi bir hayal gücüne ve sağlam bir gerçeklik görüşüne sahip bir beyin, birazda işin içine insanlık, kurtuluş, tanrı'nın gazabı gibi temaları da ekleyerek inanın bana bir dizi bile çekebilir.

Kemal ( Bay Hiçkimse ) 7 yıl önce 0
2

bende bir senaryo yapayım konu bu anlamda müthiş... dünyanın 1.5 katı bir büyüklüğünde ve 1.5 katı ağırlığında bir gezegenin solar sistem dışından giriş yapıyor... 1-plüton un ötesindeki meteorları solar sistemin içlerine doğru hareket ettirmeye başlar... 2-hadi bu meteorlar saturn-neptun ve uranus gibi büyük kütleli gezegenler tarafından çekildi ve dünya için tehlike kalmadı... 3-bu yeni gelen gezegen ilerlemeye devam etti ve görece olarak çok hızlıydı ve baaammm doğrudan mars a çarptı ve gezegenin kendisi mars yörüngesine oturdu...mars yörüngeden çıktı ve şans eseri güneş sistemine zarar vermeden solar sistemden çıktı... 4-tabi bu gezegen kaç zamandır başı boştu bilmiyoruz ama tamamen buz kaplı olabilir...çözünmesi ve atmosfer oluşturması haliyle bayağı zaman alacak... burada bir zaman atlaması yapılabilir...mesela bahsettiğim olay @kemal in dediği gibi 2030 da olsun ve bu olaydan sonra zaman birden 2 milyon yıl atlasın....2 milyon 2030 yılındayız...yaklaşık 50 yıl önce bu yeni gezegene gidildi solunabilir hava ve içilebilir su...buradan devam edilebilir... not: @kemal sorunuzla ilgili düşünme sürecim devam ediyor :) ama kısa bir hikaye ile buradan başlayayım devamı gelecek... ilk insan cennetten sadece yasaklı olan meyveyi yediği için kovulmadı...özgür iradesini kullanarak ilk seçimi yaptığı için kovuldular zira artık dünyada ki ortama hazırlardı...

Ömer ( Karanlık Profil ) 7 yıl önce 0
0

İç yörüngelere oturması zor. Güneşe olan mesafe yakınlığından, diğer gezegenlerin yörüngelerini ve hızlarını etkiler. Eninde sonunda toslaşırlar. Mars ile Jüpiter arası en uygun konum ama orasıda önceki sahibinin parçaları ile dolu. Gezegen bin pişman olur geldiğine, geleceğine... İllaki sıcak ve yaşam olsun istiyorsanız, Satün ya da Jüpiter çevresirde uydu olabilir. Görece güneş sistemine etkileri daha az olur. Büyük gezegenin kütle çekiminden kaynaklanan gelgitlerle, sürtünme sonucu ısı oluşacaktır. Eğer Jüpiteri ateşlemeyi de başarabilirlerse, bir kaç milyon yıllık bir mini güneşleri de olabilir. Ayrıca binlerce yıl buz kaplı olması, onu battaniye gibi (iglo örneği) örtmüş olduğunu gösterir. Büyüklüğüne göre (ne kadar küçük, o kadar ısı kaybı) çekirdeği hala sıvı olabilir. Bu da buz altında , Europa misali, sıvı suda "yaşam olasılığını" mümkün kılar. Medeniyet gelişiminde, metale hükmetmesi için ateş şart. Bu nedenle, varsa canlılar bu gezegende, teknoloji olarak çok farklı olmak zorundalar. Varsa zeki yaşamlar, kafadan bacaklılar gibi zeki bir tür evrimi olabilirler. Basınç ve etkileri ; gerek hücre düzeyinde canlılar için, gerek kimyasal gerek ise fiziksel etkileri ile madde ve bileşikler için göz önüne alınmalı. (Bir romanda, dünya ya saldıran bir çöl gezegeninin muhteşem savaş gemileri, onca yolu kat edip işgal için dünya atmosferine girdikleri zaman yok olmuşlardı. Çünkü ana gemilerin ana yapım malzemesi, kendi gezegenlerinde bolca olan Sodyum metali idi... "Sodyum- Su ile" karşılaşınca :-)

Burtay Mutlu (shibumi-tr) 7 yıl önce 0